Duvar Kitap Dergi sayı 96: Demirtaş: İçimdeki son cümleye kadar yazdım
Bu sayımızda HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı kapağımıza taşıdık. Demirtaş'ın kaleme aldığı Leylan, geçtiğimiz günlerde Dipnot Yayınları tarafından yayımlandı.
Mekânı esneten, tek bir zamanı zamanlar arasında bölüştürerek derinleştiren katmanlı bir hikâyesi var Leylan’ın. Roman içinde roman, zaman içinde zaman, bilinç içinde bilinç... Mehtap Ceyran yazdı.
Cezaevinde yazmanın kendisi başlı başına yaşamanın ağırlığından bir kaçış, bir hafiflik arayışı ve duvarları her yönden aşma çabasındaki bir “yer değiştirme” değilse nedir? Demirtaş yazarak yer değiştiriyor. Kapatılamıyor. Tutsak alınamıyor. Şimdi de Leylan... Sevilay Çelenk'in kaleminden...
Leylan’a aslında siyasi bir aşk hikâyesi denebilir. Ama romanın esas meselesi ne siyaset ne de aşk. İkisini de ihtiva eden temel meseleye, mutluluğa, daha doğrusu derin bir mutluluk tartışmasına “çoklu bilinç ortamında” odaklanıyor yazar. Okuyucu, son sayfayı devirdiğinde ister istemez kendine soruyor: Leylan mıyım, Kudret miyim, Bedirhan mıyım, ismi hiç anılmayan Bahtiyar mıyım, Celal miyim, Sema mıyım, yoksa Mutlu muyum? İrfan Aktan kaleme aldı.
Selahattin Demirtaş, ilk romanı Leylan'la bir kez daha 'içeri'den 'dışarı'ya ses verdi. "'Asıl yenilgi unutmaktır' denir ya, benim metinlerim tümüyle, unutturmama üzerinedir" diyen Demirtaş'la, Leylan'ı, hafızayla olan ilişkisini ve 'seraplarını' konuştuk.
M.S. 5. yüzyılda İakob Tsurtaveli tarafından yazılmış, “ilk roman” iddiası taşıyan "Şuşanik" Othello Kitap etiketiyle yayımlandı. Küçük bir roman olan "Şuşanik", Kraliçe Şuşanik’in çektiği sıkıntıları ve Azize Şuşanik’e dönüşme hikâyesini anlatıyor. Okan Çil inceledi.
Marifet iltifata tabidir.
İyi okumalar...