Diyarbakır'da STK'lerden çağrı: Cezaevlerinde işkence ve kötü muameleden vazgeçilsin

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair Diyarbakır’da ortak açıklama yapan STK'ler, kötü muamele ve işkencelerden vazgeçilmesi yönünde çağrıda bulundu.

Abone ol

Mahsum Kara

DİYARBAKIR - Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde ortak açıklama yaptı. Açıklamaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu, TMMOB Amed İl Koordinasyonu, KESK Amed Şubeler Platformu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), ÖHD Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Tabip Odası, DİSK Diyarbakır Bölge Başkanlığı, Rosa Kadın Derneği ve tutuklu yakınları katıldı. Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan açıklamada, “Cezaevlerinde hak ihaleleri ve keyfi uygulamalar son bulsun” yazılı pankartı açıldı.

‘MAHPUSLARA İNSANLIK DIŞI DAVRANIŞLARDA BULUNULAMAZ'

Sivil toplum örgütleri adına basın açıklamasını okuyan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, tutuklu nüfusunun her geçen gün ciddi bir artış gösterdiğine dikkat çekti. Bu artışın, ihlallerin önemli ölçüde artmasına neden olduğunu ifade eden Zeytun, şunları söyledi:

“Türkiye’de hapishaneler, başta muhalifler olmak üzere siyasi iktidar tarafından ‘tehlikeli’ olarak değerlendirilen insanların tutulduğu mekanlar haline gelmiştir. İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele, yalnızca politik mahpuslara değil; insanlık onuruna aykırı tutulma halini reddeden adli mahpuslara karşı da bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Hapishanelerde ‘insanca’ yaşamı sağlamak için getirilmiş ‘asgari standart' kurallar vardır. Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarının gerektirdiği gibi saygılı davranılmalıdır. Hapsetmenin, başlıca ceza infaz yöntemi olarak varlığını koruduğu ve mahpus sayısının her yıl arttığı Türkiye’de hapishanelerin insan hakları ve uluslararası standartlar ile olabildiğince uyumlu hale getirilmesi gerekir. Ulusal ve uluslararası mevzuata göre hapis cezası sadece ve sadece hapsedilen kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakmak anlamına gelmektedir; hapsedilen kişiye hiçbir şekilde ‘zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda' bulunulamaz; mahpuslara insanlık onuruna aykırı davranılamaz.”

‘İHLALLERDE SORUMLULUK DEVLETE AİTTİR'

Cezaevlerinde tutuklara yönelik hak ihlallerine değinen Zeytun, şöyle devam etti:

“Kamuoyuna yansıdığı ve hak örgütlerinin ziyaretleri neticesinde belirttikleri üzere, Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Hapishanesi'nde kalan mahpuslara ceza infaz kurumu görevlilerince işkence ettikleri iddia edilmiş ve bu işkence nedeni ile Ferhan Yılmaz adlı mahpus yaşamını yitirdiği ifade edilmiştir. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 13.04.2022 tarihinde iddiaların gerçeği yansıtmadığı şeklinde yazılı açıklama yapılmıştır. İnsan hakları hukukunda, insan haklarının korunmasında ve bu anlayışın doğal sonucu olarak yaşanılan ihlallerde de sorumluluğun devletlere ait olduğu uluslararası belgelerle tarif edilmiştir. İhlallere ilişkin adli ve idari makamlarca, yaşam hakkının ihlal edilmesi ve işkence yasağına aykırı eylemler nedeni ile kamu görevlileri hakkında etkin bir soruşturma yürütülmelidir. Silivri’de yaşanan ve kamuoyuna yansıyan iddialar hapishane idaresinin yaşam hakkına ve işkence yasağına dair tüm yükümlülüklerini ihlal ettiği görülmektedir. Ancak Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan yazılı açıklama, iddiaların araştırılması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması yönündeki beklentilerin uzağındadır. Bu açıklama ile savcılık makamı, soruşturma işlemleri henüz tamamlanmadan, iddialar hakkında yürütülen soruşturma konusunda isteksizliğini, hareketsizliğini ortaya koymaktadır. Bu da Türkiye’de politika halini alan cezasızlığı, bu politika ile sorumluları ortaya çıkaracak şekilde yeterli ve etkin soruşturma yürütülmesinin sağlanmayacağını göstermektedir."

‘İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE UYGULAMALARINDAN VAZGEÇİLSİN'

Hapishanelerde tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından vazgeçilmesi konusunda yetkililere çağırıda bulunan Zeytun, “Hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Yaşanan hak ihlallerinin bir an evvel sonlandırılması için herkesi sorumlu olmaya davet ediyoruz” diye konuştu. (DUVAR)