Duvar Arkası: 'Başkanımız müdürü sazıyla etkilemiş!'

Edirne Cezaevi müdürünün en memnun olduğu tutuklu Demirtaş! KESK'te seçimler bir yıl ertelenecek mi? AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı sistemi teklifi TBMM'den nasıl geçirilecek? Koyun, keçi, buzağı da FETÖ soruşturması bekleyecek! Polis eylemci gençlere nerede 'ölü seviciler' dedi?...

Abone ol

CEZAEVİ MÜDÜRÜ: EN MEMNUN OLDUĞUM TUTUKLU DEMİRTAŞ

CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun ardından CHP milletvekilleri Fikri Sağlar, Ali Şeker, Orhan Sarıbal ve Eren Erdem, Edirne ve Silivri cezaevlerine giderek tutuklu bulunan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk’ü ve Cumhuriyet gazetesinin yazarlarıyla yöneticilerini ziyaret ettiler.

Eren Erdem, geçtiğimiz hafta Duvar’a yaptığı değerlendirmede, Demirtaş’ın tecritte olduğu iddiasıyla ilgili olarak cezaevi müdürünün kendilerine şu açıklamayı yaptığını söyledi, “Demirtaş’a yönelik provakasyonları önlemek için onu özel bir alana aldık.”

Edirne Cezaevi Müdürü’nün CHP milletvekillerine Demirtaş’la ilgili söylediği başka bir söz de dikkat çekti. Müdür, CHP’lilere, ‘Demirtaş en memnun olduğum mahkûm’ demişti.

Bu cümleyi duyan HDP’lilerin yorumu ise şu oldu, “Eş Genel Başkanımız kişisel karizmasıyla, beyefendiliğiyle ve de tek başına kaldığı hücresinde ona eşlik eden sazıyla belli ki cezaevi müdürünü de epey etkilemiş(!)”

 

KESK’İN GÜNDEMİ: İHRAÇLAR, GERİ DÖNÜŞLER VE SENDİKA SEÇİMLERİ

15 Temmuz darbe girişiminin ardından KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) sık sık ‘ne darbe ne dikta!” sloganıyla basın açıklaması yapıyor çünkü KHK'ların (kanun hükmünde kararname) hedefinde KESK’liler de var.

Bir yandan açığa almalar, soruşturmalar, ihraçlar, gözaltılar ve tutuklamalarla uğraşan KESK yönetimi diğer yandan ‘KHK mağdurları’nın işe geri dönüş umudunu korumaya devam ediyor. Tüm bunlar arasında KESK’in en önemli gündem maddelerinden biri de yaklaşan sendika seçimleri.

KESK’e bağlı bulunan sendikaların genel merkez ve şube seçimleri ve nihayetinde konfederasyon yönetiminin seçimi, KESK’lileri kara kara düşündürüyor. Seçim demek, bu zamana kadar iyi kötü bir arada olan grupların bu kritik dönemde yarışa girerek ayrışması demek. Seçim, çok büyük bir para kaynağının kaybı demek (ki o kaynak, ihraç edilen üyelere peyderpey dağıtılarak bugüne kadar epey iş gördü). Seçim demek, baskılardan yılan, 'sıra bana ne zaman gelecek' diye beklemenin gerilimini yaşayan yöneticilerin yerine yeni adaylar bulmakta zorlanmak demek.

KESK üyeleri son günlerde, “acaba yönetimler bir yıl daha devam etse, para kaynağı da enerjimiz de çarçur olmasa mı?” sorusunu tartışıyor. Bakalım ne karar çıkacak.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OYLAMASINDA NASIL FİRE OLMAZ?

15 Temmuz darbe girişiminin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin işaret fişeğini ateşlemesiyle başlayan ‘başkanlık sistemine geçiş’te sona yaklaşıldı. AK Parti ile MHP uzlaştı. Ancak siyasi kulislerde iktidar partisinin anayasa değişiklik teklifinin Meclis’teki görüşmelerinden de referandum sonucundan da zannedildiği kadar emin olmadığı konuşuluyor. Bunun için AK Parti işi şansa bırakmayacağını yapılan açıklamalarla ispatlıyor.

Teklif önce komisyona gelecek, burada madde madde görüşülerek kabul edilmesinin ardından Genel Kurul’a gönderilecek. Yani her şey AK Parti’nin istediği gibi giderse en iyi ihtimalle 3-4 ay sonra teklif ancak Genel Kurul’da olacak. Peki hal böyleyken Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, 1 Aralık Perşembe günü TRT’de katıldığı canlı yayında niçin, “AK Parti’nin bütün milletvekilleri o gün geldiğinde, 316 milletvekilimizin tamamı, oylarını kullanarak anayasa değişikliğine evet oyu verecekler. Burada AK Parti’nin bir fire bile vereceğini hiç kimse düşünmesin, böyle bir hayal içerisinde olmasın” dedi?

Anayasa değişikliği teklifleri, Anayasa ve Meclis İç Tüzüğü gereği zorunlu gizli oylama ile yapılır. İç Tüzük, gizli oylamayı şöyle tarif eder: Gizli oylama, üzerinde hiçbir işaret bulunmayan yuvarlakların kürsüden kutuya atılması suretiyle olur. Beyaz yuvarlak olumlu, yeşil yuvarlak çekimser, kırmızı yuvarlak olumsuz oy anlamına gelir.

Gizli oylama yapılacaksa Numan Kurtulmuş AK Parti’de fire olmayacağından nasıl emin konuşuyor? Bu soruya yanıtı, 20 Mayıs 2016 tarihinde Genel Kurul’da çekilen şu fotoğraf veriyor:

AlJazeera'den Zahidin Köşüş dokunulmazlıkların kaldırılması sırasında kullandıkları oyları gösteren vekilleri fotoğraflamıştı.

Anayasa ve İç Tüzük gereği grup kararı alınamayan ve gizli oylama yapılması gereken dokunulmazlıkların kaldırılması oylamasında AK Parti milletvekilleri, kullandıkları oyun rengini partinin görevlendirdiği isimlere böyle göstermişlerdi.

Meclis kulislerinde iktidar partisinin ‘adı partili cumhurbaşkanlığı olan başkanlık sistemi’ni getiren Anayasa teklifinden her an vazgeçebileceği yorumu yapılırken diğer yandan bu görüntüler hatırlatılıyor. ‘Teklif Genel Kurul’a gelirse AK Parti milletvekillerinin özgür iradeleriyle gizli oy kullanmalarına asla izin verilmeyecek’ diyor bazı milletvekilleri.

ÇOBAN İSTİHDAM DESTEĞİ DE FETÖ İNCELEMESİNE TAKILDI

5 Temmuz darbe girişiminin ardından her iş kolunda âdeta FETÖ’cü avına çıkıldı. Gelinen nokta zaman zaman espri konusu oluyor. Son olarak Tarım Bakanlığı, ilgili tüm birimlere gönderdiği yazıda “tarımsal destek” verilecek çiftçilerin önce FETÖ bağının araştırılmasını istedi. Bakanlığın il ve ilçe müdürlükleri, isimleri bölgedeki jandarma veya polis birimlerine bildirecek, oradaki tahkikat sonrası tarımsal desteğin verilip verilmeyeceği netleşecek.

Devlet zaten büyük şirketlere, holdinglere operasyon yapıyor. Peki bu insanların onlarla ne ilgisi var?

Tarım ve hayvancılık desteği demek tohum, meyve fidanı, koyun-keçi, buzağı-malak, yem bitkileri, çoban istihdam desteği gibi yüzlercesi demek. Şimdi bunları almak için MİT, polis ya da jandarma raporu mu beklenecek?

POLİSTEN GENÇLERE: ÖLÜ SEVİCİLER!

Adana’nın Aladağ ilçesindeki, Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda çıkan yangında 11 öğrenci ve bir görevli hayatını kaybetti. 29 Kasım akşamı meydana gelen bu facia ertesi gün itibariyle Türkiye’nin pek çok yerinde protesto edildi. Çünkü bu ilk değildi, önlemler alınmadığı için son da olmayacaktı.

30 Kasım günü Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri’nden bir grup bu konuda bir eylem yaparak Milli Eğitim Bakanlığı’na yürümek istedi. Gösterinin izinsiz olduğunu söyleyen polis amiri eylemcilerin dağılmasını istedi, dağılmazlarsa gözaltına alınacaklarını söyledi.

Polislerle eylemciler arasında yaşanan arbedede polisin gençlere “ölü seviciler” diye bağırdığı duyuldu. Gençler bu söze çok öfkelendi. Arbede sonunda 24 kişi gözaltına alındı

Aynı gün yine Kızılay’da bu kez Ankara Kadın Platformu, “Yurt yangını cinayettir” pankartı açarak slogan atmaya başladı. Bir grup eylemci kadını gören polis bu kez kadınlara “Burayı eğlence yerine çevirmeyin!” diye uyarıda bulundu. Çocukların öldüğü bir faciayı protesto etmek isteyen kadın eylemciler polisin bu tavrı ve üslubu karşısında şaşkına döndüler.