Ekonomide 'kırk katır mı kırk satır mı?' dönemi

Ekonomist Mahfi Eğilmez, dış kaynak bulmanın çok daha zorlaştığı bir dönemin geldiğini belirterek, Türkiye ekonomisinin 2019 yılına büyük olasılıkla stagflasyonla resesyon arasında bir konumda gireceğini söyledi. Eğilmez, ekonominin mevcut durumu için "Bir yandan yüksek enflasyon, bir yandan büyümeden küçülmeye dönüş nasıl bir ekonomi politikası uygulanacağı meselesinde de büyük zorluk yaratıyor. Dolayısıyla bu bizi kırk katır mı kırk satır mı tercihine doğru hızla itiyor" yorumunda bulundu.

Abone ol

DUVAR - Türkiye ekonomisinde üç çeyrek üst üste küçülme beklendiğini söyleyen ekonomist Mahfi Eğilmez, 450 milyar doları bulan dış borçlar ve yüksek kurların çözüm bekleyen sorunlar olduğunu ifade etti.

Altınbaş Üniversitesi İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinin 2018 yılını nasıl geçirdiğine ve 2019 yılında neler yaşanabileceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

2018’in birçok açıdan Türkiye ekonomisi için sıkıntılı bir yıl olarak tarihe geçtiğini ifade eden  Eğilmez, “Bunlardan biri yılın başlangıcında cari açığın çok hızlı yükselmesi oldu. Cari açık arttı çünkü 2017 yılında getirilen harcama teşvikleri ve vergi indirimleriyle ekonomi bu yıla hızlı girdi. Bu hızlı giriş cari açığı yükseltti. Ve dolayısıyla enflasyonu arttırdı. Üstelik ekonomideki bu yapay büyüme, işsizliğin önünü de alamadı” dedi.

'KUR ARTIŞI GÖRÜNÜMÜ TERSİNE ÇEVİRDİ'

2018 yılı ortalarına doğru döviz kurlarında yaşanan büyük sıçramanın, büyüyen ekonominin görünümünü tamamen tersine çevirdiğini kaydeden Eğilmez, şunları söyledi:

“Aşırı kur artışlarıyla birlikte ekonomide düşüş, büyüme hızında gerileme başladı. Yılın ikinci yarısında cari açık düşmeye başlamakla birlikte bu daha çok büyümenin gerilemesinden kaynaklanıyor. Büyüme hız kestikçe ithalat düşmeye başladı. Bu cari açığı bir miktar geriletti. Ama cari açık düşüşünün dışında herhangi bir olumlu gelişme yaşanmadı. 2018’in sonuna yüksek enflasyon, yüksek kur, yüksek işsizlik giderek büyüyen bütçe açığı ve düşen büyüme hızıyla geliyoruz. Yılsonu verileri henüz elimizde olmamakla birlikte son çeyrekte büyüme eksi çıkacak. Büyük olasılıkla ekonomide çok yüksek bir küçülme yaşanacak."

“Türkiye ekonomisi 2019 yılına da büyük olasılıkla stagflasyonla resesyon arasında bir konumda girecek” diyen Mahfi Eğilmez, şöyle devam etti: "Peki bu noktaya niye geldik? 2018’in ikinci yarısındaki gelişmeler, yani aşırı kur artışı ve ekonomik yavaşlama üzerine ekonomi yönetimi enflasyonla mücadeleyi rafa kaldırıp büyümeyi canlandırmaya yöneldi. Yeniden vergi indirimlerine gidildi, kamu harcamaları da arttırıldı. Tüm bu yapılanlara rağmen 2019 yılında ekonomide önemli bir canlanma beklenmiyor. Çünkü iç talep çok düştü, düşük.”

'ÜÇ ÇEYREK ÜST ÜSTE KÜÇÜLME BEKLENİYOR'

İç talepteki gerilemenin Katma Değer Vergisi (KDV) ve Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tahsilatı rakamlarından görülebildiğine işaret eden Eğilmez, “Her ikisi de enflasyonun çok gerisinde kaldı. Dolayısıyla bu bize harcamaların çok düştüğünü gösteriyor. Zaten üçüncü çeyrek tüketim harcamaları artışı da sadece yüzde 1.1’le sınırlı kaldı. Böyle bir görünümle 2019’a giriyoruz. 2019 yılında Türkiye ekonomisinde ilk iki çeyrekte eksi büyüme bekleniyor. Bu durumda uzun bir aradan sonra üç çeyrek üst üste küçülmeyi ilk kez yaşayacağız” değerlendirmesinde bulundu.

Eğilmez, ekonomideki sıkıntıların nasıl aşılabileceğine ilişkin arayışlar konusunda da, “Bir yandan yüksek enflasyon, bir yandan büyümeden küçülmeye dönüş nasıl bir ekonomi politikası uygulanacağı meselesinde de büyük zorluk yaratıyor” ifadesini kullandı. Bir yandan enflasyonu kontrol altında tutup bir yandan da büyümeyi canlandırmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Eğilmez “Türkiye enflasyonu düşürürken büyümeyi 2001 krizinden sonra başardı ama o dönemde beklentiler son derece olumluydu. Şimdi beklentiler de olumsuz yönde. Bu yüzden ya enflasyonu düşürme ya da büyümeyi yükseltme alternatiflerinden birini seçmek gerekiyor. Dolayısıyla bu bizi kırk katır mı kırk satır mı tercihine doğru hızla itiyor” öngörüsünde bulundu.

'İHRACATÇI SIKINTI ÇEKECEK'

Türkiye için 2019 yılında dış kaynak bulmanın çok zor olacağını kaydeden Eğilmez “Çünkü ABD Merkez Bankası FED, parasal sıkılaştırma yapıyor. Büyük olasılıkla Avrupa Merkez Bankası da aynı yola girecek. Dolayısıyla bol ve ucuz likidite dönemi tamamen bitiyor. Bu çerçevede dış kaynak bulma maliyeti oldukça artacak” dedi.

Yeni yılın şirketler açısından da çok zor geçeceği uyarısında bulunan Eğilmez, özellikle döviz borcu yüksek şirketlerin çok zorlanacağının altını çizdi. “İşin kötüsü, 2019 ihracatçının da zorlanacağı bir yıl olacak. Çünkü kur düşüyor. Yüksek kurla ihracata alışmış ihracatçı düşük kurla oldukça sıkıntı çekecek” diyen Dr. Eğilmez şöyle devam etti: “Türkiye tuhaf bir durum yaşıyor. 2018 yılında ithalatçı kur riskine karşı kendini korumak, hedge etmek durumundaydı. 2019 yılında ise ihracatçı aynı duruma düşecek, hedge etmek zorunda kalacak. Çünkü ihracatçılar yüksek kura alışmışlardı. Kurlar düşünce gelirleri azaldı. Yapılabilecek tek şey maliyetleri kontrol edip verimliliği arttırmaya çalışmak. Büyük olasılıkla yatırımların ertelenebileceği bir yıl bizi bekliyor.”

'DIŞ BORÇ 450 MİLYAR DOLAR'

2019 yılında Türkiye’yi zorlayacak konulardan birinin de 457 milyar dolara ulaşan dış borçlar olduğunu ifade eden Mahfi Eğilmez “Kurların yükseldiği bir dönemde bu ölçekte bir borcu çevirmek çok kolay görünmüyor. Borçların 317 milyar dolarlık kısmı özel sektöre ait. Her ne kadar bu borçlar bankalar üzerinde görünüyorsa da, onlar dışarıdan alıp reel sektöre kullandırıyor. Yani aslında gerçek borçlu reel sektör. Bankalar yabancılara borçlu, şirketler de bankalara borçlu” diye konuştu.

Türkiye ekonomisi açısından olumlu görülebilecek noktalara da değinen Mahfi Eğilmez, bunları şöyle anlattı: "2019 yılına girerken ekonominin sağlam görünen tarafları yok mu? Var elbette. Bütçe açığı büyüyor olmakla birlikte milli gelirin yüzde 3’ünün altında kalacak. Ayrıca cari açığın düşüyor olması da iyi. Bunlar kur üzerindeki baskıların biraz azalmasına hizmet edecek, toparlanma açısından olumlu. Ama sonuç itibariyle 2019 yılı her şeye rağmen zor yıllardan biri olacak.”

(DHA)