Düşbaz Kitaplar'dan yayın dünyasına merhaba: Türkiye'nin ilk drag queen romanı geliyor
Düşbaz Kitaplar, yayın hayatına kurmaca ve kurmaca dışı kitaplarla "merhaba" dedi. Cansu Canseven ve Gökçe Alper'le Düşbaz Kitaplar'ı konuştuk.
DUVAR - Farklı kültürlerin edebiyatlarından önemli kalemleri ve kurmaca dışı yazınının kıymetli isimlerini geniş bir okur kitlesiyle buluşturmayı hedefleyen DüşBaz Kitaplar, yayın hayatına başladı. 2021 yılının Güz sezonunun ilk ayında Lili Sohn’un Annelik ve Monika Helfer’in Yük kitaplarıyla yayın hayatına başlayan DüşBaz’ın listesinde Hervé le Tellier, Joe Dunthorne, Michael Brooks, Elizabeth Day, Natasha Brown, Nadiya Hussain, Polly Samson, Thomas Savage, Andrew Knoll, Chuck Palahniuk, Marge Piercy gibi isimler yer alıyor.
Ayrıca Türkiye'nin önemli drag quuen'lerinden Ahsen Gönülce'nin "Ahsen" isimli romanını yayınlamaya hazırlanan DüşBaz Kitaplar'ı Cansu Canseven ve Gökçe Alper'le konuştuk.
'DOĞRU OLDUĞUNA İNANDIĞIMIZ HİÇBİR PROJEDEN PİŞMAN OLMADIK'
Korona virüsü salgını ve pandemi süreci yayıncılık dünyasında telafisi ağır yaralar açılmasına neden oldu. Birçok yayıncı yaşanan ekonomik krizden etkilendi. Böyle bir ortamda Düşbaz Kitaplar’ı kurdunuz. Süreç nasıl başladı?
Gökçe Alper: Aslında Düşbaz Kitaplar’ı konuşmaya 2009 yılında başladık. Ancak o dönemde enerjimizi önce Ayrıntı Yayınları'na sonrasında da Dinozor Çocuk markamıza kaydırdık. Pandemi başlamadan bir yıl önce de Dinozor Genç yayın hayatına başladı. Biz Ayrıntı ailesi olarak doğru olduğuna inandığımız hiçbir projeden pişman olmadık ve her zaman meyvelerini de çok geçmeden toplamayı başardık. Yıllardır kitap fuarlarında ne güzel bir kitap ama Ayrıntı’ya olmaz dediğimiz o kadar çok çalışma vardı ki ancak bir türlü yoğun iş temposunda vakit ayırıp Düşbaz’ı filizlendiremiyorduk. Pandemi döneminde yayınevini bir süreliğine kapadık. Ben de bu kapanma döneminde tüm enerjimi Düşbaz’a kaydırmaya karar verdim. Kafamda şekillendirip ekibi de ikna edince sıra Düşbaz’a benim gibi heyecanlanabilecek doğru kişiyi bulmaya geldi. Aklıma gelen ilk isim Cansu idi. Cansu’nun kapısını çaldığımda onu da heyecanlandırmayı başardım. Biz mutluysak ve bizi büyüleyen kitaplarla kesişiyorsa yollarımız gerisi teferruat dedik ve işte karşınızdayız.
Yayın dünyasında ne gibi bir eksiği kapatmayı hedefliyorsunuz?
Cansu Canseven: Piyasada çok yayınevi var, çok kitap basılıyor, çokça yazar var, hepsinden çok var. Henüz yayımlanmamış bir o kadar da çok yazar ve kitap var elbette. Bir eksiklikten değil de farklılıktan bahsedeceksek, bunun farklı bir ekip ruhu, bambaşka bir heyecan olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Düşbaz Kitaplar gücünü biraz da sınırsızlığından alıyor; içerik olarak da tür olarak da konu olarak da sınırımız yok, gönlümüzü çelen ve bunu okurlarımız da okumalı dediğimiz kitapları yayımlayacağız.
Gökçe Alper: Bizim için Cansu’nun da söylediği gibi sınır tanımazlığımızın yanı sıra bizi mutsuz edecek hiçbir işe kalkışmama kararımız da var. Eğer kalbimiz hızlı atmaya başlamadıysa, o kitap üzerine saatlerce konuşmadıysak demek ki basmamalıyız. Biz yazarımıza inanmazsak onu layığıyla nasıl temsil edebiliriz ki? İçimize asla sinmeyecek bir çalışmayı salt satış kaygısıyla basarsak okurumuzu kandırmış olmaz mıyız? Anlayacağınız derdimiz yeni bir kültür oluşturmak: Tepeden bakmayan, yargılamayan, yerinde eleştiri yapmasını bilen ve en önemlisi özeleştiri yapabilen.
Düşbaz ismine nasıl karar verildi?
Gökçe Alper: Düşbaz’ın isim babası Ayrıntı Yayınları’nın kurucularından Arslan Kahraman. Öncesinde de bahsettiğim gibi hikâye 2009 yılında başladı ancak hayata geçmesi biraz vakit aldı. İsim o kadar içimize sindi ki hiç değiştirmek istemedik. Hatta ilk ambleminde fare vardı. Ayrıntı’nın “dinozor”u Dinozor Çocuk ve Dinozor Genç ile birlikte devam etti. Düşbaz’a da amblemini düşünürken nesli tükenen hayvanların üzerinden gitmeye karar verdik. Böylece fare fikrinden uzaklaştık. Mamut da konuştukça hoşumuza gitti. Çizimini de Deniz Ozan Coşkun’a emanet ettik. İyi ki de etmişiz.
BİR KURMACA, BİR KURMACA DIŞI...
Bugünlerde yayınladığınız kitaplar arasında Thomas Savage’ın Köpeğin Pençesi romanı ve Clarissa P. Estes’in Güçlü Kadını Serbest Bırakın adlı kitabı var. Birbirinden farklı iki tür görüyoruz burada. Yayın listenizde hangi tür kitaplara yer vereceksiniz?
Cansu Canseven: Her ay bir kurmaca ve bir kurmaca dışı kitap yayımlıyoruz. Ay içinde yayımladığımız kitaplarımızın içerik olarak da konu olarak da birbirinden farklı olması özellikle istediğimiz bir şey. Başta da söylediğim gibi gücümüzü sınırsızlığımızdan alıyoruz; çok farklı okur gruplarını aynı markanın altında buluşturmayı amaçlıyoruz. Bu ay Thomas Savage’ın modern klasik kabul edilen romanı Köpeğin Pençesi’ni yayımladık; diliyle, anlatımıyla öyle güçlü bir hikâye ki okuduğunuzda bir süre boşluğa bakıp karakterlerle tek tek selamlaşacaksınız. Keza Estes’in kitabı Güçlü Kadını Serbest Bırakın’da da annelik kavramını farklı metinler üzerinden tartışacak, kadının gizli gücünün peşine düşeceksiniz.
Gökçe Alper: Kurmacada şimdilik romana ağırlık verdik ama kurmaca dışında her ay farklı alandan farklı bir türü okurlarımızla buluşturacağız. Bu alanların içinde yemek kitabı da olacak, popüler felsefe de kişisel gelişim de ebeveynlik de tarih de. Çağdaş sanat, edebiyat, eleştiri, popüler tarih de...
Çeviri kitaplarınızda hangi çevirmenlerle çalışıyorsunuz? Hangi dillerden kitaplar yayımlayacaksınız?
Cansu Canseven: İşini bildiğimiz, işine güvendiğimiz, editör ve çevirmen iş birliğine açık olan çevirmenlerimizle çalışıyoruz; ekibimiz günden güne genişliyor, her yeni kitapla ve her yeni türle birlikte başka bir çevirmen arayışına da girebiliyoruz. Kitabı sevdikten sonra her dilden kitap yayımlayabiliriz, bunu sınırlamam doğru olmaz. Daha doğrusu önce dili ya da çevirmeni seçmemiz uygun olmaz; önceliğimiz kitabın kendisi olur. Ebette İngilizce, Almanca, Fransızca dillerinden metinler daha yoğun oluyor ama Çince, Korece, Norveççe ve daha pek çok başka dilden kitaplar da eklemek isteriz listemize.
BİTKİ BAKIMI, YEMEK KİTAPLARI, KİŞİSEL GELİŞİM...
Ayrıntı Yayınları'nın yayın çizgisiyle hangi noktalarda kesişiyorsunuz ya da ayrılıyorsunuz?
Gökçe Alper: Duruşumuz, yayıncılığa bakış açımız aynı. Sadece Ayrıntı’nın listesine eklenemeyecek daha farklı türlerde kitapları yayımlamayı hedefliyoruz, örneğin bitki bakımı, yemek kitapları, kişisel gelişim gibi… Annelik bunun en güzel örneklerinden. Kitabın yaklaşımı Ayrıntı ile çok örtüşüyor. Sadece teorik olmayan bir dille, daha geniş kitlelere hitap edecek şekilde kurgulanmış. Ayrıntı ile Düşbaz’ın ilişkisi de tam olarak böyle.
2022 yılı için nasıl bir hazırlığınız var? Yayın takviminizde hangi kitaplar bulunuyor?
Cansu Canseven: Tabi, yeni yayın programımız için kitaplarımızı seçmeye devam ediyoruz. Bir kısmı çeviriden geliyor, onları yayına hazırlıyoruz, bir kısmını son okumaya gönderiyoruz. Kimisinin kapağının çalışmasını yapıyoruz, anlayacağınız dört elden çalışıyoruz 2022 yayın programımız için. Ocak ayında Türkçedeki ilk drag queen hikâyesini, bir biyografik romanı okurlarımızla buluşturacağız. Seçil Pala, drag queen Ahsen Gönülce’nin biyografik romanı Ahsen’i yazdı.
Yine ocak ayında İngiliz yazar Michael Brooks’un 18 dile çevrilen, popüler bilim türündeki kitabı Akıl Sır Ermeyen 13 Şey’i yayımlayacağız. Bu kitap ölüm, seks, dev virüs gibi çeşitli anomalileri açıklarken bizi bilimin perde arkasına da götürüyor. Önemli kalemlerden Sabâ Altınsay’ın da önümüzdeki aylarda yeni kitabı Faili Malum, Düşbaz Kitaplar’dan yayımlanacak; kendisinden hikâyesiyle, diliyle, biçemiyle bizleri derinden sarsacak bir roman geliyor. Ayrıca Altınsay’ın önceki kitaplarının da yeniden yayımlanacağının müjdesini vermiş olalım. Yerli şeflerimizden Kaan Yarman’ın Kalori Alacaksan Buna Değecek adlı yemek tarifleri kitabı da 2022 yayın programımızda yer alıyor. Yemek kitabı demişken, Netflix’teki yemek programıyla çok sevilen Nadiya Hussain’in Time to Eat adlı kitabı da önümüzdeki aylarda Şimdi Yemek Zamanı adıyla yayımlanacak. İngiliz yazar Polly Samson’un A Theater for Dreamers; Kanadalı yazar Pik-Shuen Fung’un Ghost Forest; İngiliz yazar Natasha Brown’un Assembly’i de yayımlayacağımız kitaplar arasında.
Gökçe Alper: Elbette Fran Lebowitz’in kendi yazılarını derlediği kitabı The Fran Lebowitz Reader’ın 2022 programında olduğunu da eklemeyi unutmayalım.