Dünya Forum: Sergey Lavrov... 'Çekirdek' mi 'yabancı' mı?

Sergey Viktoroviç Lavrov, 1972’den bu yana Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan bir Sovyet ve Rus diplomatı. Geçmiş yıllarda, Rusya Federasyonu’nun Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi, ayrıca “Halk Delegeleri” Örgütü’nün komutanı olarak görev yaptı. 2004 yılından beri Rusya’nın Dışişleri Bakanı olarak hizmet veriyor. Şimdiyse, 'dünya dengelerini yeniden kurmak'la oldukça meşgul!

Abone ol

DUVAR - Rusya, Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrası karmaşa ve sefaletle geçen yılların ardından, günümüzde otoriter ve gözü kara lideri Vladimir Putin’le anılıyor. O’nun her sözü manşetlere taşınıyor, her kararı dünya politikasında sarsıntılar yaratıyor. Putin’in KGB’den günümüze taşıdığı kariyeri ve siyaset zekâsı, elbette onu Rus tarihinde benzersiz bir yere oturtuyor. On yıllardır Medvedev’le oynadığı koltuk değiştirmece oyununda, başkanlık ve başbakanlık arasında gidip gelse de herkes iyi biliyor ki Rusya’nın tek hâkimi Vladimir Putin. Öte yandan, bu mağrur ve muktedir adamın hiçbir zaman çelişkiye düşmediği, en ufak bir tartışma ya da tutarsızlık yaşamadığı, 'Rusya Troyka'sının üçüncü adamı ise Sergey Lavrov.

O, Putin gibi sert mizaçlı ve otoriter bir görünümden ziyade, sabırlı ve' iş bitirici' bir karakter ortaya koyuyor. Uluslararası arenada en ateşli tartışmalar sırasında sergilediği soğukkanlı ve kimi zaman bilgece tavrı, (kimi zaman küfürler savursa da) onu hem Putin’den hem de Medvedev’den açık ara farklı kılıyor.

LAVROV NASIL LAVROV OLDU?

Rus Dışişleri Bakanı’nın çocukluğu hakkında çok az şey biliniyor. Basında, Lavrov’un Tiflis’te doğduğu konusunda doğrulanmamış bilgiler olmasına rağmen, yetiştiği yer Moskova. Sergey Lavrov’un babası, Tiflis doğumlu Kalantaryan soyadlı bir Ermeni. (daha sonra Sergey Viktoroviç, dikkat çekici bir şekilde annesinin kızlık soyadını almış). Annesi Kalerya Barisovna Lavrova hakkında, Moskova’ya yakın olan Noginsk bölgesinden olduğu ve SSCB Dış Ticaret Bakanlığı’nda çalıştığı biliniyor.

Lavrov, bir söyleşi sırasında “havuç ve sopa” yöntemiyle yetiştirildiğini ama fiziksel şiddete maruz kalmadığını, çünkü ailesinde çocukların asla dövülmediğini ifade ediyor. Sergey Viktoroviç, “Ailem beni konuşarak yetiştirdi ama kelimeler kimi zaman kibar, kimi zamansa bir sopa gibi olabilir,” diye aktarıyor.

NİTELİKLİ BİR EĞİTİM

Sergey Viktoroviç Lavrov, Moskova bölgesinde bulunan Noginsk şehrinde, V. Korolenko okulunda eğitim gördü. Ardından, İngilizce konusunda derinlemesine bir çalışma yürüterek, 607 numaralı Moskova okuluna geçip buradan mezun oldu ve başarıları nedeniyle gümüş madalya kazandı. En sevdiği bilim alanı ise fizikti.

1972'de, SSCB Dışişleri Bakanlığı’nın Moskova Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden (MGIMO) mezun oldu; burada üç dil üzerinde uzmanlaştı: Fransızca, İngilizce ve Sri Lanka’nın yerli dillerinden olan Sinhala.

Ebeveynleri Moskova’da kendi halinde devlet memurları olarak çalışan Lavrov, daima başarılı bir öğrenci oldu. Fizik öğretmeninin, liseyi bitirmesinin ardından bile hem kişisel hem de akademik yaşantısında kendisi üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ifade ediyor. Aslında, bilimsel alanda bir kariyer peşinde koşmayı düşünüyordu; ancak Sovyet Dış Ticaret Bakanlığı’nda dolgun maaşlı bir görevde çalışan annesi, Lavrov’u, bilimsel bir kariyer yerine diplomasiyi seçmeye ikna etti.

Annesi, Lavrov'u, SSCB’nin (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin) en prestijli yükseköğrenim kurumlarından biri olan Moskova Dış İlişkiler Enstitüsü’ne (MGIMO) kaydettirdi. Lavrov’un arkadaşları, onu 'komünist bir aktivist' ve 'her parti ve toplantıda dikkatleri üzerinde toplayan bir kişilik' olarak tanımlıyor. Sıkı bir gitarist ve yetenekli bir şair olan Lavrov, okuduğu enstitü için bir marş da bestelemişti.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KARİYERİ

1972’den 1976’ya kadar ataşelik görevini yürüttüğü Sri Lanka’daki Sovyet Elçiliği’nde stajını tamamlayan Lavrov, SSCB Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ekonomik Örgütler Dairesi’nin üçüncü, daha sonra da ikinci sekreteri oldu.

1980’lerde, New York’ta, Sovyetler Birliği’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nde birinci sekreter, danışman ve kıdemli danışman olarak görev yaptı. 80’lerin sonları ve 90’ların başlarında, Ekonomi Örgütleri Departmanı Başkanı’nın birinci yardımcısıydı ve daha sonra ajansın başına getirildi. 1992 yılında Lavrov, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Organizasyonlar ve Küresel Sistemler bölümüne yönetici olarak atandı. Aynı yıl, Sergey Viktoroviç, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı oldu. Uluslararası Örgütler ve Uluslararası Ekonomik İşbirliği, İnsan Hakları Dairesi ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Dışişleri Daire Başkanlığı’nın stratejik faaliyetlerinde görev aldı. Lavrov bu görevi 1994’ün başına kadar sürdürdü. Aynı zamanda, BDT Federasyonu örgütlerinin Rusya Federasyonu’na dönüşümü sırasında yönetici olarak çalıştı.

Lavrov, Rusya’nın on yıl boyunca (1994-2004 arasında) Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi olarak görev yaptı. Mart 2004’te Rusya Dışişleri Bakanı olarak atandı. Dimitri Medvedev’in Rusya Devlet Başkanı seçilmesinin ardından, 2008 baharında aynı göreve yeniden getirildi. 2012 yılındaysa, bakanlık görevini Başkan Vladimir Putin’den aldı. Lavrov, Dışişleri Bakanlığı’nın yanı sıra, ABD, Kanada, AB ve diğer birçok ülkeyle ilgili komisyonlarda başkanlık ya da üyelik görevlerini yürütmeye devam ediyor.

DIŞ POLİTİKANIN GERÇEK PATRONU KİM?

Son üç-dört yıldır Lavrov, dünya sahnesinde kişisel profilini çarpıcı biçimde parlattı. O, Batı’nın Suriye’deki ölümcül iç savaşı durdurmak için işbirliğine zorlama girişimlerine neredeyse tek başına meydan okuyarak karşı çıktı. Amerikalılar ve Avrupalılar için Lavrov, 'Sovyetler’in son neslini temsil eden büyük bir Rus diplomatı' ve Esad rejimine verdiği destek nedeniyle gerçek bir demir leblebi. Rusya’nın Suriye’de sahaya indiği 2015 yılından bu yana, dünya, bu konuda Putin’den kadar Lavrov’un demeçlerini izlemeye, onun açıklamalarının sonuçlarını tartışmaya devam ediyor. Son yarım yüzyılın en büyük ölçekli bu kanlı savaşında, sıkı bir satranç oyuncusu gibi her hamlesinin sonuçlarını hesaplıyor ve hiçbir taşını geri çekmiyor.

Lavrov her ne kadar bağımsız bir bakan imajı yansıtsa da bazı analistler, Dışişleri Bakanlığı’nın ne oranda gerçekten de Putin’den bağımsız olabileceğini sorguluyorlar. Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nden Sarah Mendelson, “Midas’ın bakanının konumu son on yılda oldukça marjinal hale geldi” diyor: “Dış politika kararlarının ağırlıklı biçimde hükümetin diğer kısımlarında alındığına dair bir izlenim taşıyorum.” Mendelson, Putin yönetiminin oldukça “hiper-egemen” bir yaklaşım izlediğini ifade ediyor; “Kişisel izlenimim, Lavrov’un bu türden aşırı egemen biri olmadığı yönünde; ancak (Rusya) giderek artan biçimde bu tür bir politikaya yöneliyor” diyor.

Londra’da bulunan Chatham House’da bir Rus dış politika uzmanı olan Dr. Bobo Lo, Lavrov’un “Putin hükümetinin iç çekirdeğinin bir parçası” olmadığını, Rus hükümetinde bir yabancı gibi görüldüğünün altını çiziyor. “O, sıkı, güvenilir, son derece sofistike bir arabulucu ama Rus dış politikasının sertleşmesinin onunla pek bir ilgisi yok” diyor. “İşini hakkıyla yürütse de neticede dış politikaya Kremlin’de karar veriliyor ve bugünlerde oldukça kişisel hale gelmiş durumda. Şayet (yaşanan sorunlarla ilgili) birini suçlayacaksanız, sakın onu suçlamayın” diyor.

İSYANKÂR VE ISRARCI BİR KİŞİLİK

Dışişleri Bakanı Lavrov, iflah olmaz bir sigara tiryakisi. Diplomatik çevrelerde görevli insanlar, BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından başlatılan BM Genel Merkezi'ndeki sigara içme yasağına karşı nasıl protestoda bulunduğunu hâlâ anlatmaya devam ediyorlar. Lavrov, yasağı protesto etmek amacıyla yanında bir kül tablası taşıyor, BM genel merkezinin her yerinde aldırmaz biçimde sigara içmeyi sürdürüyordu.

Tanımlarında hassas ve detaylara özen gösteren Lavrov, bilindik türden, 'ortalama' bir diplomat değil. O, formaliteleri kullanma konusunda, gayri resmi ve boşboğazlıktan uzak bir kişiyken, aynı zamanda gerçek bir retorik ustası. Her kelimeyi tartıyor, ancak manşetlere taşınan küfürler savurmaktan da geri durmuyor. Titiz biçimde protokolü yerine getiriyor, ancak asla konformist olmamak gibi bir üne de sahip.

Pahalı takım elbiseleri ve kameraların önündeki kusursuz tarzıyla tanınan Lavrov, bazen, üzerinde dans eden kurbağaların bulunduğu, yıpranmış bir tişörtle gazetecilere eşlik ediyor. Geniş ölçekli dış politika brifinglerini keskin anekdotlarla renklendirmeyi seviyor.

Rusya’nın ve Sovyetler Birliği’nin en uzun süre hizmet veren dışişleri bakanlarından biriyken, meslektaşları ve arkadaşları, onun profesyonelliğinin, 'rengârenk kişiliğine eşlik ettiğini' dile getiriyorlar.

Sergey Lavrov’un biyografisinde daima sürprizlere rastlamak mümkün. Rus dili ve edebiyatı öğretmeni Maria ile olan birlikteliğini, evliliğe taşıdıktan sonra hâlâ sürdürüyor. Lavrov’un eşi, üniversiteden mezun olduktan sonra Sri Lanka’ya yaptığı ilk yolculuktan başlayarak, daha yüksek düzeydeki çeşitli toplantı ve konferanslarda da ona eşlik etmeye devam etti. Son yıllarda kızları Ekatherina da onlara eşlik etmeye başlasa da ebeveynlerinin peşinden gitmektense Columbia Üniversitesi’nde eğitim almaya karar verdi.

Deneyimli politikacı, arkadaş çevresi içerisinde, öncelikle mükemmel bir şekilde gitar çalması ve söylediği coşkulu şarkılarla anılıyor. Gerçek anlamda bir şair ve şarkı sözü yazarı, aynı zamanda futbol oynamayı çok seviyor. Bunların dışında Lavrov, hamamda vakit geçirmeyi, skoç viski ve İtalyan mutfağını sevmesiyle tanınıyor.

Son yıllarda, ciddi bir rafting merakına kapılan Lavrov, her yıl iki haftalık tatil dönemini bu hobisine ayırıyor.

GERÇEK BİR KRİZ UZMANI

Lavrov’un oldukça uzun olan dışişleri kariyeri, Sovyetler Birliği’nin yıkılması ve yeni Rus egemenliğinin kurulmasını da içine alacak biçimde, tam anlamıyla bir yaşamsal krizler tarihinden ibaret. Rusya’nın son yıllarda muhatabı olduğu en büyük krizler arasında Ukrayna’yla yaşanan Kırım ve Donetsk krizi ve askeri çatışmalar, İngiltere’yle yaşanan ajan krizi, ABD’deki 2016 seçimlerine müdahale iddiaları, neredeyse tüm batı ülkeleriyle yaşanan Suriye anlaşmazlığı gibi dünya politikasını derinden etkileyen meseleler mevcut.

Ukrayna ile yaşanan çatışmalar ve egemenlik krizi hakkında Guardian gazetesine bir mektup yazan Sergey Lavrov, 7 Nisan 2014 tarihli yazısında krizin müsebbibinin Rusya değil, Ukrayna’daki kırılgan dengeleri göz önünde bulundurarak ülkeye destekleyici bir pozisyon almak yerine, Ukrayna milliyetçilerini Ruslara karşı kışkırtan Batılı devletler olduğunu öne sürüyordu. Özellikle de AB üyeliği meselesinin masaya gelmesiyle birlikte, AB ve ABD’nin Ukrayna’yı geri dönülmez bir ayrışmaya zorladığına vurgu yapan Rus Dışişleri Bakanı, dönemin Rus yanlısı hükümetinin Batı destekli bir ‘sokak darbesiyle’ alaşağı edilmesiyle, çatışmanın kaçınılmaz hale getirildiğinin altını çiziyordu. Çatışmaların henüz ilk aşamalarda olduğu o günlerde, Lavrov’un işaret ettiği başka bir tehdit de Ukrayna krizi aracılığıyla hortlayan NATO-Rusya soğuk savaşının tekrar gündeme gelmesi ihtimaliydi.

2014 yılında verdiği demeçlerden birinde, Ukrayna sorununun yapay bir kriz olduğunu ifade eden Lavrov, krizin “salt jeopolitik nedenlerden ötürü, yapay biçimde kışkırtıldığını” ifade ediyordu. Buna benzer sert açıklamalar ile Ukrayna ve Batı ülkeleriyle yaşanan söz düelloları esnasında kimi zaman ses tonunu oldukça yükselten Lavrov, her şeye karşın, Ukraynalı diplomatlarla temasların sürdürülmesi ve bu ülkeyle bir barış sürecinin başlatılması noktasında her türlü çabayı göstermeyi sürdürdü. Yaklaşık iki yıldır çatışmaların neredeyse tamamen durduğu Donetsk ve Kırım bölgelerindeki ateşkes anlaşmaları, onun 'derin politik faaliyetlerinin' bir başarısı olarak kayda geçti. Kırım’ın ilhakının ardından yaptığı açıklamadaysa, Rusya’nın, ilhak kararının ardından Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duymaya devam ettiğini ve Rusya-Ukrayna Dostluk Anlaşması’nın gözden geçirilmesini gerektirecek bir şey olmadığını ifade etti. Yaşanan olaylar ve yapılan açıklamalara bakıldığında, Lavrov’un niyetinin Ukrayna ile çatışmaları daha fazla uzatmak olmadığı açıkça görülüyordu. Zira, Ukrayna kriziyle birlikte, Batı’yla olan ilişkiler, Gürcistan savaşından bu yana en kötü duruma gelmiş, uygulanan ambargolar nedeniyle ekonomisi büyük sorunlar yaşayan Rusya, daha fazla sorundan kaçınma yolunu tercih etmişti.

Suriye krizinde de en az Putin kadar aktif bir politik süreç yürüten Lavrov, savaşın başladığı 2011 yılıyla Rusya’nın savaşa dahil olduğu 2015 yılları arasında, temel olarak Suriye yönetimini destekleyici açıklamalarda bulundu ve Batılı ülkeleri, bu ülkeyi istikrarsızlaştırarak cihatçı örgütlere silah ve insan desteğinde bulunmakla eleştirdi. Rusya’nın Suriye hükümetine destek olma kararıyla birlikte, Lavrov’un da Suriye konusunda çok daha aktif bir diplomasi trafiğine giriştiği görüldü. Özellikle ticari ve politik ortaklaşmayı ilerlettikleri Çin ve İran’la kurduğu stratejik ilişkiler, Rusya açısından yeni bir politik açılımın da yolunu açtı. Batı’nın ambargoları ve çatışmacı tutumu karşısında kimi zaman küfürler savursa da, Lavrov geri adım atmak yerine alternatif yollar açan bir politik söylemi tercih etti.

Özellikle Türkiye üzerinden Suriye’ye giren cihatçılar konusunda Türkiye ve Batılı ortaklarını topa tutan Lavrov, bir Rus uçağının Türk ordusu tarafından düşürülmesi ardından yaşanan süreçte, bazı Türk bakanları ve şirketlerinin IŞİD’le petrol ticareti yaptığına ilişkin bazı belgeleri Birleşmiş Milletler'e ilettiğini açıklayarak, ilk defa Türkiye’yi de hedef tahtasına oturtmuş oldu. Ahmet Davutoğlu döneminin kapanmasının ardından, Türkiye’nin Suriye politikasında yaşanan U dönüşüyle birlikte, Rusya’yla yakınlaşma çabaları sonrasındaysa, özellikle Başkan Putin ve Lavrov’un söylemlerinde hızlı bir değişim yaşandığı gözlemlendi. İran ve Rusya’yla birlikte başlatılan Astana süreci, Suriye’deki çatışmaların azaltılması yolunda önemli bir kilometre taşı haline geldi. Lavrov, çıkarları birbiriyle çatışsa da bu üç benzemez ülkenin ortak menfaatlerini öne çıkartarak, Suriye savaşında tansiyonun düşürülmesi konusunda büyük bir marifet örneği sergiledi.

Geçtiğimiz haftalarda Lübnan Dışişleri Bakanı Gebran Bassil’le bir araya gelen Lavrov, Lübnan’da bulunan Suriyeli mültecilerin büyük sorunlar yaşadığını, mümkün olduğunca hızlı biçimde ülkelerine dönebilmeleri için ellerinden gelen tüm yardımı sunacaklarını ifade etti. Suriye’ye yeni bir saldırı dalgasına hazırlanan Batılı ülkeleri de uyaran Lavrov, yaptığı bir başka açıklamada, ülkenin Libya benzeri bir yıkıma sürüklenmesinin tüm dünya açısından gerçek bir felakete yol açacağını ifade etti ve Batılı ülkeleri bu tip saldırılardan vazgeçmeye çağırdı.

Kaynaklar:

https://uznayvse.ru/en/biographies/biography-sergey-lavrov.html

https://russiapedia.rt.com/prominent-russians/politics-and-society/sergey-lavrov/

https://foreignpolicy.com/2013/04/29/minister-no/

http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/6242774.stm

https://fehrplay.com/novosti-i-obschestvo/73546-biografiya-sergeya-lavrova-roditeli-i-zhena-sergeya-viktorovicha-lavrova.html

https://www.unian.info/politics/2345915-fm-lavrov-russia-respects-ukraines-post-crimea-territory.html

https://www.theguardian.com/commentisfree/2014/apr/07/sergei-lavrov-russia-stabilise-ukraine-west

https://www.express.co.uk/news/world/932590/Russia-UK-crisis-spy-poisoning-Sergei-Skripal-Theresa-May-Sergey-Lavrov-US-sanctions