Ebru Aras davası: Sanık 'Hamile olduğunu bilmiyordum' dedi

Iğdır'da geçen yıl boşanma aşamasında olduğu eşi Umut Aras tarafından tabancayla vurularak öldürüldüğü iddia edilen Ebru Aras’ın davasında üçüncü duruşma görüldü. İntihar iddiasını reddeden ailesi öldüğü sırada Ebru Aras'ın hamile olduğu yönünde ifade verdi. Mahkeme, detaylı ultrason görüntüleri istedi ve davayı 6 Mayıs'a erteledi. Umut Aras'ın tutukluluğuna devam kararı verildi.

Abone ol

Sıla Tekin

MERSİN - Iğdır Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ebru Aras'ın ölümüyle ilgili yürütülen davanın üçüncü duruşması 23 Mart Salı Günü görüldü. Sanık Umut Aras, tutuklu bulunduğu Iğdır T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Ebru Aras’ın ailesi ise Mersin Adliyesi’nden SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Duruşmada Ebru Aras’ın öldüğünde hamile olduğu iddiası üzerinde duruldu. İddia üzerine sanık Umut Aras, eşi Ebru Aras’ın öldüğü sırada hamileliğine dair bir bilgisi olmadığını ifade etti. Bunun üzerine mahkeme, hamilelik durumuna ilişkin bir rapor isteyerek dosyadaki eksik bilgilerin giderilmesi için bir sonraki duruşmayı, 6 Mayıs 2021 saat 11.00’a erteledi. Mahkemede ayrıca cinayet suçlamasını kabul etmeyen Umut Aras’ın ‘kasten adam öldürme’ suçundan tutukluluk halinin devamına karar verildi.

'HAMİLE OLDUĞUNU BİLE BİLE ÖLDÜRDÜ'

Ebru Aras’ın kız kardeşi Bahar Üstün, kardeşinin şiddete maruz kalmasının Doğubayazıt’ta başlayıp Iğdır’da ölümüne kadar devam ettiğini belirterek, “Ebru evliliğinde hep şiddete ve hakarete maruz kaldı. Mahkemede her seferinde ablama şiddet uygulamadığı söylese de tanık olarak getirdiği kişiler bile evlerinde kan lekesi olduğunu söyledi. Darp etmediğini söylüyor ama Ebru’yu yastıkla boğmaya çalışıp mutfakta boğazına bıçak bile dayadığını biliyoruz. Boşanma aşamasındayken arkadaşına 'Umut beni takip ediyor' dediğini biliyoruz. Bu kişi, hamile olduğunu bile bile kardeşimin canına kast etti. Annem test çubuğundaki pozitif sonucunu görmüştü" dedi.

Umut Aras'ın cinayeti kabul etmemesiyle ilgili de konuşan Üstün, "Raporlar, silahın ablama ters mesafede oluşu, düşüş pozisyonu gibi detaylarla; bir insanın kendini o şekilde vuramayacağını, dolayısıyla kendini öldürmediğini kanıtlıyor. Böyle caniler ülkemizde olduğu sürece kadınlarımızın refah içerisinde yaşaması imkânsız. Böyle davalara sahip çıkalım; biz kadınlar birbirimizi tutalım, haklarımızı koruyalım ki bu durumlar yaşanmasın. Belki de ablam binlerce Ebru’nun sesi olacak” açıklamasında bulundu.

Kardeşi Ebru’nun kendi ayakları üzerinde durmak için çabaladığını ve bu nedenle aile evine dönmeyip Iğdır’a okulunu tamamlamaya gittiğini söyleyen Üstün, “Ebru sürekli şiddet gördüğü için boşanma aşamasına geldiği Umut Aras’tan uzaklaşmak istiyordu. 2 yıllık İlahiyat mezunuydu ve dört yıllığa tamamlamak için Iğdır’a gitmişti. Amacı hem o zamanlar işitme engeli olan 1,5 yaşındaki oğluna ve kendine bir yaşam kurabilmek hem de eğitimini devam ettirmekti. Hatta biz onun can güvenliğinden endişe ettik ve Mersin’e gelmesini istedik. Ancak kaydını aldıramayınca Mersin’de 1 ay kaldıktan sonra Iğdır’a gidip evini kurdu. 40 gün sonra da ölüm haberini aldık” dedi.

Ebru Aras'ın ailesi

''ÇOK KONUŞURSA VURULUR, GÜNAH DEĞİL' DEDİĞİNE ŞAHİT OLDUM'

Ablası Ebru Aras’ın darp edilişine şahit olduğunu söyleyen Nisa Nur Öcüm ise, “Yazın tatil için Ağrı’ya yanlarına gittiğimde, ablamın kafasına vurmuştu ve ablam bayıldı çünkü epilepsi hastasıydı. Mahkemede hasta olduğunu bilmiyordum dese de bunu biliyor. Ablam bayılınca paniklemiştim çünkü bilmediğim bir şehirdeydim ablama bir şey olur diye endişe etmiştim. O ise 'Bırak, ne hali varsa görsün' demişti. Nişanlılık dönemlerinde de bir defasında 'Dinimizde kadına vurmak, el kaldırmak diye bir şey var. Çok konuşursa vurulur, günah değil' dediğine şahit oldum. Böyle birinin din hocası olması çok tuhaf geliyor bana. Başkahramanlar var ve bu her defasında değişiyor ve her gün binlerce kadın, anne, evlat öldürülüyor. Kimse benim yeğenim Muhammet’in uykusuz gecelerinin hesabını sormuyor, kimse annemin gözyaşlarının hesabını sormuyor" diyerek tepkisini dile getirdi.

'BİR TAKIM ELBİSEYE, KRAVATA TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANMASIN'

Kardeşi Ebru Aras’ın defalarca şiddete maruz kaldığının raporlarla kanıtlı olduğunu vurgulayan Turgay Öcüm, “Kendi ellerimle Doğubayazıt’tan gidip getirdiğimde yine şiddet görmüştü. Hemen ertesi günü gidip darp raporumuzu almıştık ve savcılığa da gerekli şikâyette bulunmuştuk. Sanık maktule şiddet uygulamadım diyor ama her şey raporlarla kanıtlı. 4,5 yıllık evliliklerinde bir defa benim getirmem dışında Mersin’e ayak basamadı kardeşim" dedi.

Kardeşinin epilepsi hastası olduğunu belirten Öcüm, “Epilepsisi var ve eşi bunu bilerek evlendi. Ancak mahkemede kardeşimin epilepsi hastalığının çocuklarına zarar vereceği ifadesini kullanarak velayet için rapor sunmuş. Yetkili herkese sesleniyorum; caydırıcı cezalar verilsin. Bir takım elbiseye, bir kravata tahrik indirimi uygulanmasın. Bir Ebru gitti, bir Ebru daha gitmesin” diye konuştu.

NE OLMUŞTU? 

Geçen yılın ocak ayında Ebru Aras, Doğubayazıt Medine Müdafii Fahreddin Paşa Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde müdür yardımcısı olan eşi Umut Aras'la şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma aşamasına geldi. Bu nedenle Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki eğitimine devam etmek ve eşinden uzaklaşmak için 1,5 yaşındaki işitme engelli oğlunu da yanına alarak Iğdır’a yerleşti.

Daha sonra Umut Aras, Ebru Aras’ın Iğdır’daki evine “Oğlumu görmek istiyorum” diyerek gitti ve ikili burada tartışmaya başladı. Tartışma sırasında evde patlayan silah sesi duyan çevredeki vatandaşlar, yetkililere haber verdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, Ebru Aras ve Umut Aras’ı kanlar içinde buldu.  Olayda Ebru Aras hayatını kaybetti, Umut Aras ise tedavi olduktan sonra ‘kasten adam öldürme’ şüphesiyle tutuklanarak Iğdır T Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü.