John Heartfield her şeyden önce, sanatsal yeteneği, kavrayışı ve o olağanüstü cesaretiyle Hitler faşizmine kan kusturanların ilk sırasındadır. Ressam, illüstratör, gazetecidir....
Gelmiş geçmiş bütün kralların, beylerin, ağaların, modern yönetici zalimlerin işgal, soykırım, gasp, hırsızlık, tamah, tecavüz gibi bütün sömürü mirası, süzülüp çağımız faşizminin ruhunda ve işleyişinde toplanmıştır. Çıkarılan ve çıkarılacak bütün savaşların; tek tek ülkelerdeki işkenceciliğin, eziyetlerin, saldırganlıkların arkasında duran gerçek birikim budur. Budur bizim zamanımızın karakteri!
*** Dilim döndükçe özetlemeye çabaladığım ve günümüzü de belirleyen bu politik sisteme karşı en büyük sanat harekeleri 1. ve 2. Dünya savaşları arasındaki sanatçı kuşaklarıyla doğdu.
*** Öncesinde böyle sanatçılar yok muydu? Elbette vardı. 1500’lü yılların Pieter Brughel’inden 1800’lü yılların Goya’sına, Hakusai’sine pek çok isim üzerinden muhalif sanatçı kavramını okumak olanaklı. Ancak, Sürrealistlerden Dadacılara uzanan öncü sanatçı hareketleri bu iki savaş arasında patladı; üretti, mücadele etti ve bütün sanat dalları üzerinde etkili olabildiler.
*** Elbette bedel ödediler. Fakat sanatlarıyla bu kuşaklar yenilmedi. Zira bugün de çağdaş sanatları değerlendirenler, bu büyük hareketlere başvurmadan konuşamıyor.
*** Bu dönemde yaptıkları ve yaşam tarzıyla beni çok etkileyenlerden birine, devrimci bir Dada ressamına öncelik vermek istiyorum. John Heartfield.
*** Heartfield her şeyden önce, sanatsal yeteneği, kavrayışı ve o olağanüstü cesaretiyle Hitler faşizmine kan kusturanların ilk sırasındadır. Ressam, illüstratör, gazetecidir.
Heartfield göre, faşizm koşullarında hiciv yapmak önemlidir. Lakin bu yetmez. Öyle işler yapılmalı ki faşizm, düşünüşleri ve işleyişiyle her gün, her an teşhir edilebilsin. Öyle işlerle savaş açmalı ki faşizm, ona karakterini kazandıran özellikler toplamıyla halkların zihnine hak ettiği gibi kazınsın.
*** Tastamam bunu yaptı. Bunu yaparken önce kutsal sayılan, dahası piyasa ilişkileriyle bunu talep eden “kutsal sanat” ve “kutsal sanatçı” kültüne sağlam bir çelme taktı. Faşizm koşullarında, duvarlara manzara, dekor tabloları yapmakla yetinmek, sanatsal ufku bununla sınırlamak burjuvazinin kırıntılarına talip olmanın ta kendisidir, diye düşünüyordu. Dahası Heartfiel de George Grosz’la tanışıncaya kadar, eleştirdiği bu kategoride resimler yapıyordu. Şöyle diyordu: “Grosz benim gözlerimi açtı. Hınç duyduğum faşizmle savaşma imkânım varken savaşmazsam, onların süslü, suskun, estetikçi yardımcısı olurdum.”
*** Heartfield, AIZ [Arbeiter Illustrierte Zeitung / Resimli İşçi Gazetesi] dergisinin kapak resimlerini ve tasarımlarını yapmaya başlayınca, halk çoğunluğunu avlayıp iktidara çökmüş Hitler yönetimi bu sanatsal mücadelenin devrimci cesaretiyle çalkalanmaya başladı.
***
“Hitler” diyordu “sen, Uzak Asya Sanskritlerinden Roma İmparatorluğu halklarına kadar ‘İyilik, Dayanışma/ merhamet, Şans, Erdem’ gibi kavramlarla anılmış Swastika’yı (Gamalı Hac) sembol edinmişsin. Bunu kabul edemeyiz. Sen ve senin iktidarın, kan dökmekten, demir ve çelikten ibaretsiniz!” Heartfield’in yarattığı dergi kapağında Gamalı Hac, bir ölüm makinesi olmuştu. Birbirine bağlı dört balta, üstlerinde halkların kanıyla bakıyordu dünyaya. Resimli İşçi Gazetesi bayilerde, bakkallarda, seyyar satıcı tezgahlarında, fabrikalarda görülmeye başladıkça, Hitler ve taraftarlarının kâbusları çiçek açıyordu.
*** “Naziler, siz aklı ve bilimi kullanıyorsunuz. Fakat bilim çağında politik her zorba ve hırsız buna mecburdur.” Bu fikri ilan ettiği dergi kapağında Hitler’in midesi altınlarla, işçilerden ve halklardan talan edilmiş malzemelerle doluydu ve Heartfield bunları bilimsel bir yeni buluşla, X Ray cihazıyla gösteriyordu. Bu, X Ray cihazının bir sanatsal nesnede belki de ilk görülüşüydü.
***
“Kitapların toz ceketi” diye anılan şömiz uygulamasını 3 boyutlu icat etmekle kalmadı. Kitap kapaklarında yarattığı “kapak öyküleri,” kitapların satışını kimi kaynaklara göre 10, kimine göre 30 katına çıkarıyordu. Walter Benjamin’in Dadaizmin devrimci ataklığını anlattığı yazısında söylediğini yinelersek: “Tekniğiyle kitap kapağını politik bir araç haline dönüştürmüş olan John Heartfield’tir.”
*** Heartfield,elbette büyük bir sanatçıdır. Lakin gerçekliği, sanatçılık iddiasına tercih etti. Yaptığı iş sorulunca “monteur / mühendis” diyordu, zira yoldaşları da onu bu sıfatla çağırıyordu. Faşizmle kavganın mühendisi! Akıl hocası ve yoldaşı George Grosz’un “Mühendis Heartfield” adllı tablosunda bu devrimciyi kendi araç gereçleriyle görürüz, Tablo günümüzde New York Modern Sanatlar Müzesi (MOMA) salonunda sergileniyor.
*** “Tanrı İngiltere'yi Cezalandırsın!” Hitlercilerin bu haykırışları Almanya’yı sarsarken, o da bunu protesto etmek için Helmut Herzfeld olan Alman adını değiştirdi. Aldığı yeni ad onun dünyalığı oldu: John Heartfield! Bu değil sadece, “sanatsal üretimim yaşam tarzımda da büyümeli” diye düşünerek Vicdani Red bayrağı açtı. 1918'den beri kurucu üyesi olduğu Alman Dada sanat hareketindeki arkadaşlarına söylediklerinin özeti: “Orduların varlık nedeni halklara saldırmaktan başka şey değildir!”
Faşistlerin aradıkları “Zararlılar” listesinin ilk beşine yükseldi. Hitlerin ölüm timlerinden kurtulmayı başardı. Ama ülkesinden kaçmak zorunda kaldı. Bir süre İngiltere’de yaşadı. Oranın egemenleri de ondan koktu. Hapsedildi. Faşizmin yenilgisinden sonra Doğu Berlin’e yerleşti. John Heartfield, 26 Nisan 1968'de Doğu Berlin Demokratik Alman Cumhuriyeti'nde sosyalizme musallat olmuş bürokratların dayatmalarından, ihmallerinden, iteklemelerinden bezmiş, hırpalanmış olarak öldü.
*** NOT: John Heartfield hakkında pek çok bilgiye buradan erişilebiliyor.