Dursun Çiçek: Hukukta 'Allah affetsin'in yeri yok!
CHP Milletvekili Dursun darbe girişimi sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özeleştiri yaparken kullandığı, 'Allah affetsin, millet affetsin' sözlerinin hukukta bir karşılığı olmadığını söyledi: Keşke yargımız güçlü olsa...
Özlem Akarsu Çelik oakarsu@gazeteduvar.com.tr
ANKARA - 'Ergenekon', 'Balyoz' ve 'Islak İmza' davaları nedeniyle yaklaşık 5 yıl tutuklu kalan Dursun Çiçek, 19 Haziran 2014'te Silivri Cezaevi'nden tahliye edildi. Cezaevinden çıkarken, "Başbakan'ın ofisine böcek koyanlar benim de imzamı taklit etti, bana kumpas kuruldu. Taklit imza atanlar, sahte plan yapanlar paralel yapıdır" diyen CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek darbe girişimi ve sonrasında yaşananları Duvar'a değerlendirdi:
HERKES BENDEN ÖZÜR DİLİYOR: İktidar partisinden karşılaştığım beş kişiden dördü, "Kusura bakmayın, biz sizi suçlu sandık, imzayı gerçek sandık. Hepsi yalanmış. Yanlış yere güvenmişiz. Size inanmamız lazımmış" diyerek özür diliyor. Çok samimi olmasalar da olumlu tepkiler veriyorlar.
CUMHURBAŞKANININ BAROLARLA BULUŞMASI: Barolarla eski kırgınlıkların atılması önemliydi. Üç makam çok önemlidir. Savunma makamı avukatlar, iddia makamı savcılar ve yargı makamı hâkimler. Hâkim, savcı ile avukatı eşit görmezse oradan adalet çıkmaz. Barolarla hükümetin olumlu bir ortama girmesi, geçmişteki kırgınlıkları unutması çok önemli çünkü buradan adalet çıkar.
ERDOĞAN'IN GÜVENDİĞİ DAĞLARA KAR YAĞDI: Erdoğan'ın güvendiği dağlara kar yağdı. Cemaat, ABD, AB... Rusya ve İsrail'le ilişkileri düzeltmek zorunda kaldı. Suriye politikası fiyaskoyla sonuçlandı. Yaşı da kemale erdi. Hepsini üst üste koyunca muhalefetle, Türkiye'de ötekileştirdiği kesimle barışmak zorunda kaldığını hissetti bizce. Samimi olmasını, insanları germemesini istiyoruz. Topçu Kışlası sadece gerginliğe yol açar, toplumu zehirler. Bunu yapmamalı.
'ALLAH AFFETSİN'İN HUKUKTA KARŞILIĞI YOK: "Allah affetsin, millet affetsin!" bunların hukukta bir karşılığı yok. Keşke yargımız güçlü olsa da iktidardayken de bunun hesabını sorabilse ama yargının üçte biri sanık, geri kalanı da ya şüpheli ya baskı altında. Kararnamelerle bazı yanlışlar da yapılıyor. Askeri okulların kapatılması, bazı kuvvetlerin Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması... Örgütün istediği şey de buydu. Son görüşmelerimize göre bir düzeltme yapacaklar. Özellikle harekât, muhaberat, istihbarat kuvvetleri yine Genelkurmay'a bağlı olacak, lojistik, personel ve sağlık Savunma Bakanlığı'na bağlanacak.
DEVLETTE BÜYÜK BOŞLUK OLUŞTU: Bu süreçte gençlere her fırsatta şu çağrıyı yapıyorum. Devlette büyük bir boşluk oluştu, çürüme var. Atatürkçü, cumhuriyetçi, iyi yetişmiş gençleri devlette görev almaya, asker, polis, hâkim, savcı olmaya davet ediyoruz. Mülakatlarda haklarını korumaya hazırız. İmam zihniyetli, çipli robotik beyinlere devleti teslim etmesinler, cumhuriyetlerine sahip çıksınlar.
ABD, TÜRKİYE'Yİ KAYBETMEK İSTEMEZ: ABD, bunun liderini (Fethullah Gülen'i kastediyor) Türkiye'ye verip vermemekte çekimser, Türkiye'yi oyalıyor çünkü benzer nitelikte, başka ülkelerden isimler de var orada. O ülkeler Gülen'i kolay teslim ederse Amerika ile ilişkilerini gözden geçirecek. İdam tartışmaları da teslim etme işini güçleştiriyor. Başbakan, Cumhurbaşkanı'na karşı çıkmayı göze alarak idama karşı çıktı. Bu tartışmadan çıkmamız lazım. ABD ile ilişkilerin tekrar gözden geçirilmesi gerekir. İncirlik çok önemli, Türkiye isterse İncirlik'i kapatabilir ve ABD Türkiye'yi kaybetmek istemez. Rusya ve Çin'le ilişkilerin güçlendirileceği baskıları da ABD'nin elini zayıflatır. ABD o koşullarda Gülen'i teslim etmek zorunda kalır.
FETÖ DEĞİL FESTÖ: Savcılığın adını Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması adını (FETÖ/PDY) koyduğu örgüte ben "FESTÖ" diyorum. Terörist başı hep takkeli. Sahte imam. FES'i ondan kullanıyorum.
CHP-HDP İŞBİRLİĞİ NORMALE DÖNEMEZ: HDP, PKK terörüne karşı çıkmadıkça, onu kendi zemini olarak gördükçe gerek devlet gerek CHP çapında ilişkileri normale dönmez. PKK bölgede çok güçlenmişti ve terör örgütüne dayanmayan bir HDP'nin orada siyaset yapma imkanı yoktu. Son bir yılda PKK'nın gücü büyük ölçüde kırıldı. ABD hem PKK'yı Hem FESTÖ'yü kullanıyor.
KENDİ SUÇLAMALARINI KENDİSİ YAPTI: Görüyoruz ki örgüt, bizi suçladığı her şeyi kendisi icra etti. Kendi suçlamalarını aslında bizzat kendisi yaptı. Darbe girişiminin ardından masum bazı insanların da FESTÖ havuzuna atıldığını öğreniyoruz. İçlerinde imam devletiyle ilişkisi olmayan cumhuriyetçi aydınlar var. CHP izleme grubu olarak haklarını korumak için ailelerle görüşüyoruz, kayıtları tutuyoruz, her kademede iletişim içindeyiz. Bazı örgütlü kesimleri daha kolay haklarına kavuşturuyoruz, Eğitim Sen gibi. Onlar birbirlerini tanıyorlar, kefil oluyorlar. Darbe girişiminin ardından gözaltına alınan erlerin yarısı bırakıldı ama diğerleri tanık olarak tutuluyor. Onların da bir an önce bırakılmasını istiyoruz. Mehmetçik ve öğrencilerden kuşkumuz yok.
MAĞDURLARA HUKUKİ YARDIM: Biz ortada ne darbe girişimi ne silah ne şehit var bir sürü iftirayla mücadele ettik. Beş yıl hapiste kaldım. Mağdur olanların yakınlarının da biraz sabretmeleri lazım. Güvenilir bir avukatla hareket etmeleri gerek. Biz de avukatlara yargı nezdinde destek vereceğiz.