Duruşmada yakalanan sahte avukat: İnşaat işçisiyim, çocukluk hayalimdi

Tecavüz sanığı Musa Orhan'ın davasında yakalanan sahte avukat Abdurrahman Buğday savcılık ifadesinde, "Küçüklüğümden beri avukat olmak istediğimden cübbe ile adliyelerde dolaşmaktayım" dedi.

Abone ol

DUVAR- Cinsel saldırıda bulunduğu 18 yaşındaki İpek Er'in ölümüne neden olan eski uzman çavuş Musa Orhan'ın Siirt'te tutuksuz yargılandığı davanın duruşmasına cübbeyle giren ve hakkında daha önce dolandırıcılık suçundan işlem yapılan Abdurrahman Buğday polis tarafından fark edilerek yakalandı. 

Abdurrahman Buğday'ın 'kamu görevini usulsüz olarak üstlenme', 'resmi belgede sahtecilik' ve 'dolandırıcılık' gibi farklı suçlardan 16 kaydı bulunduğu tespit edildi. Şüphelinin adliyede işlem yaptığı belgeleri incelemeye alan polis, Abdurrahman Buğday'ın irtibatlı olduğu kişileri de tespit etmeye çalışıyor.

Çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanan Abdurrahman Buğday savcılık ifadesinde, "Küçüklüğümden beri avukat olmak istediğimden cübbe ile adliyelerde dolaşmaktayım" dedi.

'FARKLI ADLİYELERDE DOLAŞTIM'

Abdurrahman Buğday, inşaat işçisi olduğunu belirttiği ifadesinde, "Aslında hukuk bitirmedim, avukat değilim ancak küçüklüğümden beri avukat olmak istediğimden uzun zamandır avukat cübbesiyle farklı adliyelerde dolaşmaktayım" diye konuştu. Buğday, Siirt Adliyesi'ne geldiğinde Musa Orhan'ın yargılandığı duruşmadan bilgisinin olmadığını, bu duruşmaya girme kastıyla adliyeye gelmediğini ileri sürdü.

'DURUŞMA ZAPTINA İMZA ATTIM'

Abdurrahman Buğday, ifadesinde Siirt Adliyesi'ndeki duruşma sırasında boşanma protokolünü avukat olarak ibraz ettiğini, zapta da imza attığını ifadesinde dile getirerek şunları söyledi:

"Aile mahkemesi önünde F.B. isimli bir kadınla karşılaştım. Kendisine Sosyal Hizmetlerin avukatı olduğumu söyledim. Bu sırada üzerimde cübbe de vardı. Ben herhangi bir şekilde kendisinden para istemedim. Anlaşmalı boşanma için yardımcı olacağımı söyledim, hanımefendi de kabul etti. Avukat H.Ç'yi daha önce tanımıyordum, olay günü Siirt Barosu'nda gördüm. H.Ç'ye kendimi Tunceli Barosu avukatı olarak tanıttım. H.Ç'ye boşanma davalarından anlamadığımı, kendisinden yardımcı olmasını istedim. Bunun üzerine avukat H.Ç'nin bürosuna F.B. ve eşi Ö.B. ile gittik. Avukat H.Ç. protokolü hazırladı, tekrar adliyeye geldik. Aile Mahkemesi'nde bulunduğumuz sırada bana, 'F.B'nin avukatı mısın?' diye sordular. Ben de 'Evet, avukatıyım' dedim. Bu sırada da üzerimde cübbe vardı. Duruşma sırasında boşanma protokolünü avukat olarak ben ibraz ettim. Duruşma zaptına da imza attım. İmzayı kabul ediyorum." (DHA)