Doktorlara geleneksel tıp eğitimi: Sülük, hacamat dersi verilir

Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde isteyen doktorlar geleneksel tıp eğitimi alabiliyor. Eğitimler arasında sülük tedavi, kupa, akupunktur, osteopati, fitoterapi, homeopati gibi yöntemler bulunuyor.

Abone ol

DUVAR - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde isteyen doktor, eczacı ve diş hekimlerine geleneksel tıp eğitimi veriliyor. 40 saatte hacamat, sülük tedavisi öğrenmenin ücreti, eğitim türüne göre değişiyor.

Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, isteyen doktorlara geleneksel tedavi yöntemleri öğretiliyor. Söz konusu eğitimin, az sayıda kamu hastanesinde modern yöntemlerle birlikte uygulandığının belirtildiği haberde, hastanenin İdari ve Eğitim Sorumlusu Kanat Tayfun'la yapılmış bir görüşme yer aldı.

Hastanelerinde isteyen doktor, eczacı ve diş hekimlerine 'Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp' alanında belirlenen 15 dalda eğitim verildiğini belirten Tayfun, bu şekilde, sektörde ve kamuda görevli doktorların kamu hastanesinde geleneksel tedavi yöntemleri konusunda yetkinlik kazanmasının hedeflendiğini söyledi.

40 SAATLİK KUPA TERAPİSİ

Hastanede akupunktur, osteopati, fitoterapi, homeopati, kupa, sülük (Hirudoterapi), larva (Maggot), apiterapi (Arı ve arı ürünleri), proloterapi, mezoterapi, müzik terapi, hipnoz, ozon terapi, refleksoloji alanlarında eğitim veriliyor. Teorik ve uygulamalı eğitimlerin, akademik çevreden isimlerle özel klinik ve hastanelerde görev yapan ve yönetmeliklerce eğitim vermeye yetkin olan doktor, eczacı ve diş hekimleri tarafından verildiğini vurgulayan Tayfun, en kısa eğitimin 40 saatle kupa terapisi olduğunu, en uzun süren eğitimin başında ise 1000 saatle osteopatinin geldiğini söyledi. Hastanenin konferans salonunda hafta içi ve hafta sonları olmak üzere, ücrete tabi olarak verilen eğitimlerin fiyatlandırması ise alınan eğitimin türüne, süresine ve derste kullanılan malzemeye göre değişiyor.

Bu gibi uygulamaların 'alternatif tıp' olarak anılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getien Tayfun, hastanelerde geleneksel tıp eğitiminin verilmesini Doğu ve Batı tıbbının entegrasyonu olarak nitelendiriyor: “Bu uygulamalara ‘alternatif tıp’ denmesine karşıyız, çünkü tıbbın alternatifi yoktur. Burada en önemli unsur Doğu ve Batı tıbbının entegrasyonunu sağlamak ve geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamaları ile destek olmaktır (…) 'Baş ağrım veya migrenim var!' diyerek polikliniğimize gelen hasta, önce nöroloji servisine gönderiliyor. Tanısı konup, tedavisi düzenlendikten sonra ünitemizde uygun tedaviye alınıyor. GTT uygulamaları ile ilaç dozu, hastalık ve tedavi süresi kısaltılıyor veya sorunun tamamen bitirilmesi sağlanıyor. Bel —boyun ağrısı veya fıtıkla gelen hastaların cerrahi yaklaşımlardan önce ilgili uzmanlık dalındaki doktorun yönlendirmesi ile ameliyat olmadan çözüme kavuşturulmasına çalışılıyor. Hastanemizce etkin kullanılan bu modelle olumlu geri dönüşler sağlanıyor.”