Döviz kuru yayın dünyasını nasıl etkiliyor?

Takibi güçleşen döviz kurları gündelik hayatımızın birçok kalemini etkilerken en büyük darbeyi kağıdı yıllardır ithal eden yayın dünyası alıyor. Döviz dalgalanmalarının yayın dünyasını nasıl etkilediğini Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, piyasanın en büyük matbaası Sena Ofset’ten Sena Balkaç, Doğan Kitap’tan Cem Erciyes, Dedalus Kitap’tan Sedat Demir ve Kolektif Kitap’tan Murat Oğurlu anlatıyor.

Abone ol

DUVAR - Türkiye, tuhaf memleket. “Yok canım, o kadar da olmaz!” dedikçe, ‘o kadar’ olduruyor. Korku filmi senaryosuna benzetip kafamızdan savdığımız tüm tahminlerimizi yaşatıyor, çok şükür. Geçtiğimiz haftalarda kelimenin tam anlamıyla çığırından çıkan döviz kurları gündelik yaşamımızı tam kalbinden vururken sosyal medyada yükselen en ciddi tepkiler de yayın dünyasından geldi. Yaklaşık 20 yıl önce SEKA’ların özelleştirilmeye başlamasıyla bugün neredeyse tamamen dışa bağımlı ve dövize endeksli olan kağıt piyasası, yükselen kurla beraber durma noktasına geldi. Senelerdir döviz üzerinden satın alınan kağıt, şimdi bir emtiaya dönüşmek üzere.

Bir süredir dağıtımcı, aracı, kağıt tedarikçisi derken fiyatlarını makul ölçüde tutmakta zorlanan yayınevleri, son gelişmeler karşısında ne yapacak? Yayıncılar Birliği ve matbaalar piyasadaki bu korku filmine ne diyor? Döviz dalgalanmalarının yayın dünyasını nasıl etkilediğini Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, piyasanın en büyük matbaası Sena Ofset’ten Sena Balkaç, Doğan Kitap’tan Cem Erciyes, Dedalus Kitap’tan Sedat Demir ve Kolektif Kitap’tan Murat Oğurlu anlatıyor.

Kenan Kocatürk – Yayıncılar Birliği Başkanı

SEKA'nın özelleştirilmesinden sonra yayın dünyasına neler değişti?

SEKA'nın özelleştirilmesi yıllar öncesine dayanıyor tabii ki. Ama SEKA varken de ülke yayıncılarının kağıt sıkıntısı vardı. Hatta May Yayınları'nın sahibi rahmetli Mehmet Ali Yalçın ağabeyimiz kağıt sorunu için ziyarete gittikleri dönemin bakanının odasında kalp krizi geçirerek öldü. Ama kapatılan ve özelleştirilen kağıt fabrikaları, tam karşılamasa da bir ölçüde, kağıt ihtiyacına cevap veriyordu. Bugün eski SEKA'ları işleten özel şirketler, ülkenin kağıt ihtiyacının %1-2 sini karşılamakta. Ülkenin kağıt üretimi olmayınca dünya kağıt pazarından kitap kağıdı ithal eder olduk. Önce tonu 400-500 Euro civarında olan kağıt fiyatları bugün 900-1000 Euro arasında satılmakta. Bunun üstüne dövizdeki artışlar her şeyi olumsuz etkilediği gibi kağıt ve kitap piyasasını da olumsuz etkilemekte.

Şimdi yükselen döviz kurları, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş kağıt piyasasını nasıl etkiliyor/etkileyecek?

Şu anda hiçbir kağıtçı matbaalara ve yayıncılara kağıt satışı yapmamakta. 1 Ağustos tarihinde 5 TL üstüne çıkan paritenin 10 Ağustos sabahında 6,36 TL seviyelerine gelmesi, sadece kağıt ticaretini değil ülkenin her şeyini etkiler hale geldi. Ama kültür hayatımızda elbette hem satın alma gücünü düşüreceği hem de üretimi olumsuz etkileyeceği için kitap üretim ve satışlarında var olan azalmayı hızlandıracaktır.

Bu durum, insanların okuma alışkanlıklarını ne yönde etkiler? Örneğin, e-kitap bir alternatif olarak geri dönebilir mi?

Okuyan ve kitap satın alan orta sınıf ve üstü insanımızdır. Bu krizler ilk önce orta sınıfı vurur. İnsanlar temel ihtiyaçlarının dışında çok harcama yapmak istemezler. Hoş 2001 krizinde yayın dünyasında kitap satışlarında çok da düşme yaşanmamıştı. Ama bu krizin bu sefer nasıl olacağını kimse kestiremiyor. Okuma kültürünü yaygınlaştırmak isterken yakalanacağımız bu krizde dinamik bir üretkenliğe sahip yayın dünyamız, sinema ve müzik sektörün uyguladığı abonelik sistemini baz alan çözümler üretebilir. Sesli kitaba ve e-kitaba yönelim ve yatırımlar artabilir.

'TAHSİLAT VADESİ ORTALAMA 5-6 AY' 

Kitaplardaki vergi oranlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu kağıt fiyatları kitabı, bir obje olarak da bir lükse dönüştürecek mi?

Kitaptaki KDV %8 . Temel ihtiyaçlar listesindeki ürünlere uygulanan %1 ve %8’lik KDV sınıfı içinde. Yayın dünyasının sorunu KDV açısından %18’le ürettiği kitabı %8 KDV’yle sattığı için ortalama ölçekte üretim ve satış bir yayıncının devletten 100 bin TL civarında alacağı vardır. Bu alacağını diğer vergilerine mahsup etmesi teorik olarak mümkünken pratik olarak çok zordur ve neredeyse imkansızdır. Bu durum hem adaletsiz hem de kültürel gelişmedeki yatırımı ve istihdamı da azaltan bir durumdur.

Ayrıca yayın dünyasının satışlarındaki tahsilat vadesi ortalama 5-6 ay olduğu düşünüldüğünde devletten KDV alacakları varken bile her üç ayda bir belki de iade alacağı ürünleri için etmediği karın peşin vergisini ödemektedir. Bu elbette sektörün üretime ayıracağı kaynaklarını devlete vergi olarak ödemesi demektir.

Bugün için henüz kitabın bir lüks obje olacağını söylemek erken olabilir ama batıda kısmen başlayan koleksiyonerlere yönelik renkli kaliteli sanat kağıdına basılan kitaplar lüks bir obje olarak algılanabilir.

Cem Erciyes – Doğan Kitap Genel Yayın Yönetmeni

SEKA'nın özelleştirilmesinden sonra yayınevleri için neler değişti?

Bu eski bir mesele artık. Kağıt uzun süredir ithal ediliyor. Kağıdı devlet üretirken bilindiği gibi kağıt tahsisatları bir siyasi baskı aracına dönüşürdü. Şimdi de hepimiz döviz kuruna karşı kırılgan bir hale geldik. İki durum da gayet kötü.

Şimdi yükselen döviz kurları, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş kağıt piyasası, sizin yayın takviminizi nasıl etkiliyor/etkileyecek?

Döviz kuru tabii ki zorluyor. Ama yayın takvimimizi doğrudan etkilediğini söyleyemem. Dolaylı olarak Türkiye’deki ekonomik dengeleri bozduğu, alım gücünü azalttığı, birlikte çalıştığımız dağıtımcıdan matbaaya diğer firmaları da zora soktuğu için biz de olumsuz etkileniyoruz. Daha tedbirli davranmaya gayret ediyoruz.

'KİTAP ALMA ALIŞKANLIĞI DALGALANMALAR YAŞAR'

Bu durum, insanların okuma alışkanlıklarını ne yönde etkiler? Örneğin, e-kitap bir alternatif olarak geri dönebilir mi?

Okuma alışkanlığı değişmez. Ama kitap alma davranışı kısa süreli dalgalanmalar yaşar. E-kitap içinse önemli bir fırsat yaratacağını düşünmüyorum.

Kitabın lüks tüketim kalemi altında vergilendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu kağıt fiyatları kitabı, bir obje olarak da bir lükse dönüştürecek mi?

Sanmıyorum. En azından görünür gelecekte kelimenin gerçek anlamıyla kitap bir lüks objesine dönüşmez. Ama tabii ki bizlerin alım gücü düştükçe, gözümüze lüks görünmeye başlayabilir. Sonuçta daha şimdiden piyasa küçülüyor. Eğer ekonomi daha da kötüleşirse bu pek çoğumuzu olumsuz etkileyecektir.

Sena Balkaç - Sena Ofset

SEKA'nın özelleştirilmesinden sonra kağıt piyasasında neler değişti?

Maalesef çok şey kötü yönde değişti. Yayıncıların da bildiği üzere kağıtlarımızın tümü artık ithal (eğer ambalaj için kullanılmayacak ise) bu da ülke politikaları, kotaları ve gümrük anlaşmalarına göre arada değişiyor ama yine kötü yönde bir değişiklik söz konusu. Mesela Çin yıl içerisinde fabrikalarını şehir dışına taşıma kararı aldı ve doğal olarak üretim azaldı, önceliği başka ülkelere verdi. Bu da tüm piyasada kağıt sorunu yaşanmasına ve az olarak bulunabilen ürünün kıymetli olmasına bağlı olarak fiyatının artmasına sebep oldu. Ayrıca her kağıt firması da ölçüyü firesiz hale getirip bobini küçültmüyor ama sonuçta yayıncıların ölçüleri belli ve SEKA ile yıllık anlaşma yapıldığında ihtiyaç kadar firesiz üretim yapılabilme imkanı da oluşabiliyordu. Şimdilerdeyse çok tüketmiyor ve kağıt tedarikçiniz ile iyi anlaşıyorsanız istediğiniz ölçülere zor da olsa ayarlanabiliyor.

'ÜRETİMİN DARALMASI SEKTÖRÜ DAR BOĞAZA SOKACAK'

Şimdi yükselen döviz kurları, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş kağıt piyasasını nasıl etkiliyor/etkileyecek? Gelecek bir yıla dair öngörüleriniz neler?

Çok manidar bir anda gelen soru… Cuma gününden beri (9 ağustos) kağıt tedariği yapan şirketler kurların olağanüstü değişkenliği sebebi ile fiyat vermeyi durdurdu ve ürün sevkiyatı da yok denecek kadar az yapılıyor. Diğer taraftan tüm faturalar TL olarak düzenlenip satış fiyatına o şekilde karar veriliyor ama sizin aynı ürünü üretirken katlandığınız maliyet son 5 yılda hızla artıyor. En az kâr ile iş yapan biz matbaa üreticilerinin üzerinden fiyat kırma sektör paydaşlarını birbirine kırdırma politikası ile iş yaptırmaya çalışan yayın sektörü tonlarca ve günlük kur ile muhasebelerine giren kağıt faturalarına ses bile çıkaramıyor. Kurlar ve üretimin daralması sektörü dar boğaz ve ek maliyete sokacak buna rağmen yayıncılar okurlar ile buluşabilmek adına karlarını minimumda tutup fiyat değiştirmeden ayakta kalmaya çalışıyor.

İyice çıkmaza girmiş gibi görünen piyasa koşullarını iyileştirebilmek için sizce nasıl bir çözüm üretilebilir, ne yapılabilir?

Mevcut tekellerin elinden uzaklaşmak... Dağıtımcı ve satıcı bu işin en çok kazanan ve en az etkileneni. Detayları uzun uzadıya görüşmek gerek, birkaç satırda anlatılabilecek şey değil ama mesela d&r'ın yayınevlerinden kitap alma iskontaları, AVM içinde dükkan alırken başka kitap satıcısının girmeme koşulunun şart koşulması -burada diyebilirsiniz ki Nişantaşı Citys de hem d&r hem de Nezih var. Lakin Nezih’in kültür yayıncılığı yapmama koşulu var-  buna ek olarak d&r gibi satış noktalarına kitapları gönderen dağıtımcıların işleyişi ve ödeme vadeleri.

Devlet olarak öncelikle Avrupa'nın yaptığı gibi kültür ve sanat yayıncılığında KDV düzenlemesinin yapılması gerekmektedir. Yurt dışından gelen kültür ve sanat yayıncılığı için kullanılan ürünlerde gümrük birliği sağlanıp fiyatların en azından yıllık bazda sabitlenmesi lazım.

Mevcut durumda bir forma kitap basmak nasıl bir maliyet doğuruyor?

Kime ve neye göre…? İşletmenin hacmi, makina parkuru, çalıştırdığı personelinin maaş ödemeleri gibi unsurları ekleyip de zarar etmeden verilmesi gereken fiyat mı yoksa çantacı diye tabir ettiğimiz ofis açıp iş toplayıp merdiven altı üretim yapan birinin maliyeti mi? Sanayi Odası Meslek Komitesi olarak bu hususların iyileştirilmesi için Yayıncılar Birliği, İTO Meslek Komitesi ve üreticiler olarak görüşmeler yapmaya başladık önümüzde uzun bir yol var.

Sedat Demir - Dedalus Kitap Genel Yayın Koordinatörü

SEKA'nın özelleştirilmesinden sonra yayınevleri için neler değişti?

Bildiğim kadarıyla SEKA’nın özelleştirilme kararı 90'ların sonuna denk gelir. Parça parça satıldı. İlk duyduğumda oldukça gençtim. O zamanki düşüncelerim ile şu andakiler aynı: Kamusal olanın dışına çıkıldığında, bu bana bağımsız olmamayı düşündürüyor elbette. Bu durumda, daha eski yayıncılar daha doğru cevap verecekler, üzücü elbette, bu yayıncılar için zorlu ve önemli bir detay. Kâğıt tedarik ve fiyatında ulusal bir karar mekanizmamız yok. Yurt dışındaki fiyatlandırma, üretim ve gelişmelere bağımlıyız.

Şimdi yükselen döviz kurları, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş kâğıt piyasası, sizin yayın takviminizi nasıl etkiliyor/etkileyecek?

İster istemez yayın programımızdaki kitap sayısını düşüreceğiz. Bu, okurlarının beklediği birçok kitabın yayımlanmaması demek.

'FİYATLAR BİZİM VE OKURUN CANINI SIKACAK'

Bu durum, insanların okuma alışkanlıklarını ne yönde etkiler? Örneğin, e-kitap bir alternatif olarak geri dönebilir mi?

E-kitaba Türk okurunun alışmadığını biliyorum. Uzun süre de ilgilenmeyecekler. Okuma alışkanlıklarından vazgeçmeyecekler elbette. Ancak ilerleyen dönemlerde yansıtılacak fiyatlar, çok üzücü, bizim ve okurun canını sıkacak.

Kitabın vergilendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu kâğıt fiyatları kitabı, bir obje olarak da bir lükse dönüştürecek mi?

Umarım dönmez. KDV ve vergi düzeyinde bildiğim kadarıyla azaltılması konusunda çalışmalar yapılıyor. Ben de bir okurum, oradan biliyorum, kitap bir obje olarak hâlihazırda bir lüks. Bir yandan önemli bir maliyet kalemi daha var: Matbaa. Önümüzdeki süreç bu maliyet kalemini de olumsuz anlamda etkileyecek.

Mustafa Oğurlu - Kolektif Kitap Genel Yayın Yönetmeni

SEKA'nın özelleştirilmesinden sonra yayınevleri için neler değişti?

Öncelikle şunu belirtmek gerek sanırım, yaşadığımız döviz krizi sadece kağıt fiyatlarının artışı olarak yansımayacak yayınevlerine. Sonuçta ciddi bir enflasyonla ve aynı zamanda piyasaların daralmasıyla karşı karşıyayız. Türkiye esasında kağıt üretmeyen bir ülke değil, kitap kağıdı üretmeyen bir ülke. Eğer üretiyor olsaydık da muhtemelen kullanılacak sarf malzemelerinden kaynaklı ciddi fiyat artışıyla karşı karşıya kalırdık tahminimce ya da tüccarlar ithal kağıttan çok az daha ucuza satarlardı aynı kağıdı. Asıl mesele ithal edemememiz durumunda kitap basamayacak oluşumuz. Bu da aslında, 82 milyonluk bir toplum için büyük bir utanç olsa gerek! Bir kağıt fabrikası nasıl kurulur, neden ülkemizde kitap kağıdı üreten bir fabrika yok, bilmiyorum açıkçası. Çalıştığımız firmalara sorduğumuzda da, hani çok mu zor bir kağıt fabrikası kurmak, ya da çok daha pahalıya mı geliyor üretim gibi sorularımıza şimdiye dek bir cevap alamadık maalesef. Öyle görünüyor ki meslek örgütlerimiz yıllık bandrol rakamlarını açıklamanın ötesine geçmeliler.

'YAYIN POLİTİKAMIZI AKSATMAMAYA GAYRET EDECEĞİZ'

Şimdi yükselen döviz kurları, tamamen dışa bağımlı hale gelmiş kağıt piyasası, sizin yayın takviminizi nasıletkiliyor/etkileyecek?

İşin kötü yanı dışa bağımlılığımız sadece kağıtta değil. Yayımlanan kitapların telifleri de büyük oranda yurt dışından. Bu da kitap fiyatlarının çok ciddi oranda artacağı anlamına geliyor. Satışlar ister istemez düşecek. Kendimizce hazırlıklar yaptık, elimizden geldiğince yayın programımızı aksatmamaya gayret edeceğiz. En azından temennimiz bu...

Bu durum, insanların okuma alışkanlıklarını ne yönde etkiler? Örneğin, e-kitap bir alternatif olarak geri dönebilir mi?

Bu krizin okurun alışkanlıklarını nasıl etkileyeceğini tahmin etmek zor, ama insanların gelirleri çok ciddi oranda düştüğü gibi kitap fiyatları da yükseliyor. Ama en azından internet var! Artık daha uygun fiyatlarla kitaplara ulaşmak mümkün. Şu ana kadar e-kitap bekleneni karşılayamadı. Biz hala somut olarak ürünü görmek istiyoruz maalesef. Bir de aracı kurumların çok yüksek oranları e-kitabın fiyatının düşmesinin önünde önemli bir engel. Yakın vadede e-kitabın ciddi bir alternatif olabileceğini maalesef sanmıyorum.

Kitabın vergilendirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu kağıt fiyatları kitabı, bir obje olarak da bir lükse dönüştürecek mi?

Adil vergilendirme ülkenin çok büyük sorunu zaten. Biz de bundan payımızı fazlasıyla alıyoruz. Dışa bağımlılığımız bir tek kağıt olsa iyi, hemen hemen her şey dışa bağımlı. Teliften tutun da baskıya kadar (matbaa makinelerinde sarf malzemelerine) her alanda dışa bağımlıyız. Sadece kağıttaki artış kitap fiyatlarını bu kadar yükseltmez yoksa. Kriz zamanlarında kitabı ulaşılabilir kılmanın yolları her zaman bulunmuş. Cep boy ve şimdi kullandığımız “ince kapak”lı kitaplar da savaş dönemlerinde ortaya çıkmış. Basılı kitap bir gün lükse dönüşecek ama sanırım bu krizde değil. Bu sefer internet var! Artık okurla yayınevlerinin doğrudan buluşması mümkün. Bu da kitabı en azından daha ulaşılabilir kılacaktır.

NOT: Biz bu dosyayı yapmaya karar verdiğimizde dolar 5,11’di. Bugün, dosyayı editörüme iletirken 6,56. Yayına girdiğinde kaç olacağı, ülkenin de ekonomik kaderi için yeni bir tahmin yürütmemize yardımcı olabilir.