Durak dışında inme uygulaması kadınları ikiye böldü
İstanbul ve Ankara'nın ardından kadınların 22.00 den sonra durak haricinde inebilmesi uygulaması İzmir'de de başladı. Kadınların bir kısmı uygulamadan memnun bir grup ise uygulamanın yol açacağı sakıncalara dikkat çekiyor.
İZMİR- İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi'nde 2016 yılında kabul edilen “toplu ulaşımda otobüs kullanan kadın yolcuların 22.00'den sonra durak haricinde de inebilmelerine yönelik düzenleme” hayata geçti. İzmirli kadınlar, 22.00-06.00 saatleri arasında, otobüslerde istedikleri takdirde durak haricinde de inmeye başladı. Kadına yönelik önemli bir adım olarak başlatılan bu uygulamanın kadınların sokakta şiddete maruz kalma olasılığını ne kadar düşürdüğü ise kafalarda soru işareti…
Eskişehir ve İstanbul’un ardından İzmir’de de hayata geçirilen bu tür uygulamalara neden ihtiyaç duyuldu? Kadınların saat 22.00’den sonra istedikleri noktada inmeleri sokakta şiddete maruz kalmalarını engelleyebilecek bir çözüm mü? Otobüs duraklarındaki kadın yolcularla, Eğitim-sen İzmir 2 No’lu Şube Yürütme Kurulu Kadın Sekreteri Dilek Kanlıbaş Demir ve Kadın Meclisi üyesi Hilal Susuz ile konuştuk.
KADINLAR TOPLUMDAN DAHA ÇOK TECRİT EDİLMİŞ OLUYORLAR
Son yıllarda kadın cinayetlerinin, kadına yönelik taciz, tecavüz ve cinsel istismarın artmasının daha çok gündem olmaya başlamasıyla bu uygulamaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Demir, ‘’Kadına yapılan ayrımcı yaklaşımlar bu şekilde çözülecek sorunlar değil. Öncelikle toplumun kadına yaklaşımı konusundaki zihniyetinin değişmesi lazım. Bu tür ayrımcı politikalar aslında tacizcilerden öte mağdurları tecride dönük uygulamalar. Bu uygulamalarla kadınlar toplumdan daha çok tecrit edilmiş oluyorlar’’ diyor. Kadını korumaya dönük politikaların erkekleri daha fazla güçlendirdiğini düşünen Demir, ‘’Kadınların korunmaya değil kendini güvende hissedebileceği bir kente ihtiyacı var. Bunu sağlamak için de yerel yönetimler kadınlara dair konularda kararlar alırken yerelindeki kadın örgütlerinin de görüşlerine başvurmalıdırlar. Ancak bu şekilde, kadınları da karar süreçlerine dahil ederek demokratik, eşitlikçi, kalıcı, güvenli çözümleri ortaya koyan bir belediyecilik anlayışı oturtulabilir’’ diyor.
KADIN ÖRGÜTLERİNİN SESİNE KULAK VERSİNLER
İzmir’de gece 10 dan sonra evine yakın bir yerde inmenin küçük de olsa faydası olacağını düşündüğünü ifade eden Susuz ise ‘’Yerel yönetimlerin bunları yaptım diyerek bir kenarda durmak yerine yeni çözümler geliştirip hayata geçirmeleri gerekir’’ diyerek ekliyor:
‘’Benim şehrimi yönetmek için gelen birinin zaten bunları düşünerek gelmesi gerekiyor. Çünkü İzmir’de kadın örgütleri çok fazla. Bizler hemen hemen her gün zaten hayatın her alanında mücadele ediyoruz. Sesimizi duymamaları gibi bir şey asla söz konusu olamaz. Bence kadın örgütlerinin sesine kulak versinler. Kadınların öldürülmediği şehirleri, sokakta rahatça dolaşabilecekleri şehirleri bir an önce yaratmaya baksınlar!’’