Diyarbakır'da taranan araç için hak ihlali kararı
AYM, 2017 yılında Diyarbakır'da bir toplu taşıma aracına polis tarafında ateş açılmasıyla ilgili başvuruda yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal bulunduğuna hükmetti.
DUVAR - Anayasa Mahkemesi, Metin Bekiroğlu ve Özgür Atagün başvurusunda, Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine karar verdi.
15 Şubat 2017 tarihinde başvurucuların içinde bulunduğu toplu taşıma aracı Diyarbakır ile Lice ilçesi arasında seyir halinde iken zırhlı polis aracı tarafından araca ateş edilmişti. Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada olay yeri incelemesi yapılmış, polislerin ve tanıkların ifadeleri alınmış ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. İtirazlar Sulh Ceza Hâkimliği tarafından, kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı gerekçesiyle reddetmişti.
Başvurucular, kolluk kuvvetlerinin sivillerin bulunduğu toplu taşıma aracına hayati tehlike oluşturacak şekilde ateşli silah kullanmasına karşı etkili soruşturma yapılmaması nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
AYM kararında soruşturmanın ateşli silah kullanımı bağlamında yaratılan yaşamsal tehlikenin sonucu itibarıyla değerlendirilmediği bir süreç olduğuna dikkat çekildi.
“Başsavcılık tarafından ilk etapta herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan '…bölgenin sıkıntılı bir bölge olması nedeniyle muhtemelen terör örgütü üyelerinin açtığı ateş sonucunda aracın zarar görmüş, mağdurların yaralanmış olduğu ve soruşturmayı yürütmekte hukuki yarar bulunmadığı' gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına hükmedilmiştir. Oysa kararın verildiği tarihte, minibüse giren merminin polis aracında bulunan ağır makineli silah ile atıldığını ayrıntılarıyla belirten Kriminal Polis Laboratuvarı raporu mevcuttur” ifadelerine yer verilen AYM kararında takipsizlik kararının gerekçesinin kanaate dayandığı belirtildi. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen kararda “gerekçesinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı”nın ifade edildiğine vurgu yapılan AYM kararında, yargı makamlarının kararlarına dahi yansıyan bu hukuki belirsizlik/gerekçesizlik halinin soruşturmanın ciddiyetine gölge düşürdüğü kaydedildi.
Lice Cumhuriyet Başsavcılığının istenen bilgiyi iki yıl gibi uzun bir süre cevap vermemesinin dahi tek başına soruşturma sürecindeki özensizliğe dair açık bir emare olduğunun belirtildiği AYM kararında Başsavcılığın olaya ilişkin hemen hemen hiçbir araştırma ve inceleme yapmadığı belirtildi,
Anayasa Mahkemesi yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü bakımından ihlal edildiğine karar verdi. Tazminata ilişkin talepleri ise reddetti. (HABER MERKEZİ)