Duvar Arkası: Tarsus’taki 'gizemli kazı' efsanesi Vatikan’a uzandı!
Tarsus'taki gizemli kazı için Ankara'da anlatılan yeni 'efsane'... 'Cumhur ittifakı'nda Erdoğan'dan Bahçeli'ye jest... TBMM çalışmaları 'tenha ve ağır' ancak bahçesinde mescit genişletme çalışmaları tam gaz... AK Partili vekilden tarihi eser kaçakçılığı konusunda Deniz Yücel örneği... Hepsi Duvar Arkası'nda...
TARSUS'TAKİ KAZIDAN İNCİL Mİ ÇIKTI?
Tarsus’ta MİT ajanları ve Özel Harekat polisleri gözetiminde büyük gizlilik içinde yapıldığı iddia edilen gizemli kazı bitti ama üzerinden üretilen 'efsaneler' bitmedi. Bakanlık açıklamasına göre kazıda "pişmiş toprak kandil parçası", "çatı kiremidi", "amfora parçaları" gibi buluntulara ulaşılmış ama bunlar envanterlik kültür varlığı niteliği taşımadığı için çalışmalar sonlandırılmıştı. Ancak Ankara’da konuşulan efsaneye göre durum böyle değil! Söz konusu iddiaya göre kazıda, "Hıristiyanlık alemini sarsacak önemde" tarihi bir el yazması İncil bulundu. Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Vatikan’ı ziyaret ederek Papa Francis ile yaptığı kritik görüşmenin nedeni de bu keşifti: Erdoğan bulunan İncil’i Vatikan’a giderek bizzat Papa’ya teslim etmişti! Ne diyelim? 'Aslı varsa' çıkar belki...
ERDOĞAN'DAN BAHÇELİ'YE 'CUMHUR' JESTİ
AK Parti ile MHP’nin birlikte hazırladığı “ittifak” teklifine son noktanın konulduğu liderler buluşmasında iki partinin birlikte seçime gireceği “ittifak” isminin ne olacağı da gündeme geldi. Edinilen bilgiye göre, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ittifakın adının, kendisinin gündeme getirdiği “Cumhur ittifakı”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği “Milli Mutabakat ittifakı” veya “Yerli ve Milli İttifak” olabileceğini ama bu konuda bir ısrarlarının bulunmadığını söyledi. Bahçeli bu sözleriyle bir anlamda isim kararını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bırakmış oldu. Görüşmede bu konuda bir değerlendirme bulunmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürprizini bir gün sonra partisinin grup toplantısı çıkışında yaptı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, ittifak için “Adına ‘Cumhur ittifakı’ diyebiliriz” dedi. Erdoğan’ın ittifak için Bahçeli’nin verdiği ismi kabul eden açıklaması MHP grubunda “Bahçeli’ye büyük bir jest” olarak değerlendirildi.
MECLİS'İN RUHUNA FATİHA!
Meclis’in son aylarda önemli gündem maddelerinden biri hem Genel Kurul hem de komisyon çalışmalarına katılımın düşük olması. Bu hafta da cinsel istismarla ilgili raporun görüşüldüğü Genel Kurul oturumuna 316 milletvekili bulunan AK Parti’den sadece 5 milletvekilinin katılması tartışma konusu oldu. Tam mesai çalışan Plan Bütçe Komisyonu’nda da durum farklı değildi. 40 kişilik Komisyon’da bir ara sadece 7 üye vardı. AK Partililer mesaj grubu aracılığıyla arkadaşlarını toplantıya çağırırken, üyelerden de “Yoldayız”, “Kalbimiz sizinle” mesajları geliyordu. Meclis çalışmaları böyle ağır aksak ilerlerken ana binadaki mescidi genişletme çalışmaları ise tüm hızıyla sürüyor. Mescitte kullanılacak mermerler Meclis bahçesinde kurulan küçük atölyede kesiliyor. Ankara Karşıyaka mezarlığındaki mezar yapım atölyelerini akla getiren bu görüntü Meclis çalışmalarındaki ilgisizlikle birleşince “Meclis’in ruhuna el Fatiha” yorumlarına yol açtı.
TARİHİ ESER KAÇAKÇILIĞINA DENİZ YÜCEL ÖRNEĞİ!
Türkiye ile Almanya arasında krize dönüşen Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in tahliye süreciyle ilgili tartışmalar sürüyor. “Pazarlık hukuku” eleştirilerine yol açan bu tahliye her gün yeni iddialarla gündemde kalmayı sürdürürken süreci başka çalışmalar için örnek gösteren siyasetçiler de var. AK Parti Muğla Milletvekili Nihat Öztürk de onlardan biri. Meclis Yurtdışına Kaçırılan Kültür Varlıkları Araştırma Komisyonu Üyesi Öztürk, yurt dışına kaçırılan eserlerin iadeleriyle ilgili üst düzey temasların önemine dikkat çekerken isim vermeden Deniz Yücel olayını örnek gösterdi: “Adamlar bir gazetecilerine sahip çıkıyorlar bakın, bir Alman gazeteci, Türk uyruklu bir Alman gazeteci ki yaptığı bir sürü, Türkiye'de işlemiş olduğu suça rağmen ona bir seneden beri sahip çıkıyorlar. Bizim de bu eserlere, benim Cumhurbaşkanımın, benim Başbakanımın, benim bakanlarımın, diğer muhalefet parti liderlerinin de dâhil olmak üzere herkesin bu eserlerin ülkeye gelmesi noktasında bunu bir ödev gibi alıp üzerinde çalışması gerektiğini düşünüyorum.”
Öztürk’ün Meclis tutanaklarına geçen bu sözlerine bakarsak yurt dışındaki tarihi eserlerimizi Deniz Yücel olayındaki gibi "tahliye" etme şansımız olabilir!