Ekonomi dünyası: Yoksulluk zirvede, Milei ise zincirli testereyle şov peşinde
Arjantin lideri Milei, harcamaları nasıl azaltacağını anlatmak için elektrikli testere ile şov yaparken, ülkede yoksulluk oranı son 20 yılın en yükseği olan yüzde 57’ye çıktı. Halk burnundan soluyor.
Arjantinliler son derece pişman olmalı…
“Keşke bu liberal bozuntusu, faşist adama oy vermeseydik” diyorlar.
Arjantinli sokakta… Genel grev ve protestolar bitmiyor. Ücretler enflasyonun altında eriyor, yeterli zam yapılmıyor, çalışanların hakları kısıtlanıyor, sosyal haklar baskı altında, eğitim ve sağlık harcamaları makaslanıyor.
Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, Uluslararası Para Fonu’nun da (IMF) desteğiyle çok sert bir kemer sıkma politikası uyguluyor. 10 Aralık’tan beri iktidarda… Evet, bazı başarıları var. Bütçe, 2008’den bu yana ilk kez yılın ilk çeyreğinde 275 milyar Arjantin Pesosu (288 milyon Euro) fazla verdi. Ama bunda sosyal harcamalarda yapılan kısıntıların da payı var.
Enflasyon aylık olarak inişte… Nisan ayında ilk kez tek haneli (yüzde 8.8) rakama indi. İktidara geldiğinde Aralık enflasyonu yüzde 25’ti. Milei yönetimi aylık enflasyon düştükçe, politika faizini hızla aşağı çekiyor. Aralık ayında faiz yüzde 126’ydı. 15 Mayıs’ta enflasyonun tek hane olduğu açıklanır açıklanmaz, yüzde 50’den 40’a düşürdü. Bu iktidara geldiğinden beri altıncı indirim. Financial Times'a göre, dolar cinsinden devlet tahvili fiyatları neredeyse iki katına çıktı, Peso'nun karaborsa kuru istikrar kazandı.
ENFLASYONDA HÂLÂ DÜNYA BİRİNCİSİ, YOKSULLUK ZİRVE YAPTI
Ancak yıllık enflasyon düşmüyor, durakladı denilebilir. Aralık’ta yüzde 211’di, Mart’ta yüzde 288 iken, Nisan’da yüzde 289 oldu. Arjantin, enflasyonda dünya birincisi…
Öyle bir hayat pahalılığı var ki; Anne-babalar yüzde 500 artan kitap-defter vs. gibi eğitim gereçlerini alamadıkları için çocukları okula yollayamıyorlar. www.inequality.org sitesinin yazdığına göre, Mart ayında eğitim yılı boş sınıflarla başladı. Öğretmenler ise maaşlarda yapılan büyük kesintilerin ardından greve çıktılar.
İnanılmaz bir gelir adaletsizliği var, ücretler eriyor, birçok Arjantinli iki işte çalışıyor ama geçinemiyor. 10 bin pesoluk, 11 dolar değerinde yeni bir banknot basıldı, dolar Arjantin Pesosu karşısında yüzde 100’ün üzerinde değer kazandı.
MEGA KARARNAMESİNİ PARLAMENTO’DAN GEÇİREMEDİ
"Şoktan başka alternatif yok" diyen Milei, göreve geldikten sonra hızla harekete geçti, hemen pesoya yüzde 50 oranında değer kaybettirdi, fiyat kontrollerini kaldırdı ve ülkenin bakanlıklarının yarısını feshetti. Daha sonra işçi haklarına yönelik bir saldırı başlattı. Güvenlik güçlerinin protestolarda daha fazla gözetim ve şiddet kullanmasına izin verdi.
Daha sonra, "Gereklilik ve Aciliyet Kararnamesi"ni imzaladı. Kıdem tazminatının kesilmesi, toplu pazarlık haklarının zayıflatılması, kira piyasasının serbestleştirilmesi ve mevcut sübvansiyonların zayıflatılması gibi geniş kapsamı nedeniyle megadecreto (“mega kararname”) olarak adlandırılan 366 maddelik belge, henüz tam olarak Parlamento'da kabul edilmedi. Önerilen yasa, devlete ait şirketlerin özelleştirilmesi ve yürütme yetkilerinin benzeri görülmemiş bir şekilde genişletilmesi de dahil olmak üzere Arjantin'in ekonomik ve siyasi yapısında kapsamlı değişiklikler içeriyor.
DEMOKRASİYE GEÇİLDİKTEN BU YANA EN BÜYÜK GENEL GREV
Milei durmadı, kamu hizmetleri ve ulaşımdaki kamu sübvansiyonlarını kesti. Agresif önlemler Arjantinli işçi sınıfının ayağa kaldırdı. Ülkenin en büyük sendikaları 24 Ocak'ta bir genel grev yaptılar. Greve ulaşım, havacılık, kamu kesimi, bankacılık ve sanitasyon gibi tüm sektörlerden işçiler katıldı. Bu, Arjantin'in 1983'te demokrasiye dönüşünden bu yana herhangi bir başkanın yönetimi altında örgütlenen en hızlı genel grevdi.
Arjantin'deki sendikalı işgücünün üçte ikisini temsil eden, dünyanın en büyük sendikalarından biri olan CGT'nin genel sekreteri Hector Daer, "Milei'nin 'mega kararnamesi' işçilerin bireysel haklarını, kolektif haklarını yok ediyor ve toplumda büyük eşitsizliğin olduğu bir dönemde sendikal eylem olasılığını ortadan kaldırmaya çalışıyor" diyor.
Arjantin parlamentosu, Milei'nin yasa tasarısını reddetti. İlk tasarı 664 maddeden oluşuyordu. Milei yönetimi son olarak büyük tavizler verdi ve şimdi değiştirilmiş 269 maddelik bir versiyonu yasalaştırmak için mücadele ediyor.
Ocak ayındaki genel grevin ardından protesto ve grevler durmadı. Şubat ve Mart aylarında daha küçük grevler yaşandı ve bu da hükümet üzerinde baskının devam etmesine neden oldu. Özellikle eğitim, sağlık ve havacılık çalışanları 12 Mart'ta bir "ulusal mücadele günü" düzenledi ve ülke genelinde 500 yolu kapattı. 18 Nisan'da yüzde 100 ücret artışı talep eden Misiones eyaletindeki öğretmenler ve sağlık çalışanları protesto grevi yaptı.
Arjantin orta sınıfının değer verdiği devlet üniversitelerinde yapılan kesintiler nedeniyle 23 Nisan'da Buenos Aires'te düzenlenen protestoya bir milyonun üzerinde katılım oldu. Bu rakam, Milei'nin kemer sıkma politikasına yönelik çok önemli bir ikaz ışığı olarak değerlendiriliyor.
9 Mayıs’ta sendikalar, Milei'nin kemer sıkma önlemleri ve planladığı reformlara karşı ülke çapında genel grev yaptı. Toplu taşıma, tahıl sektörü, süpermarketler, havaalanları ve bankalar dahil büyük sektörlerdeki sendikaların katılmasıyla ülkede hayat durma noktasına geldi.
Son olarak, 23 Mayıs'ta kamu kesimindeki öğretmenler, profesörler ve idari personel, ücretler ve çalışma koşulları ve eğitimde özelleştirme girişimleri nedeniyle ülke çapında protesto grevi düzenledi.
25 Mayıs'ta ise, Arjantin'in Bağımsızlık Bildirgesi Günü'nde Milei, kutlamalar için sanayi şehri Cordoba'ya gitti ancak yüzlerce kamu çalışanı ve Devlet İşçileri Derneği üyesi şehre girişini engellemeye çalıştı. Milei ancak yoğun göz yaşartıcı gaz kullanan güvenlik güçlerinin barikatı ile Hükümet Konağı'nın merdivenlerinden küçük bir kalabalığa konuşabildi.
BORÇLARA SADIK BAŞKANI IMF VE KÜRESEL FİNANS DESTEKLİYOR
Kendisini “anarko-kapitalist” olarak tanımlayan, merkez bankasını kapatacağını, pesoyu dolara bağlayacağını söyleyen, ancak partisinin parlamentoda azınlıkta olmasından dolayı “mega kararnamesini” yasalaştıramayan özelleştirmeci, aşırı liberal Milei, kendini çok iyi pazarlıyor.
Devalüasyon yaptığından, bütçe fazlası verdiğinden ve özelleştirme vaat ettiğinden yani borçlarını ödüyor olmasından ve ödeyeceğinden dolayı IMF ve küresel finans sistemi tarafından canı gönülden desteklenen Milei, geçenlerde ABD’nin ünlü Stanford Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, bütçe kısıntılarını, “sadece Arjantin tarihinde değil, tüm insanlık tarihindeki en büyük düzenleme” olarak tanımladı.
IMF, ARJANTİN’DE TEK HANE ENFLASYON ÖNGÖRÜYOR ANCAK TÜRKİYE’YE İNANMIYOR
Yoksullaşmaya ve halk muhalefetine yönelik sert bastırma politikasına karşın Milei, ABD emperyalizmi, uluslararası finans sermayesi, IMF-Dünya Bankası ve Arjantin burjuvazisinden destek alıyor. Dünya Bankası, Milei'nin kemer sıkma politikasının Arjantin'i krizden çıkarmak için "acı ama gerekli" olduğunu açıkladı.
IMF’nin Arjantin’e olan desteği tam… Öyle ki, 2029 yılında Arjantin’de enflasyonun tek haneye düşeceğini öngörüyor. Ancak, Türkiye’de ekonomi yönetiminin “2026’da tek hane hedefine” rağmen, IMF’nin öyle bir beklentisi yok.
IMF’ye göre Arjantin’de enflasyon 2025’te keskin biçimde yüzde 59’a inecek. Türkiye’de ise, yüzde 38’e… 2026’da Arjantin’de yüzde 32, bizde yüzde 22 olacak. 2027’ye gelindiğinde Arjantin’de yüzde 19.5, Türkiye’de yüzde 19 olacak. IMF’nin tahminine göre, Arjantin 2029’da yüzde 8.9 ile tek haneyi yakalarken, Türkiye’de enflasyon 18.6’ya düşecek.
ABD İLE ORTAK YENİ BİR DENİZ ÜSSÜ KURULUYOR
ABD jeo-politik olarak bölgeyi de yeniden şekillendirmenin peşinde… Pentagon'un Latin Amerika'dan sorumlu komutanı Laura Richardson, Nisan başında Güney Arjantin'deki Ushuaia'ya çok önemli bir gezi yaptı. Milei, ABD ile ortak bir deniz üssü inşa edileceğini açıkladı. Güney Atlantik'teki bu coğrafi nokta, Panama Kanalı'nın yanı sıra, Güney Amerika'dan Asya'ya tonlarca malın taşınması için gerekli rotada "küresel stratejik bir geçiş noktası" olarak kabul ediliyor.
EKONOMİ RESESYONDA, SANAYİ ÇÖKTÜ, TÜKETİM EKSİDE
Oysa Arjantin ekonomisi çöküyor; kemer sıkma programının maliyeti sadece reel gelirlerde ve tüketici harcamalarındaki düşüş değil. 2022’nin ikinci yarısından itibaren, son üç çeyrek yıldır Arjantin ekonomisi daralıyor, ülke durgunluğa girdi. Mart ayında sanayi üretimi yüzde 21 geriledi. Bu, pandemiden bu yana en kötü aylık düşüş. Otomobil, makine-cihaz ve mobilya üretimi yüzde 25-43 arasında geriledi. Sanayi üretimi, Milei iktidara geldiğinden bu yana dört ayda keskin biçimde düşüş kaydetti.
Milei, rock yıldızı fantezilerini tatmin etmek için sahneye çıkarken, harcamaları, bürokrasiyi nasıl azaltacağını anlatmak için zincirli testere ile şov yaparken, ülkede yoksulluk oranı son 20 yılın en yükseği olan yüzde 57’ye çıktı.
Asgari ücret, son altı ayda, (Milei döneminde) satın alma gücünün yüzde 29’unu kaybetti. Ortalama bir işçinin maaşı 619 bin pesoya (708 dolar) düşerek yoksulluk sınırının altına düştü. Milyonlarca kayıt dışı işçi daha da büyük düşüşlere maruz kaldı.
Süpermarketlerin ve küçük perakendecilerin yıllık satışlarında sırasıyla yüzde 11 ve yüzde 26 düşüş oldu. Fabrikalar, düşen talep karşısında çalışanlarını işten çıkardı ve üretimi kıstı. Milei'nin, hem istihdamın hem de yolsuzluğun önemli bir kaynağı olan Arjantin'deki kamu projelerinin yüzde 88'ini askıya alması 50 bin civarında iş kaybına mal oldu. Binlerce aşevi, hükümetin yolsuzluğu önlemek amacıyla finansmanı kesmesinin ardından kapanmanın eşiğinde olduklarını bildiriyor.
POPÜLARİTESİ DÜŞEN MİLEİ: PESO MÜZELİK OLACAK
Milei ise, bir zamanlar dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri olan ve Batıya “Arjantinli kadar zengin” dedirten bu Latin ekonomisiyle kumar oynuyor. Dolarizasyon hedefinden vazgeçmediğini, “Peso’nun bir gün müzelerde sergileneceğini” söylüyor.
Ancak, Milei'nin popülaritesinin hızla düşmeye başladığı, Kongre ve sokaklarda muhalefetin ivme kazandığı belirtiliyor.
Milei, enflasyon düşmeye devam ederse ve Ekonomi Bakanı Luis Caputo'nun uygulamaya koyduğu karmaşık mali mimari ekonomiyi istikrara kavuşturmaya devam ederse, büyümenin yakında geri döneceğini ve hızlı bir toparlanmayı tetikleyeceğini savunuyor.
Uzmanlar ise, yolun risklerle dolu olduğunu ve önümüzdeki iki ayın belirleyici olacağını söylüyor. Financial Times, enerji sübvansiyonlarının kademeli olarak kaldırılmasının fiyatları yüzde 400'e kadar artırması ve devalüasyon nedeniyle ithalata bağımlı sektörlerindeki fiyat artışlarının enflasyonist baskıları güçlü tutacağını vurguluyor.