Eğitim Sen raporu: Kalabalık sınıflar, niteliksiz eğitim

8 Haziran’da tamamlanacak eğitim yılı öncesi Eğitim-Sen, “2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu" raporunu açıkladı.

Abone ol

ANKARA - 2017-2018 eğitim,öğretim yılı 8 Haziran’da sona eriyor ve 18 milyona yakın öğrenci karne alacak. Eğitim-Sen “2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu" raporunu yayınladı. Sendikanın genel merkezinde yapılan toplantıda Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan tarafından açıklandı.

Eğitim Sen geride kalan eğitim- öğretim yılının sorunlarını; ikili öğretim, niteliksiz eğitim hizmeti, eğitimin özelleştirilmesi, kalabalık sınıflar, karma eğitim karşıtı uygulamalar, çocukların örgün eğitim dışına itilmesi, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik vb. başlıklarıyla sıraladı.

ÖZEL EĞİTİM KURUMLARININ PAYI ARTTI

Rapora göre 2017-2018 eğitim öğretim yılında özel öğretimin tüm zamanların rekorunu kırdı. MEB’in 2017 Yılı Performans Programı’na göre; okul öncesi eğitimde özel eğitimin payı yüzde 16.5, ilkokulda yüzde 4.7, ortaöğretimde yüzde 12.2’ye ulaştı. Türkiye’de özel ilkokula 271 bin, özel ortaokula 321 bin ve özel liseye 547 bin öğrenci gidiyor. Bu rakamlara göre Türkiye’de her beş öğrenciden biri özel okula gidiyor.

EĞİTİM YATIRIMLARININ YÜZDE 35’İ DİN ÖĞRETİMİNE

Raporun dikkat çektiği bir diğer nokta ise MEB’in 92 milyar TL’lik bütçesinden eğitim yatırımları için ayrılan kısmının üçte birinin(yüzde 35’i)din öğretimine ayrılmasıydı. Dini eğitimde ayırdığı payı 7.7 milyar TL’ye çıkaran MEB, bütçesinin yüzde 7’sine denk gelen bu kaynağın yüzde 96’sını imam hatip liselerinde kullanılması için ayırdı.

AÇIKÖĞRETİM LİSESİNE KAYIT 6 KAT ARTTI

Öğrencilerin örgün eğitim dışına itilmesinin devam ettiğini belirten sendika, 2003-2004 yıllarında 267 bin 235 olan açık lisede okuyan öğrenci sayısının bu yıl itibariyle 6 kat artarak 1 milyon 321 bin 238’e çıktı. Öte yandan 1 milyon 321 bin 238 öğrenci taşımalı eğitim kapsamında taşınarak tüm zamanların rekoru kırıldı.

ÜCRETLİ ÖĞRETMEN SAYISI 63 BİN

Öğretmenlerin atanma sorunları, güvencesizlik, yetersiz maaş nedeniyle mesleklerinin itibarsızlaştışına dikkat çeken Eğitim- Sen ücretli çalışan öğretmen sayısının bu yıl 63 bin 829 olduğunu açıkladı. Bu öğretmenlerin yalnızca 27 bini eğitim fakültesi mezunuyken 27 bini başka fakültelerden, 8 bini de ön lisans mezunu kişilerden istihdam edildi. Ataması yapılmayan yarım milyon eğitim fakültesi mezunu olduğunu hatırlatan sendika ziraat, hayvan yetiştiriciliği gibi ön lisan bölümlerinden mezun olanların öğretmenlik yaptığını hatırlattı.

Eğitim Sen taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

-Toplumun bütün bireylerinin kamusal, laik, bilimsel, anadilinde, eşit, ücretsiz ve cins ayrımcı olmayan bir şekilde eğitim hakkından yararlanması sağlanmalıdır.

-Cinsiyetçi, gerici ve piyasacı öğretim programlarına son verilerek, tüm öğrenciler için çağdaş ve bilimsel öğretim programları uygulanmalı, toplumsal cinsiyet eğitimi zorunlu olmalıdır.

-4+4+4 kesintili temel ve zorunlu eğitim uygulaması sonucunda, eğitimine ara vermek durumunda kalan, çocuk işçi veya çocuk yaşta evli olma ikilemine sıkıştırılan tüm çocukların yeniden eğitim sistemi içine çekilmesi sağlanmalıdır.

NİTELİKLİ NİTELİKSİZ AYRIMINA SON

-16 yılda 6 Milli Eğitim Bakanı ve beş defa sistem değiştirerek, öğrencileri mağdur eden bir yaklaşımın oluşturduğu hasarı onarmak için acil ve somut adımlar atılmasını talep ediyoruz. Okulların nitelikli-niteliksiz olarak ayrılmadığı, tüm öğrencilerin eğitim hakkından eşit yararlandığı bir eğitim sistemi talep ediyoruz.

-Öğretmen ve öğrencilerin kullandığı ders araçlarının içeriği bilim dışı hurafelerden ve dogmalardan arındırılmalıdır.

PİYASA MERKEZLİ EĞİTİM POLİTİKALARI TERK EDİLSİN TALEBİ

-Okulları ticarethane, öğrencileri müşteri haline getiren piyasa merkezli eğitim politikaları derhal terk edilmelidir.

-Kamu kaynaklarının özel okullara teşvik adı altında aktarılmasına son verilmeli, tüm okullara bütçe ve ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.

-MEB’in Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, her türlü dini vakıf ve derneklerle yapılan işbirlikleri sona erdirilmeli, okullarımız bilimin, özgürlüklerin ve eleştirel düşüncenin mekanları haline getirilmelidir.

‘İHRAÇLAR GÖREVİNE İADE EDİLSİN’

-Okullar, öğretmenler ve öğrenciler kimsenin projesi olmamalı, proje okullarından öğretmenler sürgün edilmemeli ve bu okullarda siyasal kadrolaşmaya son verilmelidir.

-OHAL KHK’leri ile haksız ve hukuksuz şekilde kamu görevinden ihraç edilen eğitim ve bilim emekçileri görevlerine iade edilmelidir.

-Her tür baskıcı ve antidemokratik uygulamanın gerekçesi haline getirilen OHAL uygulaması derhal kaldırılmalıdır.

-Eğitimde ve toplumsal yaşamda ciddi bir sorun olan çocuk istismarına karşı etkin ve sonuç alıcı adımlar atılmalıdır.

-Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmeli, tüm öğretmenlerin kadrolu istihdamı esas olmalı, ataması yapılmayan öğretmenlerin atama sorunları derhal çözülmelidir.

-Kamu emekçilerinin uzunca bir süredir beklediği 3600 ek gösterge sadece seçim vaadi olarak kalmamalı, mümkün olan en kısa sürede herkesi kapsayacak şekilde hayata geçirilmelidir.

-Çalışma yaşamında sürekli ayrımcı uygulamalarla karşı karşıya olan kadın eğitim emekçileri açısından başta görevde yükselme ve unvan değişiklikleri olmak üzere, çalışma yaşamında uygulanan ayrımcılığa, mobbing ve şiddete son verilmelidir.

Eğitim kurumlarında tüm ebeveynlerin en temel hakkı olan “kreş hakkı” için gerekli adımlar atılmalıdır.

-Genelde tüm kamuda uygulanması planlanan, özelde de öğretmenlere yönelik olarak hayata geçirilmek istenen zorunlu performans taslağı derhal geri çekilmeli, öğretmenlerin statüsünün geliştirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.

ATAMADA LİYAKAT

- Eğitimin her kademesinde eğitim yöneticisi, ilk ataması yapılan veya proje okuluna öğretmen belirlenirken liyakat yerine mülakatın bir yöntem olarak kullanılmaması; yöneticilerin, öğretmenlerin ve tüm personelin liyakat ilkesi temel alınarak, bilimsel ve adil ölçülere göre atanması sağlanmalıdır.

-Bütçeden eğitime ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalı, kamu okullarının tüm gereksinimleri velilerden toplanan paralarla değil, genel bütçeden karşılanmalıdır.

-Kapatılan köy okullarının yeniden açılması ve tüm köy çocuklarının okula erişimi sağlanmalıdır. Hepimizi derinden etkileyen yeni Aladağ vakaları yaşanmaması için tüm öğrencilerimizin kamusal eğitim ve barınma hakkından ayrımsız yararlanması sağlanmalıdır.

-Ebeveyn izinleri artırılmalı, doğum izninde bir yıl dönüşümsüz, ücretli ebeveyn izni uygulaması hayata geçirilmelidir.

-Evinden, ülkesinden ayrılmak zorunda kalan mülteci ve göçmen çocukların eğitime erişimleri sağlanmalıdır.

-Okulların ve üniversitelerin özgürce bilim üretilen, özgürlük alanlarına dönüşmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.