DSÖ Sözcüsü Jasarevic: Milyonlarca aşısız insan hastanelik olma riski ile karşı karşıya
Salgının sonunun hala ufkun ötesinde olduğunu söyleyen DSÖ Sözcüsü Tarik Jasarevic, aşılama hızının yavaş olduğunu ve milyonlarca insanın hastanelik olma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
DUVAR - Korona virüsü salgını tüm dünyada yayılmaya devam ederken insanlık, tarihe geçecek olan bu pandemiden çıkış yollarını arıyor. Elimizde her ne kadar bilimin ışığında ortaya çıkmış bir aşı kartı olsa da insanlar hala aşılara şüphe ile yaklaşıyor ve aşılama hızı sanılandan da yavaş ilerliyor. Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Tarik Jasarevic 4. Dalga endişesini ve aşılamadaki son durumu Gazete Duvar’a değerlendirdi.
Avrupa Bölgesi'ndeki COVID-19 vakalarının sayısının, pandeminin başından bu yana 60 milyonu aştığını belirten Jasarevic, ‘’Birçok ülke, son derece bulaşıcı olan Delta varyantı vakalarında önemli bir artış bildiriyor’’ dedi.
‘MİLYONLARCA İNSAN AŞISIZ VE HASTANELİK OLMA RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA’
Avrupa'da aşılamanın istenen seviyede olmadığına değinen Jasarevic, ‘’Üye devletlerin insanlarını aşılamak için muazzam çabalarına rağmen genel aşılanma, ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor. Milyonlarca insan aşısız ve hastanelik olma riskiyle karşı karşıya; Avrupa bölgesindeki bazı ülkelerde, öncelikli popülasyonlar arasında aşılama oranları hala düşük. Örneğin; yaşlılar, sağlık çalışanları, uzun süreli bakım tesislerinde yaşayan insanlar ve altta yatan hastalıkları olanlar. Seyahat ve toplu alanlarda bir araya gelme, COVID-19'a yakalanma ve yayılma riskini artırabilir’’ dedi.
Salgının sonunun hala ufkun ötesinde olduğunu belirten Jasarevic, ‘’Halk sağlığı ve sosyal önlemleri durdurma konusunda son derece dikkatli olmalıyız. Bunları çok erken veya çok hızlı bir şekilde kaldırmak, aşılar hala ihtiyaç duyulacak geniş kullanıma ulaşırken elde edilen zorlu kazanımları kaybetmemize neden olacaktır’’ ifadelerini kullandı.
DSÖ’nün salgının önlenmesi konusundaki tavsiyelerini bir kez daha hatırlatan Jasarevic, ‘’Ülkelerin, en savunmasız insanlarını ve risk altındakileri korumak için birleşik çabalarını sürdürmeleri gerekiyor. Şiddetli hastalık ve ölümü önlemek için tüm öncelikli gruplar mümkün olan en kısa sürede aşılanmalıdır. Bunun için aşılar tüm ülkelerde eşit olarak yaygınlaştırılmalıdır. Kalabalık ve kapalı yerlerde el yıkama, maske takma ve fiziksel mesafeyi korumanın yanı sıra test, sıralama, takip, izolasyon ve karantina da dahil olmak üzere halk sağlığı ve sosyal önlemlerini takip etmeye devam etmek önemlidir’’ dedi.
‘YÜZDE YÜZ KORUYUCU AŞI YOK’
Aşıların yeni varyantlara karşı koruma oranlarını değerlendiren Jasarevic, ‘’Genel olarak konuşursak, DSÖ tarafından Acil Kullanım Listesi için listelenen COVID-19 aşıları, neredeyse tüm virüs varyantları dahil olmak üzere ciddi hastalıkları, hastaneye yatışları ve ölümleri önlemede oldukça etkilidir. Örneğin, İsrail araştırması, Pfizer aşısının etkinliğinin Delta varyantı ile enfeksiyona karşı azaldığını, ancak ciddi hastalık ve hastaneye yatışların önlenmesinde hala yaklaşık yüzde 93'lük etkinliğini koruduğunu gösterdi’’ dedi.
‘’Yüzde 100 koruyucu aşı yoktur ve bu COVID-19 aşıları için de geçerlidir’’ diyen Jasarevic aşılara ilişkin, ‘’Şiddetli hastalık, hastaneye yatış ve ölüme karşı yüksek koruma sağlarlar, ancak önerilen tüm dozları aldıktan ve bağışıklığın oluşması için birkaç hafta bekledikten sonra bile, özellikle koruyucu önlemler takip etmezse hastalanma şansı vardır. Bununla birlikte, aşılar enfeksiyon olasılığını önemli ölçüde azaltır ve aşılanmış kişiler enfekte olsalar bile, muhtemelen hiçbir semptom göstermezler veya hafif atlatırlar’’ ifadelerini kullandı.
Yeni varyantların aşıları, teşhis testlerini ve diğer araçları etkileyip etkilemediğini görmek için çalışmaların devam ettiğini belirten Jasarevic, ‘’Bu noktada bildiğimiz şey, aşıların, özellikle hastalığın ağır sonu için, varyantlara karşı yüksek performansını korumaya devam ettiğidir’’ dedi.
‘AŞILAR TEK BAŞINA PANDEMİYİ ÇÖZMEZ’
Aşılara rağmen kışın yeniden kapanma veya yeni karantinalar öngörüyor musunuz sorumuzu yanıtlayan Jasarevic, ‘’Virüsün yayılmasını önlemek için uyanık kalmalı ve sağduyuyu kullanmaya devam etmeliyiz. Sahip olduğumuz COVID-19 aşıları güvenli ve etkilidir, ancak tek başlarına pandemiyi çözemezler. Güvenli koşullarda çalışabilen iyi eğitimli sağlık çalışanları tarafından sağlanan hızlı teşhis, erken klinik bakım ve hayat kurtaran tedavilerle desteklenen güçlü gözetimde gereklidir’’ dedi.
Fırsat doğduğunda tam bir aşılamanın yanı sıra, halk sağlığı ve sosyal önlemlerin de hayati önem taşıdığının altını çizen Jasarevic, ‘’Fiziksel mesafeyi korumak, elleri yıkamak, kalabalık yerlerden kaçınmak ve gerektiğinde maske takmak, bunlar kendimizi ve başkalarını korumak için çalıştığını bildiğimiz önlemlerdir’’ hatırlatmasında bulundu.
Tüm bu önlemeleri 'kilitlenme karşıtı önlemler' olarak anlamamız gerektiğini dile getiren Jasarevic, ‘’Toplumun büyük bir bölümünü kapatmak zorunda kalmadan hastalığın yayılmasını önlemeye yardımcı olabilirler’’ dedi.
İKİ DOZ AŞI ÖNEMLİ
Pek çok insanın aşı konusunda şüphe duyduğu ve 4. dalganın aşısızların dalgası olacağı iddialarını değerlendiren Jasarevic, ‘’Veriler, tam bir aşı serisi almanın ciddi hastalık ve ölüm riskini önemli ölçüde azalttığını açıkça göstermektedir. İnsanlar tam olarak aşılanmalı ve tek doz rejimi olarak çalışılan Johnson ve Johnson aşısı hariç, iki doz aşı almalıdır’’ dedi.
Jasarevic sözlerini şu şekilde sonlandırdı: ‘’Aşıların çoğu ikinci dozdan sonra daha iyi koruma sağlıyor. Bazı aşılar için ilk dozdan sonraki koruma çok güçlü olsa da yine de ikinci dozdan sonra elde edilebilecek korumanın büyüklüğüyle aynı değildir. Bu, virüs varyantları karşısında özellikle önemlidir, aşılar ikinci dozdan sonra çok daha iyi performans gösterir. Bu, her iki dozla da tam olarak aşılanmanın önemini gerçekten vurgulamaktadır.’’