Dr. Kocabaş kanser hücrelerinin büyümesini durdurdu

Doç. Dr. Fatih Kocabaş, 'İlaç Yapılı MEIS İnhibitörleri' çalışmasıyla kanser hücrelerinin büyümesini durdurmayı başardı. Kocabaş, bu çalışmasıyla Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Ödülü'ne layık görüldü.

Abone ol

DUVAR - Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Fatih Kocabaş, kanserin büyümesini önleyen 'İlaç Yapılı MEIS İnhibitörleri' isimli çalışmasıyla ‘Uluslararası Hematoloji-Onkoloji Ödülü’nü alan ilk Türk akademisyen oldu. Kocabaş, kanserin büyümek için kullandığı MEIS proteinin ilaçla gelişiminin durdurulmasına dayanan çalışması hakkında soruları yanıtladı.

Milliyet gazetesinden Mert İnan'a konuşan Doç. Dr. Fatih Kocabaş, ilk olarak fare lösemi hayvan modelinde keşfedilen kansere neden olan MEIS proteininin, tümör oluşumunda önemli rollere sahip olduğunu ve protein konvansiyonel kemoterapilere karşı dirençli olduğunu belirtti.

FARKLI KANSERLERDE ETKİLİ

Kocabaş, inhibitörün çalışma şeklini şöyle açıkladı; “MEİS proteini, DNA’ya bağlanıp onu aktifleştiriyor ardından kanser, DNA’yı kullanarak kendi metabolizmasını güçlendirip, daha fazla üremesi için DNA’yı çalıştırabiliyor. Geliştirdiğimiz 'MEIS inhibitörü' ise MEİS proteinine doğrudan bağlanarak çalışıyor. İlaç yapılı MEIS inhibitörleri, hedefe yönelik ilaçlardan biri olacak. İlaç yapılı bu inhibitör, MEIS proteini ve DNA arasındaki arasındaki bağı zayıflatıyor. Bu şekilde, kanser hücrelerinin DNA’yı kullanımları sekteye uğruyor. Geliştirilen ilaç yapılı MEIS inhibitörlerinin, beyin tümörü, akciğer kanseri, meme kanseri, böbrek karaciğer kanseri gibi farklı kanserlerde, kanser hücrelerinin büyümesini engellediği laboratuvar çalışmalardan tespit edildi.”

KEMOTERAPİLERİN YAN ETKİLERİ AZALACAK

İnsan genomu ve kanserin genetiği anlaşıldıkça hedefe yönelik ve kişiye özgü tedavilerin artacağını vurgulayan Doç.Dr. Kocabaş, "Çünkü kanser, her bir hastada farklı seyrediyor, farklı mekanizmaları kullanarak vücutta hastalığa neden oluyor. Örneğin bir hastada, MEIS proteinin kanser oluşumun ana nedeni olduğu belirlenmişse bunun MEIS proteinin hedefleyen terapilerle tedavi edilmesi daha doğru olacak. Hem bu şekilde geleneksel kemoterapilerden daha az yan etkiler görülecek.” dedi. “Hayvan deneylerinin dahil olduğu dört farklı yaklaşım kullanarak MEIS inhibitörlerinin çalıştığı ve güvenli olduğunu ortaya koyduk. Bir milyonun üzerinde uyuşturulabilir küçük molekülün taranması sonrasın 10 farklı MEIS inhibitörü belirlendi. İnsan ve fare hayvan modellerinde kök hücre sayısının arttığı anlaşıldı. Fare hayvan modellerinde yapılan enjeksiyonlar ayrıca kısa süreli kullanımlarının güvenli olduklarını da gösterdi.” şeklinde devam etti.

'İNSANLAR DAHA KANSER OLMADAN TEDAVİ EDİLECEK'

İlaçlar veya hücresel tedavilerle kanserin önüne büyük ölçüde geçilecek diyen Fatih Kocabaş, "Ancak kesin çare, belki de başka bir açıdan baktığımızda ortaya çıkacak. Belki de kanseri henüz gelişmeden, genetik olarak tespit edilmesi ve önü alınamaz hale gelmeden durdurulması gündeme gelecek. Bu mekanizma ile paralel hareket edip insanlar daha kanser olmadan tedaviye alacağız.” dedi.

'KÜBA AŞILARI KESİN ÇARE DEĞİL'

Kocabaş, Küba aşıları hakkında da “Kanser aşıları genel itibariyle vücudunuz savunma hücrelerine kansere özgü proteinleri tanıtma yolu ile çalışıyor. Bu şekilde vücut o kanser hücrelerini öldürmeye başlıyor. Bu gibi aşılar hastanın ömrünü uzattığı biliniyor ancak tam kür sağlayacak güçte olamıyorlar. Çünkü kanser aşının etkisinden kaçacak bir yolu buluyor ve büyümeye devam ediyor” şeklinde konuştu.