Doyran'da HES için kritik gün yarın: 'ÇED raporları, imza atan uzmanlar için etik sınavı'

Antalya'daki Doyran Çayı’na kurulmak istenen HES projesiyle ilgili konuşan Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Nezih Başgelen, “Büyük risklerle karşı karşıyayız" dedi.

Abone ol

ANTALYA - Antalya’nın Konyaaltı ilçesinden geçen Doyran Çayı’na kurulmak istenen HES projesi, halkın tepkisini çekti. Çayın suyunu 850 metre rakımda kurulacak bir regülatörle alıp, 10 kilometre boyunca borularda tutmayı ve 120 metre rakımdaki santrale taşımayı hedefleyen proje için yarın ÇED toplantısı yapılacak. Ancak çevre sakinleri ve sivil toplum örgütleri, ÇED onayı öncesi resmi bir prosedür olarak halkı bilgilendirmek üzere yapılacak bu toplantıyı protestoya hazırlanıyor.

BAŞGELEN, HES’LERİN AĞIR ETKİLERİNİ ANLATTI

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 23 Eylül’de yayınladığı duyuruya göre Doyran Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali Projesi’nin (HES) Doyran Enerji A.Ş. tarafından yapılması planlanıyor. Şirketin Antalya şehir merkezi yakınlarındaki ormanlık bir arazide vadiye yapmak istediği regülatör projesiyle ilgili Doyran ve çevresindeki 9 köyden projeye itiraz dilekçeleri resmi kurumlara iletildi. Doyran Çayı'nın geleceği için imza kampanyaları başlatıldı. Çevre aktivistleri ve kültürel miras uzmanları projeye tepki gösterdi. Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu’nun yöneticisi, arkeolog Nezih Başgelen, projenin ÇED onayı için düzenlenecek toplantı öncesi, bu tür yatırımların kültürel ve doğal alanlara dramatik etkilerini anlattı.

Nezih Başgelen

AKADEMİSYEN VE UZMANLARIN ÇED SINAVI

Doyran Çayı’na HES girişimi ve ÇED raporu verilen benzer örnekler nedeniyle doğal ve kültürel mirasın büyük risklerle karşı karşıya olduğunu belirten arkeolog Nezih Başgelen, akademisyen ve uzmanların attıkları imzalarla hayata geçirilen projelerin sonuçlarından şöyle söz etti:

“Özellikle bilim heyetlerinin uzmanlık alanlarıyla ilgili olarak kurullarda imzaladıkları ÇED raporlarındaki çelişkilerin bugünkü akademik etiğin en önemli sorunlarının başında geldiği gözlemlenmekte. Akademisyenleri ve uzmanları her açıdan belirli kısıtlar içinde tutmanın faturasını ülke genelinde gün geçtikçe daha ağır ödüyoruz. Madencilikte, RES, HES, GES projelerinde, tarımda, ormancılıkta, sanayide, bölgesel planlamada, turizmin altyapı çalışmalarında, otoyol yapımlarında ÇED raporlarının gereğince iyi hazırlanmaması, daha iyi alternatiflerin sunulamaması, izleme ve denetlemenin etkin olamaması, ülke genelinde büyük sorun.”

‘FİL, ZÜCCACİYE DÜKKANINA GİRDİKTEN SONRA...’

Nezih Başgelen, “Bizim geleceğimiz için yapıldığı söylenen büyük projelere, kamusal yatırımlara, verilen maden ruhsatlarına bir bakın. Hiçbirinin hazırlanmasında ve uygulamasında, yaşadığımız coğrafyanın değerlerine saygı-sevgi yok. İçinde yapıldıkları doğanın estetiğine, güzelliğine katre duyarlılık, katre katkı yok. Devlet ve politik irade bu büyük yatırımları hayata geçirirken, özellikle tarihi ve doğal mirası koruma amaçlı sivil inisiyatiflere görüşlerini sunma ve proje süreçlerine katılabilme imkanını hiçbir şekilde vermiyor. Ülkemizde bugüne kadar kültürel ve doğal varlıkların sağlıklı bir envanteri yapılmadığı gibi, büyük yatırımların hangi değerleri etkileyeceği çoğu kez uygulamaya geçildikten sonra, kısacası fil züccaciye dükkanına girip ortalığı birbirine kattığında anlaşılabiliyor. Bunun sonucu olarak da Doyran dahil son HES örneklerinde yakinen gördüğümüz gibi havza bazında büyük risklerle karşı karşıyayız” dedi.