Doktorlar tepkili: Amniyotik bant bir tıbbi malzeme değildir, unutulamaz!
'Karnında amniyotik bant unutulduğu' için isyan eden anne tartışma konusu oldu. Doktorlar, amniyotik bandın ilgili haberde sanki bir gazlı bez veya plastermiş gibi sunulmasına tepkili. Amniyotik bandın bir malzeme değil teşhiş olduğuna, dolayısıyla da 'anne karnında unutulacak bir şey' olamayacağına dikkat çeken Türk Jinekoloji Derneği ve Obstetrik Derneği yargıya gidiyor...
İZMİR - Birçok ulusal kanalda yayınlanan 'anne karnında unutulan amniyotik bant' haberi doktorlar arasında şaşkınlık ve infial yarattı. Haberde, devlet hastanesinde 'doktor ihmali nedeniyle karnında bant unutulan' bir anneyi izledik. Nisan 2017'de sezaryen ameliyatı olduğunu söyleyen anne adayı Sultan Karabıyık, 'karnında unutulan şerit bant' nedeniyle çok ağrısı olduğunu, bantın kendisini sıktığını ve çocuğunu aldırmak zorunda kalacağını anlatıyor, doktorlara isyan ediyordu.
DOKTORLAR YASAL GİRİŞİMDE BULANACAK
Türk Jinekoloji Derneği ve Obstetrik Derneği (TJOD) ise ilgili haber ve bu haberi yayınlayan kuruluşlar hakkında yasal girişimde bulunacak. Zira 'anne karnında doktorlar tarafından unutulan bir tıbbi malzeme' gibi sunulan amniyotik bandın esasında bu durumla yakından uzaktan ilgisi yok.
Peki, haberin yayılmasıyla merak uyandıran amniyotik bant ne demek? 'Anne karnında amniyotik bant unutulması' diye bir şey mümkün mü? İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök ile Kadın Doğum Uzmanı Dr. Zehra Mete, bu soruların yanıtlarını Gazete Duvar'a verdi.
'LİTERATÜRE GEÇECEĞİZ'
Amniyotik bandın tıbbi bir malzeme değil, anne karnındaki bebeğe konulan bir teşhis olduğunun altını çizen Sürenkök, "Bizim memleketimizin kara mizahı bu. Böyle haberler sayesinde dünyada ‘karında unutulan şerit bantların çocukta yaptığı hastalık’ şeklinde literatüre gireceğiz yakında" sözleriyle habere tepki gösterdi.
'AİLEYE BİLGİ VERİLEREK ANNE KORUNUR'
Sürenkök, amniyotik bandın tıbbi tanımını şöyle yapıyor: Doğuştan var olan ve nedeni henüz bilinmeyen, muhtemelen anne karnında bebeği besleyen plasenta adlı yapının yapışıklıklarının zarının bebeğe yapışması...
Peki böyle bir durumun ortaya çıkması halinde ne yapılır? Sürenkök şöyle anlatıyor: "Ultrason sonuçlarına göre eğer çocuğun gerçekten yaşamasına engel olacak bir olay varsa ya da ileride ciddi bir sorun çıkaracaksa, aileye bununla ilgili bilgi verilir. İleri tetkiklerle bebeğin ne kadar etkilendiği tespit edilip alınmasını gerektirecek kadar sorun varsa, bu durum aileye anlatılarak bebeğin alınması teklif edilir. Yani bu sayede engelli bir çocuğa sahip olma ihtimali baştan aileye söylenmiş ve kadın aslında korunmuş olur."
'BİR BANT KELİMESİ ÜZERİNDEN PLASTERE GİTMEK USTALIK GEREKTİRİYOR'
"Bu durumun bir önceki sezaryenle ya da oradaki bir 'bant'la hiçbir alakası olmadığı çok net" diyen Sürenkök, şöyle devam etti: "Bu olayda anneye kimin bu bilgileri verdiği de ayrı bir soru işareti. Anne, 'Bu bebeği almamız gerekir' diyen hekime niye alacaksınız diye sorma cesaretini mi gösteremedi? Bir hekim anneye 'Senin karnında amniyotik bant var, çocuğunu alacağız' demez. Mutlaka yapısal bir takım problemlerle çocuğun sakat doğacağını anlatır. Açıkçası sadece bir bant kelimesi üzerinden işi bir önceki sezaryende kullanılan yapışkan bantlara, plaster bandına götürüp bağlamak herhalde büyük bir ustalık gerektiriyor. Annenin bu bahsettiği bandın ameliyat esnasında karnın içinde değil, her ameliyat ya da pansuman sırasında yapıştırma amacıyla kullandığımız yara bandı olduğunu da bir kez daha hatırlatmakta yarar var."
'MEDYA SAĞLIK SİSTEMİNİ HEKİMLER ÜZERİNDEN KARALAMASIN'
Sürenkök, ilgili haberi bu haliyle yayınlayan kuruluşları da eleştirdi. 'Habercilerin hiçbir araştırma yapmayarak bu duruma ön ayak olduklarını' söyleyen Sürenkök, bu durumun 'günümüz haberciliğinin sansasyon odaklı olmasından kaynaklandığı' görüşünde. İzmirli hekim şu tepkiyi gösterdi: "Çünkü bir hekime yönelik şiddetten çok, bir hekim kusuru medyada daha çok algı yaratıyor ve ilgi çekiyor. Bu nedenle oradaki medya mensupları da haberin tıbbi alt yapısını incelemeden sadece sansasyona yönelik bir duyguyla balıklama atlıyorlar bu tür haberlere. Bu haberciliğin çok kötü bir örneği. Toplumda infial yaratan, hekimleri karalayan, küçük düşüren ama bu haberi yapanın cehaletini de ortaya koyan bir tablo. Medya sağlık sistemini karalayacaksa lütfen bunu hekimler üzerinden yapmasın. Bir sağlık haberi yapacaklarsa, her kanalın kendi tıbbi danışmanı olur ve en azından basit bir cümleyle bilmediklerini sorarlarsa, bu cehaletten ve yarattıkları kara tablodan kendilerini korumuş olurlar. Bu, basın için gerçekten bir kara tablo. Bir anne, cehaletinden ya da birilerinin iteklemesiyle bunu yapmış olabilir ama bir basın mensubu bu kadar cahil olmamalı. Hiçbir şey bilmiyorsan, tanıdığın doktor yoksa, amniyotik bant nedir diye Google'a yaz sor! Böyle haberler sayesinde dünyada etiyolojik faktörler arasında 'karında unutulan şerit bantların çocukta yaptığı hastalık’ şeklinde literatüre gireceğiz yakında."
'DEZENFORMASYON TOPLUMU YARATILIYOR'
Kadın doğum uzmanı Dr. Zehra Mete ise sezaryen doğumlara bakıldığında amniyotik bant hastalarının oranının epey düşük olduğunu ifade etti. Mete, amniyotik bandı şöyle tanımladı: "Kişinin gebe olmadığı dönemde geçirdiği bir enfeksiyon veya bazen bir ameliyat sonucunda ortaya çıkabilir. Rahmin, yani çocuk yatağı olarak bilinen boşluğun içinde bir yapışıklık alanı oluşur. O alanda eğer gebelik oluşursa var olan yapının içinde bulunmaya devam eder. Amniyotik bant, çocuğun bacaklarına, kollarına, gövdesine sarılarak orada çukurlar oluşturmasına sebep olabilir. Bazen de doğuştan, tam olarak bilemediğimiz nedenlerle oluşan şeylerdir. Bazen çocuk doğar ve vücudunda yapışıklar olur."
Mete, bu tür haberlerin bir 'dezenformasyon toplumu yarattığından' da şikayetçi: "Bir haber merkezi o hekimin bilgisine başvurmadan, ne dediği tam anlaşılmadan, sadece suçlama bazında böyle bir şey ortaya attığında kim, nasıl kendisini savunacak? Kaldı ki, neden savunmaya girelim... Şimdi bütün kanallar amniyotik bandın peşine düşecekler. Yani o kadar aciz durumlara düşüyoruz ki, gerçekten çok üzgünüm. Haberdeki anne olayı anlatırken amniyotik banttan sanki orada unutulmuş ve unutulmaması gereken bir şeymiş gibi bahsediyor. Sanki oraya bir gazlı bez konulmuş da orada unutmuşlar gibi! Bu çok üzücü bir şey. Böyle bir saçmalık üzerinden haber yapılamaz. Günümüzde hekimlere yönelik şiddeti tartışıyorken, şiddete karşı yasa çıksın derken, sözde şiddet gerekçeleri ortaya çıkıyor birer birer. Ne söylenebilir ki, kahvehane muhabbeti bu! Yöntem olarak tanıyı koyan doktora gidip sormak çok zor olmamalı bir haberci için... Her bebeğini kaybeden, her ameliyattan çıkıp komplikasyonu olan kişinin şikâyeti üzerine ulu orta haber yapamazsınız. O zaman ne cinayetlerin önünü alabiliriz ne de barışı koruyabiliriz bu ülkede!"