Dünyanın en büyük rüzgar yatırımı Hollanda'dan

DUVAR - Yenilenebilir enerji sektörü büyümeye devam ediyor. Hollanda, 59,5 km ²'lik bir yapay daya dünyanın en büyük deniz aşırı rüzgar çiftliğini inşa etmeye hazırlanıyor. 2027 yılında bitmesi planlanan çiftliğin Hollanda'nın yanı sıra İngiltere, Belçika ve Almanya gibi ülkelere de enerji tedarik etmesi planlanıyor.

Hollandalı TenneT firması rüzgar çiftliğini İngiltere Yorkshire'ın 125 km açığında bulunan ve şirketin kendisine ait olan Dogger Bank adasında kuruyor.

Rüzgar çiftliğinin avantajlarından biri de normalde deniz aşrı türbinlerde esas maliyeti  elektriği şebekeye aktaran deniz altındaki kablolar teşkil eden bu çiftliğin adada kurulacak olması sayesinde şebekeye aktarma işini yerinde (karada) yapabileceği için deniz altından iletimde kullanılacak kablolar çok daha hesaplı olabilecek.

AVRUPA'DA KURULU RÜZGAR GÜCÜNÜN İKİ KATI ELEKTRİK ÜRETECEK 

TenneT tarafından kurulacak olan rüzgar çiftliği 30 gigawattlık (bugün Avrupa'da kurulu olan rüzgar gücünün iki katı) elektrik üretebilecek. Şu anda faaliyet halinde olan ve dünyanın en büyük den,iz aşırı rüzgar çiftliği sayılan London Array 630 megawatt elektrik üretebiliyor. Karada en fazla elektrik üretebilen rüzgar çiftliği ise Çin'de bulunan Gansu. 2020 yılına kadar 20 GW elektrik üretmeyi hedefleyen Gansu, şu anda 6 GW elektrik üretebiliyor.   ABD'nin ise, Enerji Bakanlığı verilerine  4 bin GW'lik bir potansiyeli bulunuyor. New England'a elektrik vermeye başlayan il deniz aşırı rüzgar enerjisi çiftliği sayesinde Rhode Island'da dizelle çalışan termik santral kapatıldı. ABD, New York Montauk'un 48 km doğusuna 15 türbin daha kurmayı planlıyor.

ABD neden üşüyor

ABD yılın son günlerini çok büyük kar fırtınalarıyla kapatmıştı. Özellikle kuzey doğu bölgesinde yer alan Pensilvanya eyaletinin Erie kentinde son iki gündür etkili olan şiddetli kar yağışı ve fırtına sonucu hayatı felç  etmişti.

Aniden bastıran fırtına sonrası kar kalınlığının 30 saat içinde 135 santimetreyi bulduğu şehirde vatandaşlar  kar nedeniyle yollarda yürümekte zorlanıyordu.

Aralık'ın son  günlerinde etkili olan kar fırtınalarıyla ilgili Paris Anlaşmasını reddeden Donald Trump şöyle bir açıklama yapmıştı: Trump, “Doğu kıyısında en soğuk yılbaşı gecesi yaşanabilir. Belki de bu güzelim küresel ısınmanın birazını kullanabiliriz. Küresel ısınmaya karşı diğer ülkeler değil, bizim ülkemiz trilyonlarca dolar ödeyecekti. Sıkı giyinin!” ifadelerini kullanmıştı.

Trump'ın iklim değişikliğiyle mücadele aktivistlerini itibarsızlaştırma gayretlerin cevap Duyarlı Bilim İnsanları Birliği'nden (Union of Concerned Scientists) geldi.  Duyarlı Bilim İnsanları Birliği, ilk olarak gezegenin ısınmaya devam ettiğini 2014 yılında Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) ve 2017 yılında da İklim Bilimi Özel Raporu tarafından ortaya konulduğunun altını çiziyor.

DÜNYA HIZLA ISINIYOR

2014 IPCC raporuna göre 1880 yılından 2012'ye kadar ortalama sıcaklık artışı 0,85 dereceyken 2016 yılında ortalama artış 0,99 derece. Bu rakam 20'inci yüzyılın ortalaraındaki ortalama sıcaklık artışından daha fazla. Küresel ısınmadaki bu yükseliş 2001'den beri her yıl giderek yüzey sıcaklığında rekor kırılmasına sebep oldu.

Kar fırınaları ise iklim değişikliğinin neden olduğu hava akımlarındaki değişim, kutup denizindeki buzul örtüsünün durumu ve üst rüzgarlar gibi değişene bağlı olarak şiddetlenebiliyor. Gezegenin ısınmasına bağlı olarak kutuplarda oluşan anafor da dikkate alındığında dünyanın ekseninde meydana gelen kayma sayesinde  gezegenin güneş ışınlarını alma açısı da değiştiği için kışın da hava sıcaklıkları da normalden daha düşük olabiliyor.

2017 raporuna göre ise ılık havalara şahitlik ettiğimiz bahar normalden 10 gün önce başlıyor. ABD'nin "Üçüncü Ulusal İklim Değerlendirme" sine göre ise ABD'nin belli bölgelerinde 1958 ve 2012 yılları arasında görülen fırtınalardan yüzde 71 daha fazla yağmur veya kar yağışı görülebiliyor.

Duyarlı Bilim İnsanları'na göre iyi haber, dünya  küresel ısınmaya özüm üretebilecek teknoloji ve kapasiteye  sahip. Sadece, bireylerin çabalarının da dışında, liderlerin de çözümden yana tavır alarak kapsamlı bir mücadele eylem planı ortaya koymaları gerekiyor.