Dünya mitolojisinin 5 tutulma canavarı

Eskiden güneş tutulması göklerdeki canavarlardan bilinirdi. Dünya mitolojisi bu yaratıkları anlatıyordu.

Abone ol

Robert Lamb*

Modern insan gökyüzündeki yıldızlardan endişelenmeden yaşayabiliyor. Fakat bu durum her zaman böyle değildi. Ay’ın Güneş’in önünü kapayabileceğini bilmeden önce güneş tutulmasını yıldızlardaki canavarların yaptıklarına inanıyorduk.

Genelde aklımıza ilk gelen bu hikayelerin sadece güneşin görüntüsünün değişmesiyle alakalı olduğu geliyor ama hikayeler her zaman bu kadar açık değiller. Çoğunda temelini bilmediğimiz özellikler var. Güneş tutulması mitolojisinde birçok güneş yiyen canavar var şimdi size bunlardan birkaçını anlatalım.

APEP: AY YILANI ANTİK MISIR

Bu hikayelerin birçoğu karanlık ve aydınlık, iyilik ve kötülük ile alakalı. Bu da güneşin kapanmasına çirkin bir hikaye veriyor. Bunu açıklamak için de Mısırlılar Apep’i yaratıyorlar.

Apep kaos ve ölümü tehdit ediyor, güneş tanrısı olan Ra’nın tam zıttı yani. Arada sırada Apep güneşi ele geçiriyor fakat Ra günü kurtarıyor.

KAFASIZ ASURA RAHU: HİNDİSTAN

Rahu’nun hikayesi kadar korkuncu yok gibi bir şey. Rahu sürekli ölümsüzlük iksiri içen bir yarı-tanrı. Lord Vishnu buna dayanamayınca onun kafasını kesiyor ve ölümsüzlük iksiri boyundan aşağısını hayatta tutmaya devam ediyor. Güneş ve ayın onu ispiyonlamış olmasına çok sinirlenen Rahu ikisini de yutuyor.

Fakat Rahu'nun başı kesik olduğu için zaferi de her zaman geçici oluyor çünkü  güneş de ay da hep boynundan aşağı düşüyor.

SEBETTU: ANTİK MEZOPOTAMYA

Hastalık tanrısı Erra Mezopatamya’ya kıyameti getirdi Sebettu da tutulmayı yaşattı.

Milattan önce sekizinci yüzyılda Akad dilinde yazılmış olan Erra va Isum Destanı'nda nefesleri ölümle eşdeğer olan yedi savaşçı tasvir edilir. Rivayete göre Erra, insanların oturduğu meskenlerdeki feryatları gürültülü hale gelince bu savaşçıları dünyaya salmayı pek severmiş.

Sebettu, uzaktan rastgele bir tutulma canavarı olarak görülebilir ama ay tutulmamaları birtakım ulvi amaçlara da hizmet edebiliyor. Örneğin Asurlular tutulmaları kutsal bir biçimde kralları lanetleyen uğursuz bir alamet olarak görürlermiş. Bazı durumlarda kralın yerine geçecek halef olan šar puhi'lerin kurban edilmesi bile gerekebilirmiş.

Tarihçi John Z. ye göre Sebettu ayın kralları günahlarından arındırması için işlevsel olmuş olabilir.

Öyle ya, kendini ara sıra zuhur eden iblislerin kurbanı olarak gösterip dini bir ince ayar çekmek varken uzun uzun kurban etme törenlerine ne gerek var?

SKÖLL VE HATİ: İSKANDİNAV MİTOLOJİSİ

İskandinav mitolojisinde kötü bir şey yaşanırsa Loki’nin ilgisi olduğundan emin olabilirsiniz. Loki’nin elini değdiği herşey Ragnarök ile alakalı oluyor. Ragnarök İskandinav mitolojisinde kıyamet günüdür. Sköl ve Hati Lokinin güneşi yok etmek için yarattığı yaratıklardır. Sköll güneşi ısırırken Hati de yiyor.

Sköll ve Hati Stephen Hawking'in Büyük Tasarım eseri de dahil çok fazla yayında aynı tasvir tekrarlanır. Öte yandan Eve Siebert'in bazı kuşkuları vardır. Siebert Norveç'in kadim şiiri Grímnismál'in öyle karanlık ihtimaller veya tekerrür eden olaylarla ilgisi olmadığını savunur Gene de Norveçlilerin bu kıyamet hikayelerinin tutulmalarda yansıdığını veya karanlıkla ışığın sonsuz mücadelesine yaklaşıldığının emaresi saydıklarını düşünmek mümkün.

PERİ: ANTİK İRAN

Güneş yutan canavarlar bile kefaretin üstünde olamıyor. Yeterli kültürel değişim bütün kozmik hataları silebiliyor. Milattan önce altıncı yüzyılda Pers mitolojisinde Periler vardı. Fakat Pers mitolojisindeki perilerin insanlarla ilişkileri çok daha farklıydı, iyilik de yapabiliyorlardı, kötülük de. Folklor tarihçisi Carol Rose’a göre size zorlu ve çetin yollarda size yardım da edebilirlerdi ,hasadınızı çürütebilir veya güneşi karartabilirlerdi.

Perilerin bu rolü İslam kültürü tarafından tekrar yazılana bin yıldan fazla bir süre devam etti. İslam kültürü, perilerin tövbekar melekler olarak tanımladı. İlk bin yılın sonundaki masallarda perilerin kefaretini ödediğine karar verildi.  Sonunda Şehname'de dünyevi kralların hizmetkarları olarak bile rol oynadılar.

Yazının orijinali atlasobscura sitesinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Bulut Zencir)