Duvar Arkası: Man Adası belgelerine dair 6 soru 6 cevap

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı Man Adası belgelerinin yarattığı soru işaretleri ve cevapları... İYİ Parti reform paketleri hazırlayacak... Meclis'teki konuşmalarıyla AK Partilileri kızdıran MHP'li... Hepsi Duvar Arkası’nda…

Abone ol

MAN ADASI BELGELERİ SORU İŞARETLERİ YARATTI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınları tarafından Man Adası'nda bulunan bir off-shore şirkete para aktarıldığı iddiasına dayanak gösterdiği belgeler kamuoyu ile paylaşıldı. Ancak hem iddiayla hem de belgelerin kendisine dair bir dizi soru işareti siyasetin gündemini bir süre daha meşgul edecek gibi görünüyor. Belgelerle ilgili soruları ve yanıtlarını sizler için derledik:

1-CHP Genel Başkanı neden belgeleri ABD’deki Sarraf Davası ile aynı gün açıklamayı tercih etti?

CHP’liler bu soruya “Zamanlama doğru olmadı, farkındayız ama Erdoğan bize başka çare bırakmadı. Genel Başkan’a dava açtı, çok sıkıştırdı, bu nedenle o gün açıkladı Kemal Kılıçdaroğlu” diyorlar.

2- Cumhurbaşkanı Man belgelerini ciddiye almadı mı?

Kesinlikle ciddiye aldı. Bu nedenle iktidara yakın medya “belgeler sahte” manşetini atarken Cumhurbaşkanı’nın yakın çevresi, “yapılan iş yasaldır” diyordu. Yani olası bir soruşturmanın sonuçlarını ilk günden ilan ettiler.

3- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmadan ne çıkar?

Bu soruya, “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na OHAL KHK’sı ile milletvekillerini soruşturma yetkisi verilmesi, ‘Ankara Başsavcılığı Meclis’e kayyım atandı’ yorumuna neden olmuştu. İşte soruşturmayı yürüten adres orası” yanıtı veriliyor. CHP ayrıca bu işin hukukiliğine değil gayri-ahlakiliğine vurgu yapıyor.

4- Man belgelerinin açıklanması Sarraf davasını gölgeledi çünkü ABD mahkemesindeki iddialar kamuoyunda yeterince tartışılamadı iddiası ne kadar gerçekçi?

Siyasi iktidara yakın sermaye gruplarının sahipliğindeki ana akım medyada bu haberler zaten neredeyse yer almadı. Bu nedenle kamuoyunun bilgisizliği CHP’nin hamlesinden ziyade medyanın bu haberleri görmemesinden kaynaklanıyor diyor CHP’liler.

5- Belgelerin açıklanması, yaklaşan CHP kurultayı öncesi Kılıçdaroğlu’nun gücünü nasıl etkiledi?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’nün ardından bir kez de bu hamleyle gücünü tahkim ettiği, onu rakipsiz kıldığı konuşuluyor. Parti yöneticilerinden ‘Belgeler bizim için de sürpriz oldu’ diyenler var. Bu işten haberdar olan Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki dar kadro ise kurultay sonrası parti yönetimine dair işaret veriyor.

6- Başka belge var mı?

Belge açıklama sürecini belli bir strateji çerçevesinde yönettiklerini söyleyen CHP’nin yeni belge açıklayıp açıklamayacağı bilinmiyor. Şimdilik şirket satışı ile açıklanan para hareketine dönük sorulan sorulara yanıt beklenecek.

MECLİS KREŞİNE CUMHURBAŞKANLIĞI MODELİ Mİ?

Turkuaz halılar, resmi yazışmalarda kullanılan “Meclis Külliyesi” ifadesi ile “Meclis Cumhurbaşkanlığına mı benzetiliyor” tartışmasına şimdi de kreş eklendi. Geçtiğimiz aylarda çıkan bir haberde Meclis kreşinin Milli Eğitim Bakanlığı'na devredileceği gündeme gelmişti. Henüz bu doğrultuda adım atılmadığını biliyoruz ama kulağımıza gelen bilgilere göre, bu devir çabasının arkasında kreşle ilgili bazı uyarıların dikkate alınmaması yatıyor. Edindiğimiz bilgiye göre, Meclis kreşinde bazı dini eğitimler istendi, özel günlerde bu yönde etkinlikler talep edildi. Hatta Cumhurbaşkanlığı kreşindeki eğitimin model alınması istendi. Ancak kreş yöneticileri uyguladıkları müfredatın dışına çıkmadı. Bunun üzerine kreşin devri gündeme getirildi. Eğer devir söz konusu olursa Meclis kreşinin hem yönetiminde hem de uyguladığı eğitim modelinde değişikliğe gidilebilecek.

İYİ PARTİ’DE REFORM PAKETİ HAZIRLIĞI

Meral Akşener liderliğinde kurulan İYİ Parti’de bir yandan teşkilatlanma süreci tüm hızıyla sürüyor diğer yandan vatandaşla temas için il il dolaşılıyor. 10 Aralık’ta kurucular kurulu ile kongresini de yapacak olan İYİ Parti’de bir başka çalışma ise partinin vaatleri için yürütülüyor. Bunun için parti genel merkezi dışında tutulan bir dairede stratejik çalışma birimi kuruldu. Bu birimde dış politikadan eğitime, her ay Türkiye’nin temel sorunlarına dair bir konu başlığında çalıştaylar organize edilip reform paketleri hazırlanacak.

Daha sonra bu paketler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılacak. İYİ Parti’nin bu süreçte stratejilerinden biri de polemikten kaçınma olacak. “Muhalefete muhalefet etmeyeceğiz” diyen partililer özellikle MHP ile polemikten uzak duracak. AK Parti ile CHP arasındaki gerilime de uzak durmaya çalışan partililer bu tutumla huzur arayan seçmenin İYİ Parti’ye yöneleceği hesabını yapıyor.

AK PARTİ’Yİ KIZDIRAN MHP’Lİ

Anayasa değişikliğinden bu yana AK Parti ile “uzlaşmacı” bir çalışma içinde olan MHP’de bu tablonun bozulduğu zamanlar da oluyor. Özellikle MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta’nın Genel Kurul çalışmalarındaki çıkışları hem AK Parti de hem de bu çıkışları izleyen diğer partiler de “Ne oluyor?” sorusuna yol açıyor. Usta’nın Torba Kanun görüşmelerinde karar yeter sayısı tartışması yaşanırken, Meclis’i yöneten Başkanvekili Ahmet Aydın’a “Keyfinize göre yürütüyorsunuz, helal olsun” diye çıkışması dikkatlerden kaçmadı. Usta’nın eleştirisi sabah 07.00’de biten çalışmanın sonunda söz aldıktan sonra da devam etti. “Kanun kalitesi açısından çok iyi bir iş yapıldığını söylemek mümkün değil. Görüşme süreci de çok sağlıklı olmadı. Sabahın 7.00'sine kadar çalışıp bugün gündüzü tatil etmenin nasıl bir mantığı var onu iktidar grubuna sormak lazım. Tabii, bu Meclis’te inatla işlerin yürütülemeyeceği herhâlde bugün biraz anlaşılmıştır. İç Tüzük'e uyma konusunda daha titiz davranılması gerek” diyen Usta için Meclis kulislerinde kulağımıza “AK Parti’nin sevmediği MHP’li” yorumları çalındı.

DOKTOR, KENDİSİNİ TEHDİT EDEN KAYMAKAMI BAKANLIĞA ŞİKÂYET ETTİ

Ankara’da bir ilçenin kaymakamı, ilçe sağlık müdürlüğünde çalışan bir pratisyen hekimden, bir yakını için 20 günlük rapor vermesini istedi. Pratisyen hekim bunu yapamayacağını söyledi. Kaymakam, “Hem hastayı görmeden rapor yazamam hem de 20 gün rapor vermeye yetkim yok” diyen doktoru, makam şoförünü göndererek tehdit etti. Tehdide rağmen raporu yazmasının mümkün olmadığını söyleyen doktor, kaymakamın ilçe sağlık müdürlüğüne baskılarının artması üzerine konuyu İçişleri Bakanlığı’na taşıdı. Kaymakam uyarıldı ve kaymakamın makam şoförü doktora gidip “Bir yanlış anlaşılma oldu, Kaymakam Bey bana bir talimat falan vermemişti, benim hatam” diyerek suçu üstlenip özür diledi. OHAL kaymakamı sıfatıyla her istediğini yaptıracağını sanan zatın bilmediği, tehdit ettiği pratisyen hekimin hatırı sayılır bir müsteşar yardımcısının eşi olduğuydu.