Dur ihtarına uymayan genci vuran polis serbest

Samandağ'da dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis tarafından ateş edilip öldürülen Güven Oğurol'un avukatı Anıl Cevahir Can, olayın gerçekleştiği yerin kontrol noktası olmadığını, kaçmaya çalışan arabaya resmi araçtan silahla inen polisin 6 el ateş açtığını söyledi ve Oğurol'u öldüren polisin serbest bırakılmasına itiraz etti. Adli ve idari soruşturma başlatıldığını açıklayan Hatay Valiliği ise polisin "kanuni yetki" çerçevesinde görevini yaptığını savundu.

Abone ol

ANKARA - Hatay'ın Samandağ ilçesinde polislerin 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu yaşamını yitiren 24 yaşındaki Güven Oğurol dün binlerce kişi tarafından son yolculuğuna uğurlandı. Oğurol'a ateş eden polis memurunun serbest bırakılmasına ilçe halkı tepki gösterdi. Olayın ardından Hatay Valiliği ve Hatay Barosu birer açıklama yaptı.

Hayatını kaybeden Güven Oğurol'un avukatı Anıl Cevahir Can olayın gerçekleştiği yerdeki güvenlik kameraları görüntülerini izledi. Bölgede kontrol noktası uygulamasının olmadığını, duran aracın yanına gelen polisin silahını çıkarmış biçimde yaklaştığını aktaran Can, "Takip altında olan aracın durdurulmasına dönük bir çaba yok. Dur ihtarı yapılmadığı görüntülerde mevcut" diye konuştu.

POLİSİN SERBEST BIRAKILMASINA İTİRAZ

Olayın üzerinden 24 saat geçmeden serbest bırakılan polis memurunun orantılılık ilkesine aykırı silah kullandığı ve yaşam hakkı ihlali nedeniyle serbest bırakılmasına itiraz eden Can şunları söyledi:

DOĞRUDAN ÜSTÜNE ATEŞ AÇILAMAZ: Polisin silah kullanması ancak "son çare" olarak gündeme gelir. Polis kendisine ve halkın yaşamına, sağlığına, esenliğine yönelik hukuksuz bir saldırıyı ancak 'başka bir çaresi kalmamışsa' o zaman silah kullanarak etkisiz hale getirebilir. Polisin 'başka çareleri varsa' silah kullanmak, yasanın aşılması ve hukukun ihlali olacaktır. Hızlı araç kullanan bir gencin kullandığı aracın tekerleklerine belki ateş açılabilir ama doğrudan üstüne ateş açılamaz.

ORANTILILIK İLKESİ: Polis hukuksuz bir saldırıya dahi "orantılı" cevap vermek zorundadır. Bu, hem saldırıya uğrayanların hakları konusunda hem de polisin kullandığı araçlar bakımından orantılı olmak anlamına gelir. Yüksek sesle konuşarak başkalarını rahatsız eden veya alkol alıp sokakta nara atan kişilere karşı mesela silah kullanılamaz. Orantılılık ilkesi bu anlama gelir.

YAŞAM HAKKI İHLALİ: Somut olay bu gözle değerlendirildiğinde öldürülen gencin yakalanması için polisçe 6 defa ateş edilmesine olay sırasında ihtiyaç yoktur. Elinde silah olmayan, an itibariyle kimseye zarar vermeyen ve aracıyla park halinde olan bir gence 6 defa ateş açmak, amacın "öldürmek" olduğunu ve böylece Anayasamızın 17'inci, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS)'nin 2'nci maddesindeki 'yaşama hakkı'nın ihlal edildiğini göstermektedir.

VALİLİK: POLİS SİLAHINI 'KANUNİ YETKİ ÇERÇEVESİNDE' ATEŞLEDİ

"Araç sürücüsünün dur ikazına uymadığını, polisin ise önce havaya sonra aracın lastiklerine ateş ettiğini" belirten Hatay Valiliği ise yaptığı açıklamada, "Şüpheli aracın halkımızın güvenliğini tehdit edebilecek bir olayda kullanılma ihtimalini ortadan kaldırmak maksadıyla kanuni yetki çerçevesinde gelişen olay neticesinde aracı kullanan ve hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan 3 ayrı yakalama kararı bulunan G.O. isimli şahıs yaralanmıştır. Olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye sevk edilen şahıs, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmiştir" ifadelerine yer verdi.

'ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI'

Araçta yapılan arama sonrası uyuşturucu madde ve kuru sıkı tabancanın bulunduğu belirtilen Valiliğin açıklamasında, Oğurol'un mevcut durumunu bildiği için yakalanmamak amacıyla kaçmaya çalıştığı yorumu yapıldı ve "Şüpheli şahıs ile ilgili yapılan araştırmada değişik suçlardan toplam 19 adet suç kaydının olduğu, uyuşturucu ve hırsızlık suçlarından yakalama emri bulunduğu, ayrıca asker kaçağı olduğu anlaşılmıştır. Konunun şüpheye mahal bırakılmayacak şekilde ortaya çıkarılması amacıyla adli ve idari soruşturma başlatılmıştır" denildi.

Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez ise konuya ilişkin basın açıklaması yayınladı. "Yaşam hakkı"nın Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve devletin koruma güvencesi altında olduğunu hatırlatan Dönmez'in açıklamasının satır başları ise şöyle:

POLİS 24 SAAT GEÇMEDEN SERBEST: Ülke olarak yaşadığımız olağan dışı gergin bir ortamda, Samandağ İlçemizde yaşanan öldürme olayı ile toplumda doğan bir infial hali mevcutken ve Güven Oğurol'un yaşamını yitirdiği olayın içeriği ve sebebi ile ilgili kamuoyuna yetkili ağızlar tarafından bir açıklama yapılmamışken Güven Oğurol'un yaşamını yitirmesine yol açan polis memurlarının daha 24 saat geçmeden, tutuklamaya sevkleri dahi gerekli görülmeden adli kontrol ile serbest bırakılmaları vatandaşlarımızın kaygısını artırmıştır.

BU OLAYIN PEŞİNDE OLACAĞIZ: Ne yazık ki izlendiği ve gözlendiği kadar her devlet kurumunda ve her yetkiyi kullananda bir keyfiyet ve yurttaşın değersizleştiği bir hal almış başını gitmiştir. Eğer bu da bir iletişim kazası olarak adlandırılmış ise bu gibi iletişim kazalarını da takip edeceğiz. Hukuk devletinde her bireyin kendini hukuki güvenlik içinde hissedeceği bir anlayış kurulana, kamu görevi görenler keyfiyeti, hukuksuzluğu tekrar etmeyecek şekilde hukuki ve fiili cezasızlık olgusu yok olana kadar Avukatlık Kanunu'nun barolara yüklediği görevler olan hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının sağlanması için bu olayın peşinde olacağız.

'Yargısız infazlar OHAL ile olağan hale getirilemeyecektir'

Samandağ'da dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle Güven Oğurol'un öldürülmesine bir tepki de CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl'den geldi. Konuyla ilgili basın açıklaması yapan Bingöl, “Polise verilen uçsuz bucaksız yetkiler 24 yaşında bir gencin canına mal olmuştur. Olayla ilgili olarak kamuoyu bir an önce aydınlatılmalı, sorumlular cezalandırılmalı ve artık anneler yargısız infaz yüzünden ağlatılmamalıdır” dedi ve şöyle devam etti:

POLİSİN GÖREVİ ADALETE TESLİM ETMEKTİR:

Polisin görevi suçluyu yaşam hakkını ihlal etmeden adalete teslim etmektir. ‘Dur’ ihtarına uymadığı için bir gencin öldürülmesi Türkiye’de yaşam hakkının kaybolduğunun en açık örneklerinden birisidir. AKP ile Türkiye adaletsizliğin olağanlaştığı bir yere doğru hızla sürüklenmektedir.

AKP GENÇLERİMİZİ YAŞATMAMAKTADIR:

Geçtiğimiz Ocak ayında 16 yaşında bir genç yine aynı şekilde öldürüldü. Şimdi ise Hatay’da bir gencimiz yargısız infaz ile can verdi ve sorumlular hakkında henüz ortada hiçbir cezalandırma yok. Devletin görevi gençlerini okutmaktır, eğitmektir, yaşatmaktır. AKP, gençlerimizi, yurttaşlarımızı yaşatamamaktadır. Bu olayın derhal aydınlatılması ve sorumluların yargıya havale edilmesi gereklidir. AKP’nin denetimsiz ve kontrolsüz politikaları bir anneyi daha ağlatmış, bir yuvaya daha acı düşürmüştür.

BASKI ORTAMINA 'DUR' DEMEK HEPİMİZİN GÖREVİ:

Sadece 2016 yılında 451 kişi yargısız infaz sonucu hayatını kaybetmiştir. AKP’nin güvenlik ve yönetim anlayışı ülkedeki tüm güven ortamını ortadan kaldırmıştır. Sürdürülen bu politikalar ile yurttaşlarımızın can güvenliği ve yaşam hakkı ciddi tehdit altındadır. CHP olarak en önemli görevlerimizden birisi AKP eliyle normalleştirilen orantısız güç kullanımını engellemektir. Yargısız infazlar olağan değildir ve OHAL ile olağan hale getirilemeyecektir. Polisin ‘dur’ ihtarına ve AKP’nin normalleştirmeye çalıştığı orantısız güç ve baskı ortamına ‘dur’ demek hepimizin; tüm sivil toplum kuruluşlarının, kamuoyunun, basının ve bizlerin görevidir.”