Eğitim Reformu Girişimi kitabı tanıtıldı: Ortak akıl, nitelikli eğitim için şimdi her zamankinden daha çok gerekli

"Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi" kitabının tanıtımı yapıldı. Söyleşide eğitim sistemindeki sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı.

Abone ol

DUVAR - "Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi" kitabı, Türkiye'de 2000'li yıllarda eğitimin, Eğitim Reformu Girişimi'nin (ERG) deneyimlerinin ve gelecekte kapsayıcı ve nitelikli eğitim için atılması gereken adımların ele alındığı bir söyleşiyle tanıtıldı.

ERG Araştırmacısı ve Medya Koordinatörü Umay Aktaş Salman’ın moderasyonunda ERG Onursal Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ERG Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan, Darüşşafaka Eğitim Kurumları Ar-Ge Koordinatörü Meltem Ceylan Alibeyoğlu, ERG Direktörü Işık Tüzün ve kitabın yazarı Aytaç Demirci, Eğitim Reformu Girişimi’nin 20 yıllık birikimi ışığında kapsayıcı ve nitelikli eğitim için gerekli yaklaşımları ve adımları ele aldı.

Ergüder, ERG’nin özgün yönlerinin nitelikli veri üreterek eğitim politikaları geliştirilmesine katkı sağlamak ve eğitim paydaşları arasında ortak akıl yaratmak olduğunu belirterek “Ortak akıl, nitelikli eğitim için şimdi her zamankinden daha çok gerekli” dedi.

ERG’nin 20 yıldır eğitim politikaları alanında yaptığı çalışmaların anlatıldığı kitap ile “Sivil toplum nasıl çalışmalı?” sorusuna da cevap arandığını söyleyen Ergüder, gelecekteki eğitim politikalarını şekillendirmek için geçmişe bakmak gerektiğini de vurguladı:

“Bu kitap geçmişi anlatıyor ama geçmişe takılmak için değil geçmişi bilmek için. İleriye bakılırken nereden gelindiğinin ve neler yapıldığının çok iyi bilinmesi gerekiyor.”

Ergüder gibi Aytaç Demirci de ERG’nin ortak akıl yoluyla kişileri ve kurumları değişim için harekete geçirme konusunda kritik bir rol oynadığını vurguladı.

"Eğitimde İyi Örnekler Konferansları" başta olmak üzere ERG çalışmalarının sivil toplumla öğretmenlerin birlikte üretmelerine, öğretmenlerin ve öğrencilerin sesinin duyulmasına yaptığı katkıdan bahseden Meltem Ceylan Alibeyoğlu, ayrıca “Eğitim izlemeyle ilgili pek çok uluslararası rapor görüyorduk. ‘Türkiye’de de bu olur mu?’ diye düşünürken ERG’nin eğitim alanında politika üreten, üzerine yorum ve eleştiri geliştiren çalışmalarıyla karşılaştık” diyerek Eğitim İzleme Raporları’nı üniversitede verdiği derslerde de kullandığını belirtti.

'EĞİTİME ERİŞİMİ VE NİTELİĞİ BİRLİKTE ELE ALMAK GEREKİYOR'

Konuşmasında eğitimin kronikleşmiş sorun alanlarına değinen Işık Tüzün, eğitime erişimin eğitimin niteliğiyle birlikte düşünülmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“4+4+4” sistemine geçişle birlikte zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldı, farklı çocuk gruplarının eğitime erişimiyle, devamsızlığın ve okul terkinin azaltılmasıyla ilgili çok sayıda proje yürütüldü. Buna rağmen eğitime erişimi, okula kayıt düzeyinde bile sağlanamayan çocuklar hâlâ var. Kayıt düzeyinde bile diye özellikle belirtiyorum, çünkü son dönemde açıklanan yüksek oranlar da dahil, okullulaşma oranları bize kaç çocuğun okula düzenli devam ettiğini söylemiyor. Covid-19 ile birlikte derinleşen yoksulluk, ekonomik kriz ve 6 Şubat depremleri de daha geniş bir çocuk nüfusu için eğitime erişememe ve eğitimden kopma riskini beraberinde getirdi. Bu nedenlerle, niteliği geri planda bırakmadan erişimin gündemde üst sırada olmaya devam etmesi gerekiyor. Okullar ve genel olarak eğitim sistemi, çocukların farklı ihtiyaçlarını görecek ve karşılayacak biçimde dönüşmüyor. Kız çocukların okullulaşması için çok çaba harcanıyor ama eğitim, mevcut toplumsal cinsiyet normlarını ve pratiklerini eşitlik yönünde dönüştürecek biçimde kurgulanmıyor; hatta aksi durumlar söz konusu. Bununla birlikte okullulaşması için çaba harcanan gruplar okullarda ayrımcılıkla, zorbalıkla karşılaşabiliyor ve dışlanabiliyor. Bunlar da çocukların okuldan kopmasına neden olabiliyor.”

'EĞİTİM POLİTİKALARI EŞİTSİZLİKLER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK GELİŞTİRİLMELİ'

Eğitim sisteminin eşitsizlikler yarattığını belirten Emre Erdoğan, “Hangi şehirde, hangi şehrin hangi mahallesindeki okulda eğitim alındığına göre eğitimin niteliği değişiyor. Eğitimin herkesi aynı sayfaya getirmesini bekleyemeyiz fakat eğitim yoluyla dezavantajlı çocukların güçlenebileceğini unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda, eğitim politikalarının, mevcut eşitsizliklerin göz önünde bulundurularak ve dezavantajlı çocukların önceliklendirilerek geliştirilmesi büyük bir önem taşıyor” şeklinde konuştu.

ERG’nin ‘herkes için nitelikli ve kapsayıcı eğitim’ vurgusunu önemli bulduğunu belirten Erdoğan “ERG sayesinde edindiğimiz önemli kazanımlardan biri, eğitim politikalarını sadece rasyonaliteye dayanarak değil, duygudaşlık içerisinde, insanların ne istediğini göz önünde bulundurarak geliştirmesi. ERG’nin farklı toplulukları bir araya getirmesi, özellikle çocukları, gençleri ve öğretmenleri aynı masada buluşturması, onlara önem vermesi, hiyerarşik bir yapı yerine hepimiz için neyin en iyi olduğuna beraber karar verme yaklaşımı, hem sivil toplum hem de eğitim alanı için çok önemli katkılar” dedi.

“Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi”, ERG’nin kurumsal yolculuğunu, Türkiye’nin yakın tarihindeki toplumsal ve siyasi olaylar eşliğinde anlatıyor.

Aytaç Demirci tarafından kaleme alınan ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan kitapta, eğitim politikalarındaki gelişmeler ve ERG’nin çalışmaları, Türkiye’nin yakın tarihindeki toplumsal ve siyasi olayları da içeren bir bağlam içinde inceleniyor.

Kitapta eğitime erişim ve eşitsizlikten öğretim programları ve ders kitaplarına, erken çocukluk eğitiminden, mesleki ve teknik eğitime kadar pek çok başlıkta ERG’nin yürüttüğü araştırma, izleme ve savunu çalışmaları anlatılırken, Türkiye’nin son yıllardaki eğitim politikaları da mercek altına alınıyor.

“4+4+4” eğitim sistemi gibi köklü ve tartışmalı değişim dönemlerinin yanı sıra, din ve eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği, çocuk katılımı gibi kronikleşmiş sorun alanlarına dair ERG çalışmaları da kitapta geniş yer buluyor. Eğitim politikalarına ilişkin araştırmalar ve politika önerileriyle karar alıcıları, sivil toplum örgütlerini ve yurttaşları bilgilendirmenin politika süreçlerine etkisi inceleniyor.

“Bir Ortak Akıl Deneyimi: Eğitim Reformu Girişimi”, Türkiye’nin önde gelen vakıflarının bir arada desteklediği bir girişim olan ERG’nin hikâyesini, kurum yönetiminin ve ekibinin yanı sıra destekçi kuruluşlardan isimlerin, yolu ERG ile kesişmiş akademisyenlerin, sivil toplum temsilcilerinin, Millî Eğitim Bakanlarının ve bürokratlarının tanıklıkları eşliğinde anlatıyor. Eğitim politikalarının veriye dayalı, ortak akılla, katılımcı bir şekilde hayata geçirilmesinde sivil toplumun etkisini ve önemini örneklerle gösteren çalışma, kaynak kitap olma özelliğine de sahip.

Türkiye’nin eğitime odaklanan ilk bağımsız düşünce kuruluşu olan ERG, 2003 yılında Prof. Dr. Üstün Ergüder ve Prof. Dr. Tosun Terzioğlu’nun girişimleriyle, eşitlikçi ve çağdaş bir eğitim için politika süreçlerinin ve çıktılarının iyileştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla çok ortaklı bir yapıda kuruldu. Eğitimde sivil toplumun iddia sahibi olmaya başladığı ve bir paradigma değişiminin yaşandığı günlerde faaliyete geçen ERG, bağımsız ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş. ERG, eğitimde karar süreçlerinin kanıta dayalı olması, paydaşların katılımıyla gerçekleşmesi, her çocuğun nitelikli eğitime erişiminin güvence altına alınması gerektiğini savunuyor.

ERG, düzenli olarak eğitim sisteminin durumunu ve gelişmeleri izleyip kamuoyunu bilgilendiriyor; araştırmalarıyla sorun alanlarına ışık tutuyor; geniş paydaş ağıyla etkileşim içinde geliştirdiği politika önerilerinin yaşama geçmesi için savunu çalışmaları yürütüyor.

2008’den bu yana her yıl yayımlanan Eğitim İzleme Raporları, 2004’ten beri başta öğretmenler olmak üzere eğitimin farklı paydaşlarına ilham, paylaşım ve öğrenme alanları sunan Eğitimde İyi Örnekler Konferansı, ERG yürütücülüğünde 2016’da yaşama geçen Öğretmen Ağı, ERG’nin öncü çalışmaları arasında yer alıyor.

ERG, Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Aydın Doğan Vakfı, Borusan Kocabıyık Vakfı, Elginkan Vakfı, ENKA Vakfı, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, MV Holding, Sabancı Üniversitesi, Tekfen Vakfı, Türkiye Vodafone Vakfı, Vehbi Koç Vakfı ve Yapı Merkezi tarafından destekleniyor.