Dünya Kediler Günü kutlu olsun

Bugün 17 Şubat Dünya Kediler Günü. Ege Denizi’ni yüzerek geçen ilk kedi Zaytuna, El Bab’ta çatışmalardan bitkin düşen ve İstanbul’a gelen Barış, Kobane’de savaşın ortasında kalan ama yine de evini terk etmeyen Gewre, uyutulmak üzereyken hayata tutunan ve operasyon geçiren başka hayvanlara hemşirelik yapan Radamanes, insanının çantasında otostopla Türkiye’yi gezen Badem gününüz kutlu olsun! 

Abone ol

DUVAR - Kediler ülkemizde diğer birçok hayvana göre daha fazla seviliyor hatta saygı duyuluyor. Hikayeleri ve maceralarıyla gönlümüze taht kuran bazı kedileri 17 Şubat nedeniyle yeniden hatırlatalım istedik. Ege Denizi’ni yüzerek geçen ilk kedi Zaytuna, El Bab’ta çatışmalardan bitkin düşen ve İstanbul’a gelen Barış, Kobani’de savaşın ortasında kalan ama yine de evini terk etmeyen Gewre, uyutulmak üzereyken hayata tutunan ve operasyon geçiren başka hayvanlara hemşirelik yapan Radamanes, insanının çantasında otostopla Türkiye’yi gezen Badem gününüz kutlu olsun!

ZAYTUNA

Münir ve Nadya Al Kadri çifti Suriye Savaşı’ndan kaçarken kedileri Zaytuna’yı geride bırakmadı. Ailesiyle birlikte bindiği botla sağ salim Midilli Adası’na geçmeyi başaran Zaytuna, mültecilerin zorlu yolculuğunda bir umut oldu. Çift, Yunanistan’dan Almanya’nın Suhl kentinde bulunan bir mülteci kampına gönderildi. Kampta, görevliler Zaytuna’ya el koydu ve onu karantina altına alındı. O dönemde Almanca konuşmayı bilmeyen Münir Al Kadri, görevlilere Zaytuna’yı neden götürdüklerini ve ne zaman geri getireceklerini soramadığını söylüyor. Zorlu koşullar sebebiyle kampı terk eden çift, arkadaşlarının desteğiyle hayatta kalabildikleri bir eve taşınıyor. Yaklaşık iki ay sonra, çiftin yaşadığı eve gelen bir veteriner yanında Zaytuna’yı da getiriyor. Münir Al Kadri, karantina sonrası Zaytuna’ya kavuştuğu anı “Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım” diye anlatıyor. Zaytuna ailesinden uzak kaldığı birkaç aylık süreye rağmen adını hatırlıyor ve Al Kadri’nin anlattığı üzere ailesinin yanında olduğunu biliyor.

Münir Al Kadri, karantina sonrası Zaytuna’ya kavuştuğu anı “Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştım” diye anlattı.

GEWRE

Meerof Ekary, Eylül 2014’te yoğun çatışmaların yaşandığı Kobani’den ailesiyle beraber Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine geldi. Fakat o dönemde 3,5 aylık hamile olan ve doğurmasına çok kısa bir süre kalan kedisi Gewre’yi yanına alamadı. Ekary, Gewre’yi henüz birkaç günlükken sokakta bulmuş ve eve getirmişti. 4 yıldır Ekary ailesiyle beraber yaşayan Gewre, artık onlardan biriydi. Aklı Gewre’de kalan Ekary, Kobani’yi terk ettikten birkaç gün sonra kentteki duruma bakmak için geri döndü. Beklediği üzere Gewre’nin doğum yaptığını ve 3 yavruya sahip olduğunu gördü. Fakat yavrular henüz bir haftalık bile olmadığı için onları yanına alamadan Suruç’a geri döndü. Kentte çatışmalar artarken Ekary’nin düşündüğü şey, kedisi Gewre’yi bir daha göremeyeceğiydi. Yaklaşık 6 ay sonra IŞİD’in bölgeden çekilmesiyle çatışmalar son buldu. Ekary, enkaz halindeki kente döndüğünde büyük bir sürprizle karşılaştı. Gewre, bir kısmı yıkılmış olan evin duvarının üstünden ona bakıyordu. Yavruların akıbeti hakkında bilgi sahibi olmasa da, kedisi Gewre’yi bulduğu için çok mutlu olduğunu söyledi.

Ekary, enkaz halindeki kente döndüğünde büyük bir sürprizle karşılaştı. Gewre, bir kısmı yıkılmış olan evin duvarının üstünden ona bakıyordu.

TOMBİLİ

“Ziverbey’in bıçkını” diye tanınan Tombili, 11 yıllık hayatı boyunca tembellik hakkının kitabını yazdı. Gelip geçerken Tombili’nin umursamazlığına ve ehlikeyfliğine hayran kalan üniversite öğrencilerinin çektiği fotoğraflar sayesinde ünü sosyal medyaya yayıldı. Tombili vefat edince sevenleri bir hayli üzüldü ve bu nevi şahsına münhasır kediyi ölümsüzleştirmek için harekete geçti. Tombili’nin heykelinin yapılması için Change.org’ta açılan imza kampanyası hızlı bir şekilde yaygınlaştı, toplamda 17 bin imzaya ulaşıldı. Bunun üzerine Kadıköy Belediyesi’nin girişimiyle, Tombili’nin kaldırıma yaslandığı viral pozunun heykelini yapıldı.

Tombili vefat ettikten sonra heykelinin yapılması için imza kampanyası başlatıldı.

BARIŞ

Suriye’de El Bab’da yaşanan çatışmalar sırasında bitkin bir halde bulunan Barış, önce Antep’e oradan da İstanbul’a getirildi. Barış’ın tedavisi, Gaziantep Canlı Hayatını İyileştirme Derneği tarafından yapıldı. Barış’ın hikayesini duyan Kırmızı Kedi Yayınevi’nin sahibi Haluk Hepkon, onu sahiplendi. Şu anda yayınevinde yaşayan Barış, kalabalıkların ilgisinden memnun, oldukça sosyal bir kedi.

Barış şu anda Kırmızı Kedi Yayınevi'nde yaşıyor.

HERKESİN HEMŞİRESİ RADAMENES

Radamenes henüz iki aylıktı ve ciddi bir üst solunum yolları enfeksiyonu geçiriyordu. Sahipleri onu uyutulması için Polonya’da bir barınağa bıraktı. Ancak barınaktaki veteriner onu uyutmaktan vazgeçti. Enfeksiyonu bulaşıcı olduğu için tedavisi karantina altında yapıldı. Özel ilgi gördü. Kısa sürede sağlığına kavuşan Radamenes, şu anda barınakta tam zamanlı hemşire olarak çalışıyor. Operasyon geçiren başka hayvanların başında bekliyor, onlarla birlikte uyuyor, onlara sarılıyor ve temizliyor. Veterinerler, onu barınağın maskotu diye seviyorlar.

Radamenes barınakta operasyon geçiren hayvanların başında bekliyor, onlarla birlikte uyuyor.

BADEM

2018’in ilk günlerinde insanı Cemalettin Behnan Kuşçu’yla beraber seyahatlerine başlayan Badem, Türkiye’yi diyar diyar geziyor. Kendisini “Badem’in insanı” diye tanıtan Kuşçu, Badem’in seyahat etmekten keyif aldığını ve farklı koşullara uyum sağladığını söylüyor. İkili, seyahatlerinde sık sık otostop çekiyor, bununla beraber zaman zaman şehirler arası ve şehir içi otobüs yolculuğu da yapıyor.

İkili sık sık birlikte seyahatlere çıkıyor.