Dopingli sporcunun adı salonlarda durmamalı

Türkiye atletizm tarihinin en kirli madalyasının sahibinin adının spor salonlarında yer almaya devam etmesi, doping sorununu çözmeye ve spor kültürü yaratmaya niyetli olanların samimiyetini sorgulatmakta. Gerekli değişimlerin yapılması konusunda bundan daha doğru, başka bir zaman mı var?

Volkan Ağır vagir@gazeteduvar.com.tr

Türkiye atletizminin en önemli sahnelerinden biriydi. Önde Aslı Çakır Alptekin, arkada Gamze Bulut 1500 metre finalinde yarışı "Abla arkandayım!" seslenişiyle önde bitiriyordu. Daha önce atletizmde elde edilemeyen bu başarı sonunda, ilk telefon eden Recep Tayyip Erdoğan’dı. O canlı röportaj sahnesini herkes hatırlıyordur. İki sporcu da sözlerini bu başarıyı Türkiye'ye armağan ederek tamamlamıştı. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda kazanılan bu iki madalya da artık yok. İki sporcu da doping yaptıkları gerekçesiyle madalyalarını iade ettiler. Ben de bu iki sporcuya da bu armağanlarını geri veriyorum. Böylesine kirli bir hediyeyi kabul etmiyorum.

Gamze Bulut 2020'ye kadar cezalı. Aslı Çakır Alptekin ise Türkiye’ye Atletizm Federasyonu’nun yaptığı son açıklamaya göre ömür boyu spordan men edildi. Gerekçe ise Alptekin’in 3. kez ihlal yapmış olması olarak açıklandı. O ihlal nedir henüz bilmiyoruz fakat 2012 Londra Olimpiyat Oyunları tarihindeki en büyük kara lekeyi bırakarak geçmiş oldu bu iki sporcu hayatımızdan. Elbette bu iki sporcuyu doping konusundaki ihlallerden uzak tutamayan (belki de bilerek ve isteyerek yönlendiren) çevresindeki herkes de dönemin spor bakanı da buna dahil. Açıklanmayan bir çok soru var bu iki sporcunun doping ihlalleri konusunda. Avukat Mert Yaşar bu soruları 2 sene önce WADA'nın soruşturmasının ardından "Spor ve Hukuk" adlı blogunda yazmıştı.

Bazen bazı soruları direkt olarak muhataplarına soramayabilirsin ama konunun muhatapları vicdan sahibiyse ve bu benzeri olayların ardından yaptıkları açıklamaların samimiyetini göstermek için birilerinin bu soruları sormasını beklemeden, açık nokta bırakmadan tüm her şeyi açıklığa kavuşturmak zorundadırlar. Fatih Çintimar, Alptekin’in men cezası hakkında yaptığı açıklamanın sonrasında Alptekin'i dopinge ve doping talimatlarını ihlal etmeye yönlendiren tüm bağlantılı kişileri açıklayıp bu kişileri de spordan uzak tutmalıdır. Aslı Çakır Alptekin’in adının verildiği salonun adını derhal değiştirmelidir mesela! Stadyumlardaki arena ekleri bir günde nasıl park ya da spor ve etkinlik salonu olabilmişse bu geç kalınmış değişiklik de hemen yapılmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sitesinde hâlâ Ataköy'deki salonun adında bir değişiklik görülmüyor. Eğer dopingten uzak duran sporcu nesiller yetiştirmeye gerçekten niyetliyseniz genç sporcuların adını da çok övündüğünüz tesisleşme girişiminde kurduğunuz salonlardan silersiniz.

Sporcu yetiştirme sistemimizin üretim hatası, Avrupa Gençler Şampiyonu Mizgin Ay'ın ve bütün atletlerin doping yapmış bir sporcunun adının verildiği spor salonunda antrenman yapması ne kadar iyi olabilir ki? Bu isim değişikliğini de tepeden inme bir karara gerek kalmadan gerçekleştirmek yapanın yanına kâr kalır. Binali Yıldırım'ın eşiyle salona gelip “Burada hâlâ dopingli atletin adı var bey” demesini beklemeye gerek yok. Sahi futbol konusunda canı sıkıldıkça, daha çok emir olarak algılanan açıklamalar yapan Recep Tayyip Erdoğan, 2012'de kazanılan bu kirli madalyaların kazanılması sürecinde verdiği destekler için kendisine teşekkür eden 2 dopingli sporcu ve madalyaları konusunda ne düşünüyor? Kirli madalyalarda payının olması, ülkedeki yabancı futbolcu konusundan daha mı önemsiz acaba...

Tüm yazılarını göster