Duvar Arkası: Akşener yürüyüşe neden katılmadı?
Meral Akşener'in Adalet Yürüyüşü'ne katılmamasının nedeni... Adalet Yürüyüşü'nde yaşanan 'hiç duymadıklarınız'... Polis CHP'li vekilden Sakarya etabında neden 'taşkınlık' istedi... ABD Büyükelçisi'nin Türk mutfağı merakı... Sakarya'da hunharca işlenen cinayetlerin bir kez daha gösterdiği gerçek... Hepsi Duvar Arkası'nda...
AKŞENER YÜRÜYÜŞE NEDEN KATILMADI?
Adalet Yürüyüşü’nün başta yüzde 49 “Hayır bloğu” olmak üzere toplumun farklı kesimlerini buluşturması bekleniyordu. Geçen 25 güne baktığımızda bunun büyük ölçüde gerçekleştiği ortada. KHK ihraçlarından tutuklu yakınlarına, kadın örgütlerinden gazetecilere farklı kesimler ve birçok siyasi parti yürüyüşte yer aldı. HDP, LDP, ÖDP, HTKP, Demokrat Parti ve Emek Partisi resmi kimlikleriyle yürüyüşün parçası oldu. Yüzde 49 bloğu içinde bulunan başta Meral Akşener cephesi olmak üzere farklı siyasi oluşumlardan da destek mesajları geldi yürüyüşe. Başından itibaren Meral Akşener’in de bir günlük destek yürüyüşü yapabileceği konuşuluyordu. Ancak Akşener yürüyüşe katılmadı.
Edindiğimiz bilgiye göre Akşener cephesi CHP’den davet, hatta herkesin talebi olan “adalet” için ortak bir organizasyon çağrısı bekledi. Ama ne Akşener’e ne de diğer siyasi partilere böyle bir davet gönderilmedi. Kılıçdaroğlu kamuoyuna yaptığı genel çağrıyı sık sık tekrarladı ve bunun yeterli olduğu düşünüldü, özel davete gerek duyulmadı. Yürüyüş CHP üzerine kurulmasa da “Adaletin kılıcı, sözcüsü” olarak sunulan Kılıçdaroğlu’nun yıldızı her gün daha da parladı. İşte bu durum Akşener cephesinde kırgınlık yarattı ve yürüyüşe destek verilse de fiili olarak katılmama kararına neden oldu. Bu arada CHP özellikle referandum sürecinde Akşener’e dönük sempatinin farkındaydı. İki tarafın da siyasi beklentileri var ve hesaplar bunun üzerine kuruluyor. Bu yüzden Akşener’in yürüyüşe fiili olarak katılmaması CHP cephesinde söze dökülmeyen bir memnuniyet de yarattı.
ADALET YÜRÜYÜŞÜ'NDEN HİÇ DUYULMAYANLAR...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran’da, Ankara Güvenpark’tan başlattığı “Adalet Yürüyüşü” yıllar sonra Türkiye’de gerçekleşen en kitlesel ve uzun süren eylem oldu. Kılıçdaroğlu’nun kararlı tutumu yürüyüşün aynı disiplinle devam etmesini sağladı.
Konuşulanlara göre, Ramazan Bayramı'nın birinci günü yürüyüşün başından itibaren Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alan milletvekillerinden birinin, “Sayın Genel Başkan, bayram nedeniyle yürüyüşe bir günlük ara versek, siz de dinlenseniz…” önerisine çok sinirlenen Kılıçdaroğlu, “Sen bu yürüyüşü anlamamışsın! Bana bunu teklif dahi etmeyin! Yürüyüş ara vermeden sürecek” dedi.
Partililer bir taşkınlık yaşanmamasına, kimsenin zarar görmemesine azami özen gösterdi. Olası provokasyonlara karşı partililer adeta 24 saat nöbet tuttu. Yürüyüşçülere küfreden bir kişiye aynı biçimde karşılık vermeye kalkan birkaç kişi sert bir dille uyarılarak kortejden uzaklaştırıldı. Kendi deyimiyle "50 yıl sonra ilk kez slogan atan" Kılıçdaroğlu için en çok yapılan yorum, “Adalet Yürüyüşü ile Kemal Kılıçdaroğlu yeniden doğdu” oldu.
Parti içi muhalefetin her daim sesini yükselttiği CHP’de muhalifler için de yeni bir dönemin başladığı konuşuluyor. Yürüyüşe çıkmadan yapılan son MYK’da Kılıçdaroğlu’nun ‘Beni daha sert muhalefet yapmamakla eleştiren arkadaşlardan da Meclis’te daha iyi işler yapmasını bekliyorum’ sözü unutulmuş değil.
25 gün süren yürüyüş boyunca milletvekilleri arasında çok farklı bir duygusal bağ oluştuğu kendileri tarafından ifade ediliyor. “Ankara’ya dönünce takım elbise giymek hepimize zor gelecek” esprileri yapılsa da CHP’nin Meclis’teki ilk grup toplantısı şimdiden merak konusu.
POLİSİN ADALET YÜRÜYÜŞÇÜLERİNDEN 'TAŞKINLIK' TALEBİ!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 süren Adalet Yürüyüşü’nün en zor etabı Sakarya oldu. 45 dereceyi bulan hava sıcaklığı hem yürüyüşçülere hem de güvenliği sağlayan polis ve jandarmaya zor anlar yaşattı. Bu durum güvenlik güçleri ile milletvekilleri arasında ilginç diyaloglara da neden oldu. Sıcak havada ter içinde kalmış bir polis amiri aynı durumda olan milletvekiline, “Küçük bir taşkınlık yapılsa biz de TOMA’dan su sıksak, hep birlikte serinlesek” önerisinde bulundu. Öneri hayata geçirilmedi, sadece karşılıklı kahkahalar atıldı.
ABD BÜYÜKELÇİSİ MUMBAR DOLMASI SEVİYOR
Amerika Birleşik Devletleri’nin her 4 Temmuz bağımsızlık kutlamasında tüm diplomatik misyonlarında gerçekleştirdiği davetler için Ankara’da da Büyükelçinin evinin bahçesinde bir resepsiyon verildi. O resepsiyonda geniş bir mutfakla kalabalık davetli grubuna adeta bir ziyafet çeken ABD Büyükelçisi ile eşinin Anadolu mutfağını da çok sevdiği konuşuluyordu. Öğrendiğimize göre ABD Büyükelçisi John Bass en çok 'mumbar dolması' severken vejetaryen olan eşi Holly Holzer Bass’ın tercihi ise zeytinyağlılar.
HUNHARCA İŞLENEN CİNAYETE KARŞI BİLE SESİNİ ÇIKARAMAYAN SURİYELİLER
Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde 9 aylık Suriyeli bir kadının iki kişi tarafından kucağındaki 11 aylık çocuğuyla evinden kaçırılarak cinsel saldırıya uğraması ve ardından kucağındaki ve karnındaki çocuklarıyla birlikte katledilmesi Suriyelilere yönelik ırkçı söylemleri sona erdirir mi bilinmez ama Suriyeliler bu vahşi cinayete karşı bile seslerini çıkarmaya korkar haldeler. Mülteciler konusunda çalışan aktivistler, Türkiye’de sayıları 527’yi bulan ve bir platform çatısı altında örgütlenen Suriyelilerin kurduğu derneklerin, savunmasız Suriyelileri hedef alan saldırılara karşı seslerini yükseltmeye dahi çekindiklerine dikkat çekiyor ve görevin Türkiyeli örgütler ve kişilerde olduğunu hatırlatıyorlar. Bugünlerde Türkiye’de “göçmen, mülteci veya sığınmacı” statülerinin hiçbirine sahip olmayan, “geçici koruma statüsü” adı altında ikamet eden Suriyelilerin her türlü saldırıya karşı korunabilmesi için farklı bir çalışmanın tartışması yürütülüyor.