Dövülmüş kuşağın 'manevi babası': Lawrence Ferlinghetti
City Lights Kitabevi'nin kurucularından Lawrence Ferlinghetti 22 Şubat 2021’de hayata gözlerini yumdu. Ferlinghetti'nin ölümünün ardından, City Lights, Anne Waldman, Ammiel Alcalay, Kendra Sullivan ve Jack Hirschman birer metin/şiir kaleme aldı.
Özge Özbek Akıman & Öykü Tekten
City Lights Kitabevi'nin kurucularından ve dövülmüş kuşağın “manevi babası” olarak bilinen Lawrence Ferlinghetti 22 Şubat 2021’de San Francisco’daki evinde hayata gözlerini yumdu. Ölümünün ardından City Lights’ın paylaştığı vefat ilanı, yakın arkadaşlarından Anne Waldman’ın yazdığı kısa bir metni, Jack Hirschman’ın ağıt-şiiri, Ammiel Alcalay’ın kaleme aldığı yazıdan bazı bölümleri ve Kendra Sullivan’ın notunu Türkçeleştirip sizinle paylaşmak istedik.
City Lights Booksellers and Publishers:
City Lights Kitap ve Yayınevi'nin kurucusu, değerli şair ve sanatçı Lawrence Ferlinghetti’nin 101 yaşında San Francisco’da hayatını kaybettiğini bildirmekten büyük üzüntü duyuyoruz.
Ferlinghetti 1953’te Peter D. Martin’le birlikte Amerika’nın ilk karton ciltli kitap satan kitabevini kurmuş, kapsamlı, makul fiyatlı ve kaliteli kitapların geniş kitlelere ulaşmasına ön ayak olarak Amerikan edebiyatının demokratikleşmesi adına büyük katkılar sağlamıştır. Ferlinghetti, kitabevini yazar ve okurların şiir, kurmaca yazın, politika ve sanat hakkında fikir alışverişi yapabileceği bir “Edebiyat Buluşmaları Mekânı” olarak tahayyül etmiş ve City Lights Yayınları'nı da “uluslararası muhalif maya”nın canlanması amacıyla 1955’te kurmuştur. Şair, City Lights Cep Şairleri Serisine Amerikan şiirinin şekillenmesinde çok önemli bir rol oynayan kendi kitabı 'Pictures of the Gone World' ile başlamıştır.
Ferlinghetti tüm zamanların en çok satan kitapları arasında olan 'A Coney Island of the Mind' ve birçok başka eserin yazarıdır. 100 yaşına kadar yazmaya ve eserlerini yayınlamaya devam etmiş ve Amerikan edebiyatında hak ettiği yerini çoktan almıştır.
Altmış yıldan fazla bir süre City Lights’ta onunla çalışmış insanlar olarak, bilgisi ve edebiyat aşkı, ifade özgürlüğünü savunma azmi ve Amerikan kültür elçisi olarak oynadığı hayati rolden hep ilham aldık. Herkese bulaşan, bitmek tükenmek bilmeyen bir merak ve coşkusu vardı. Onu çok özleyeceğiz.
Kapsamlı bir entelektüel araştırma, edebiyat kültürü ve ilerlemeci politikalara kendini adamış bir yer olarak City Lights’ı Ferlinghetti’nin vizyonu ve anısına bağlı kalarak gelecek kuşaklara aktarmaya devam edeceğiz. Aramızdan ayrılışının yasını tutuyor olsak da edebiyata sunduğu birçok katkıyı saygıyla anıyor ve onun yanı başında çalışmış olduğumuz yıllar adına şükranlarımızı sunuyoruz.
Seni çok seviyoruz, Lawrence!
ANNE WALDMAN:
Ferlinghetti, yüzünde Buddha’nın gülüşüyle anarşistlerin cennetinde şimdi. Ölümle yeniden doğum arasındaki anın şiirinde, Artaud’nun fısıldayan mantrasında. Tılsımlı kabala gecesinde, antikapitalist neşede, kendi yüzyıllık serüvenini arşivlediği aydınlık meydanda… Semada uçsuz bucaksız bir gece muhabbetinde; duru düşüncenin, politik muhakemenin, alternatif yollar açmanın ve Pasifik Okyanusu’nun nabız gibi atan dalgasında. Howl hakkında açılan müstehcenlik davasında Allen Ginsberg’ün temize çıkmasını beklediği mahkeme salonunda. Akademiye yüksek perdeden verip veriştiriyor! Öğle yemeğinde buz gibi beyaz şarap. Bu mavi gözlü dinç ve zarif muhafız, açtığı özerk alan ve dayanma gücüyle canlı bir dünya, koca bir camia, bir etos ve ortak payda çatmanın kitabını yazdı. Başına buyruk yayınevlerinden bir diğeri olan New Directions’la kendi kitaplarını üretti, şaşırtmaya ve kendi bildiğini okumaya devam etti.
Beraber İtalya’da şiir okumalarına katıldık, turneye çıktık; insanlar bayıldı ona. Hudson Nehri boyunca gezindik, Jack Kerouac School of Disembodied Poetics’e geldiğinde Colorado’da vakit geçirdik. Her sene San Francisco’da öğle yemeklerinde buluştuk bir süre. 1970’lerde San Francisco Bay Area’da Buddhist bir etkinlikte Maria Sabina’ya adadığım “Fast Speaking Woman” şiirimin performansını gördükten sonra şiiri ona yollamamı istedi —Maria Sabina büyük bir şaman, tanrının adıyla konuşan hongos, bilinci ayin ve manevî zırhla kuşatan bir kâhindi. Şiir, Ferlinghetti’nin el vermesiyle Cep Şairleri Serisinin 33. kitabı olarak çıktı, tılsımlı bir çekim alanı yarattı. City Lights! Şehir Işıkları! Kitabevini ilk görüşüm 1965’te oldu. Bir de yayınevi! Allen Ginsberg, Frank O’Hara, Mayakovsky! Gençlik düşlerimin gerçeğe dönüşmesi, Coney Island of The Mind’ı ilk okuyuşum.
Bize ve dünyanın dört bir yanındaki yazarlara her şeyini, yani cömertçe yaptığı işleri ve hepimize büyüme ve ışıma imkanını bağışladı.
Dünya genelinde birçok gazete hem yaşamı hem de eserleriyle uzun zaman yankı uyandırmaya devam edecek, emsalsiz bir kültür elçisi olan Lawrence Ferlinghetti üzerine çoktan etraflı ve etkili haberler yayınladılar. Hayatı hakkındaki malum en temel bilgiler: Brescia’dan göçmüş İtalyan babası daha Ferlinghetti doğmadan vefat etti. Annesi Clemence Albertine Mendes-Monsanto’nun kocasının ölümünden kısa bir süre sonra akıl hastanesine yatırılmasıyla birlikte sürekli yer değiştiren bir çocukluk geçirdi. Lawrence, yetimhanelerde ya da akrabalarının himayesinde New York ve Fransa arasında gidip geldikten sonra, nihayet kendini özel hocalık yapan halası Emily Monsanto’nun varlıklı evinde bulur. Halası ortadan kaybolduktan sonra da Lawrence bu yeni ailesiyle yaşamaya devam eder ve Massachusetts’teki özel bir yatılı okulda eğitimine başlar. North Carolina Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, 1941 yılında Amerikan Donanmasına gönüllü asker olarak yazılır. Normandiya Çıkarması sırasında bir devriye gemisinin komutasındadır ve Nagasaki’ye atılan atom bombasının yol açtığı korkunç felakete şahit olur. Askerlik karşılığında hükümetten aldığı parayla (GI Bill), Columbia Üniversitesi’nde yüksek lisansını yapar; sonrasında, 1949 yılında, Paris’e giderek Sorbonne’da doktorasını tamamlar. San Francisco’ya taşındıktan sonra, o zamanlar San Francisco State Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olarak çalışan, İtalyan anarşist Carlo Tresca’nın oğlu Peter Martin’le tesadüfen tanışır. Charlie Chaplin’in filminden esinlenip adını City Lights koydukları, Amerika’nın ilk karton ciltli kitap satan kitapçısını birlikte açarlar. Hemen sonrasında Six Gallery şiir okumaları başlar, çıktıktan kısa süre sonra müstehcenlik davasıyla yargılanan Allen Ginsberg’ün Uluma (Howl) kitabını basarlar. Dövülmüş Kuşak da daha görünür hale gelir. Gerisi zaten malum, anlatmaya gerek yok.
[...]
City Lights’la ilişkim ilk gençlik yıllarımda Pocket Poets (Cep Şairleri) serisinden çıkan kitapları keşfetmemle başladı. Özellikle hatırladığım kitaplar arasında Ferlinghetti’nin 'Pictures from the Gone World', Kenneth Patchen’nin 'Poems of Humor and Protest', Gregory Corso’nun 'Gasoline'i ve elbette 'Uluma' vardı.
[...]
Lawrence'ın 101 yaşında öldüğünü duyduğumda, aklıma ilk gelen şeylerden biri Irak oldu. Çünkü Körfez Savaşı'nın yayıldığı sıralarda, Lawrence, Nancy Peters, Bob Sharrard ve City Lights'ta çalışan diğer herkesin, bana açtığı kucağı çok net ve şefkatle hatırlıyorum. Kudüs ve civarında altı yıl geçirdikten sonra Amerika’ya tekrar dönmüştüm ve New York'taki edebi ve siyasi çevreye ayak uydurmakta zorlanıyordum. Ardımda bıraktığım coğrafyanın kargaşasına ve yaşadığım o yılların yoğun siyasi durumuna doğrudan temas eden metinler yayınlamaya çalışırken, husumet, kuşku ya da her ikisine birden maruz kalmıştım! City Lights ise, yazarları ve sanatçıları işgale karşı harekete geçirme sürecindeydi ve buna dahil olmaktan büyük kıvanç duymuştum. Bu ilk karşılamayla, City Lights’ın benim yaptığım türden işler için en uygun yer olduğunu anlamam uzun zaman sürmedi.
JACK HİRSHMAN:
Esrarlı Ağıt
Lawrence Ferlinghetti anısına
Elaine Katzenberger için
Hoşçakal, Lawrence itinayla kotarılmış işlere şiirlere ve resimlere, duyulması gereken direniş eylemlerini her yana yayan duruşuna hoşçakal
seni babalık, anarşist, müşterek yuvası konup göçen kızıl ve kara kuşların. Nicedir saygı duyulansın ve şimdi
bu pandemi soykırımından bizim için ne kalmışsa geriye ona aitsin biliyoruz ki gidişin meleksi bir ışıkla
doldurdu dünyayı tüm benliğinin ışığıyla: dirençli ama suskun, zarif ruhlu bilge cengâver. İşte bu yüzden öldüğün günün gecesinde
bir melek sarmaladı beni kendi nefesini tutup nefesin kesilmesin diye sana verecek kadar seni seven bir melek verdiği nefesin alçak gönüllülüğüyle taçlandı şimdi o sen ki nefesi ilk verensin ona artık âleme gösterebilir hepimizin bildiği Kitabın Görkemini, ölümünü anlatan
gömülme, yakılma veya herhangi bir törene rağmen kapağını açtığımız Kitap’tır derinliklerinde yattığın
gömülmek için falan değil okunmak okunmak ve okunmak için.
KENDRA SULLIVAN:
DH Lawrence anıtını ziyaretim sırasında, misafir defterine atılmış son imzanın Lawrence Ferlinghetti’ye ait olduğunu görmüştüm. Sanırım 98 yaşındaydı o zamanlar ama alçı ve külden yapılmış bu anıta o sıcakta dik bir yamacı tırmanarak varmıştı! Onunla orada karşılaşmayı bir an, gün ya da ayla kaçırmış olduğumu düşünürken heyecandan yüzüm kıpkırmızı kesildi. Bu anıtı ziyaret eden kaç kişi olduğunu ya da ziyaretçilerin hangi aralıklarla misafir defterine imza attığını bilmiyorum. Bhanu Khapil’in de aynı zamanlara denk düşen çok güzel bir notu vardı. Okuduğumuz ve çağdaşımız olan yazarlarla aramızdaki bu dokunulamayan, görülemeyen, sadece nadiren bilinen ne kadar çok an var kim bilir! Bir sonraki zirveye giden yolun coşkun ve neşeli olsun, Lawrence Ferlinghetti!