Ekonomide korku tüneli: Küçülme ve yüksek enflasyon

Türkiye ekonomisi 2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçüldü. Genel küçülmenin yanında ihracat haricinde pek çok sektörde daralma dikkat çekti. 2019, Türkiye için  çok daha zor bir yıl olacak.

Abone ol

ANKARA - Türkiye ekonomisi, dün açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) verileriyle durgunluk evresine girdi. TÜİK, pazartesi günü, Türkiye’nin 2018 yılı 4’üncü çeyrekteki ekonomi karnesini açıkladı.

Açıklamada 2018’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’da bir önceki yıla göre yüze 3’lük küçülme dikkat çekti. Her ne kadar Türkiye 2018’de 2.6 büyümüş olsa da 2018’in son iki çeyreğinde 2019’un daha zor bir yıl olacağının sinyalleri olarak görülebilir.

EKONOMİDE NE YAŞANIYOR?

Basit olarak ekonomide durgunluk art arda gelen iki çeyreklik küçülme sürecini kapsıyor. Resmi olarak Türkiye 2018’in son çeyreğinde yüzde 3 küçüldü. Ancak 2018’in 3’üncü çeyreğinde büyüme oranı 1.6 olarak açıklansa da mevsim ve takvim etkisi çıkarıldığında Türkiye ekonomisi yüzde 1.1 daralmış oluyor. İşte faktör, ekonominin durgunlukta olduğu ifadesinin dayanağı.

İktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinde hem ekonomik daralma hem de yüksek enflasyonun aynı anda görüldüğünü, dolayısıyla durgunluk (resesyon) yerine slumpflasyon terimini kullanmanın daha yerinde olacağını ifade etti.

Uzmanlar yaşanan durum konusunda çeşitli adlandırmalara gitse de hemfikir oldukları, 2019’un daha zor olacağı.

Uluslararası finans uzmanı Murat Kubilay Twitter hesabından yaptığı açıklamada seçimler sebebiyle destekleyici bir maliye politikası uygulandığının, para politikasının da gerçek anlamda sıkı olmadığının altını çizdi ve enflasyonda sert düşüş olmamasının da bunun göstergesi olduğunu belirtti. Kubilay, 2019’un ilk çeyreğinde günü kurtarmaya dönük politikalar ve seçim için muslukların açılması sebebiyle daha sınırlı bir daralma olacağını; ancak asıl olarak ekonomik durgunluğun ikinci çeyreğin ilk ayı olan nisanda derinleşeceğini ifade etti.

BAKANLIK KRİZİN GELECEĞİNİ BİLİYOR MUYDU?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Eylül 2018’de Yeni Ekonomi Programı’nı açıklamıştı. Bu programa göre 2018 büyüme hedefi yüzde 3.8’di. Henüz program açıklandığında ekonomistler programdaki sorunlara dikkat çekmiş ve hedeflerin gerçekçi olmadığını belirtmişti.

Dün açıklanan 2018 son çeyrek verilerine yönelik Bakan Albayrak, “2018 son çeyrek büyümesi beklentimiz doğrultusunda gerçekleşmiştir” dedi. Ekonomi uzmanı Doç. Dr. Ümit Akçay Twitter hesabından bu durumda Bakanlığın aksi söylemlerine rağmen dengeleme değil, kriz beklentisi olduğunu ifade etti. Akçay, Albayrak’ın bu açıklamasının aynı zamanda krizin de resmen kabul edildiği anlamına geldiğinin altını çizdi.

CAN SİMİDİ İHRACAT 2019’DA AZALABİLİR

Ekonomi verileri incelendiğinde 2018 yılında bir önceki yıl zincirlemiş hacim endeksine göre mal ve hizmet ihracatı yüzde 7.5 arttı, ithalat yüzde 7.9 azaldı. Mal ve hizmet ihracatı, 2018 yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirleme hacim endeksi olarak yüzde 10.6 artarken ithalatı ise yüzde 24.4 azaldı.

Öte yandan tarım, sanayi, hizmetler ve inşaat gibi sektörlerde dikkat çekici bir düşüş söz konusu TÜİK verilerine göre 2018 yılının dördüncü çeyreğinde zincirlenmiş hacim endeksi olarak; tarım sektörü toplam katma değeri yüzde 0.5 azaldı. Hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 0.3 düştü. En yüksek düşüşse sanayi sektörü ve inşaatta. Ekim-aralık 2018 arasında sanayinin yüzde 6.4; inşaat sektörünün katma değeri yüzde 8.7 düzeyinde azaldı.

Ekonomi uzmanı Yalçın Karatepe de twitter hesabından ithalatın çok azalmış olmasına dikkat çekti. Karatepe, artan ihracatta stokların kullanıldığını ve bu koşullar altında ithalat yapmadan ihracat  yapmanın çok zor olduğunu belirtti.

HANE HALKI HARCAYAMIYOR DEVLET HARCAYACAK

2018’in son çeyreğinde düşüş gösteren diğer bir başlık hane halkı tüketim oranı. Hanehalkının tüketimi, son çeyrekte yüzde 8.9 oranında düştü. Tüketici cephesinde aza kanaat ve tasarruf baskın çıkıyor. Peki ekonominin çarkları nasıl dönecek? İşte bu noktada gözler kamu sektörüne çevriliyor. 2018’de toplamda yüzde 3.6 oranında artan devlet harcamalarının 2019’da artması beklenebilir.

2018’de yalnızca hanehalkının tüketimi değil, kişi payına düşen milli gelir de azaldı. Türkiye’nin kişi başına düşen milli geliri yıllar içinde artış göstermiş ve 10 bin dolar sınırını geçmişti. Ancak 2018 ekonomik verileri bu cephede de işlerin yolunda olmadığını gösteriyor. Kişi başına düşen milli gelir, 2017’de 10 bin 540 dolarken 2018’de 9 bin 632 dolara geriledi. Bu, Türkiye’nin 2007’deki seviyeye dönmesi anlamına geliyor.

KÜRESEL EKONOMİ DARALIRSA TÜRKİYE’YE NE OLUR? 

Küresel ekonominin gidişatına göre ekonomik tahminlerde bulunan kuruluşların başında Uluslararası Para Fonu (IMF) geliyor. IMF Başkanı Christine Lagarde 21 Ocak 2019’daki Davos’taki Dünya Ekonomik Zirvesi’nde 2019 yılının zor bir yıl olacağının altını çizmiş ve küresel büyüme beklentilerini yüzde 3.9’dan yüzde 3.5’e çektiklerini açıklamıştı. IMF açıkça, küresel bir resesyon beklediklerini ifade etmese de bu beklentiye sahip uzman sayısı az değil.

IMF ve diğer ekonomi kuruluşlarının dikkatle üzerinde durduğu diğer bir konu Avrupa Birliği(AB) ekonomisi. Avrupa Merkez Bankası’nın 2019’da sıkılaştırılmış para politikasını gündeme almasını bekleniyor.

AB piyasasında meydana gelecek bir daralma Türkiye ekonomisi üzerinden de doğrudan etkiye sahip, zira Türkiye ihracatının yüzde 49’u AB’ye yapıyor. Özetle, euro bölgesinde 2019’un son çeyreğinde meydana gelecek bir kriz, Türkiye’deki sarsıntının yüksek şiddetli bir depreme dönmesi demek.