Ekonomik krizde hayatta kalma rehberi
İktidarın 'yok' dediği ekonomik krizin hayatlarını nasıl etkilediğini yaşayanlar anlatıyor: Kriz sayesinde veresiyeyi öğrendik. Sinema, tiyatro, konser lüks oldu. Kıyafette yabancı markalar hayatımızdan çıktı. Yerli ürünlerde de indirimleri takip etmeyi öğrendik. İş yerinden öğlen yemeği için verilen parayı harcamamaya çalışıyorum. İki öğünle idare ediyoruz. Yurtdışı tatili hayal oldu. Gece eğlencesini unuttuk. Sokak hayvanlarına mama bile alamıyoruz!
Ferhat Yaşar
DUVAR - İktidarın ısrarla yok dediği ekonomik krizin etkileri milyonların yaşamını etkiliyor. Faturalara ve mutfak alışverişini zar zor karşılayan yurttaşlar kitap alırken, sinemaya, tiyatroya giderken, kıyafet alırken dışarıda yemeye çıkarken iki kere düşünüyor.
'HAYATI MİNİMUMA İNDİRDİM'
Üniversite son sınıf öğrencisi Berfin Çalı hayatın her alanında çok büyük bir düşüş yaşandığını söylüyor: “Dört yıldır burs alıyorum. Üç yıl boyunca ailemden azami düzeyde para almaya çalışırdım ancak son sınıfta onlardan da para almaya başladım. Çünkü geçinemiyorum. Arkadaşlarımla bir yerde oturup kahve içmeye çekinir hale geldim. Daha önceden yapmış olduğum aktiviteleri, konsere gitmeyi, gezmeyi minimuma indirmeye çalışıyorum. Her şeyde düşünmen adımlarını temkinli atman gerekiyor.”
'FATURALARI KIYASLAMAYA BAŞLADIM'
Ali Haydar Yılmaz son zamanlarda faturalara yansıyan yüksek tutarların ve zamların hayatını nasıl etkilediğini şöyle anlattı: “Faturaları takip etmeye ve kıyaslamaya başladım. Yurt dışı tatilleri artık hayal oldu. Kardeşime biriktirmesi için her ay yolladığım 500 TL'yi artık yollayamıyorum. Meyhanede alkollü gece ayda bire düştü. Geçtiğimiz günlerde bir bilgisayar almak zorunda kaldım şimdi bir yıl onu ödeyeceğim. Elektronik, her zaman biraz daha pahalıydı ama bu kadar zor finanse edilen şeyler değildi bunlar. Şimdi bir servete denk geliyor.”
'VERESİYE OLMASA AÇ KALIRIM'
Daha önce özel İngilizce dersi almasına rağmen para biriktirdiğini söyleyen Meral Candan, artık sadece gıdaya para harcayabiliyor: “Bir buçuk yıl önce özel İngilizce dersi alıyordum. Üstüne ayda 200-300 lira köşeye para koyuyordum ki şu an bunların hiçbirini yapamıyorum. Önce özel dersi iptal ettim sonra köşeye para koymayı bıraktım. Geldiğim noktada faturaları ödemek için parayı zor denkleştiriyorum. Özel masraflarımı tamamen kıstım, giyim kuşam alışverişi hiç yapmıyorum. Harcamalarımın buyuk kısmı sadece gıda alışverişinden oluşuyor. Daha önce veresiye alışveriş yapmazdım şimdi veresiye olmadan aç kalırım'
'ESKİDEN GÜNDE ÜÇ EKMEK ALIYORDUM ARTIK BİR EKMEK ALIYORUM'
İdris Atay bir kargo şirketinde asgari ücretle çalışıyor: “Çocuklar okula gidiyor para yok. Maaşlara zam geliyor ama doğalgaz, su ve elektrik faturaları yüzünden elde bir şey kalmıyor. Köşeyi dönüyorsun para ödüyorsun. Eskiden günde üç ekmek alıyordum artık bir ekmek alıyorum. Eskiden çiğ köfte yiyorduk şimdi ona bile zam gelmiş. Eskiden çocukları haftada bir kere eğlence parklarına ya da sinemaya götürüyordum artık onların hiç birini yapmıyorum. Daha önce işe giderken evden daha geç çıkıp iki aktarma yapıyordum. Şimdi tek vasıtayla gitmek için iki saat erken kalkıyorum. Öğlen yemeği için verilen parayı harcamıyorum. Sadece kahvaltı ile akşama kadar idare ediyorum. Eskiden dışarda oturup bir çay içiyorduk ama artık onu da bıraktık."
'STOK YAPIYORUM'
Öğretmen Aslı Hepcan: “Sezon sonu ya da büyük indirimler hariç alışveriş yapmıyorum, olanla idare ediyorum. Evcil hayvan ihtiyaçları için dahi market indirimlerini bekliyorum ve stok yapıyorum. Tiyatro oyunları için indirimli biletleri, sinemaya gitmek için halk gününü bekliyorum. Dışarıda alkol tüketimim azaldı. Ben dört yıl önce eşim bir yıl önce sigarayı bıraktık. Şu anda eskisi gibi günde bir paket sigara alamazdık. İndirimli biletimle toplu taşıma kullanıyorum.”
'SEÇME ŞANSIM KALMADI'
33 yaşındaki Hasan bir ilaç firmasının merkez ofisinde çalışıyor: “Yabancı marka giysi alırken artık beğenmesem de yerli üretimleri alıyorum. Tatil için yurtdışı seçeneği yok denecek kadar az... Kredi faizleri nedeniyle mal sahibi olabilmek çok uzak ihtimal. Kiralar da oldukça yüksek. Sinemaya gitmek yerine dijital platformlara geçiş yaptım. Bu da evden çıkma ve sosyalleşme imkanlarımı azalttı. Acil durumlar hariç taksi kullanmıyorum. Doğalgaz, su, elektrik kullanımım da zamlardan dolayı en aza indi. Evde soğukta oturuyorum.”
'DİPSİZ BİR KUYUYA DÜŞMÜŞ GİBİ HİSSEDİYORUM'
30 yaşındaki İlyas Akel bir kaç yıl öncesine kadar mutlu bir hayatı olduğunu söylüyor: “Hayatın bana dayattığı zorluklara rağmen kendime ve arkadaşlarıma zaman ayırıyordum. Hafta sonları dışarıda eğlenceli zamanlarım oluyordu çünkü elde ettiğim kazanç bana yeterli geliyordu. Mutluydum, istediğimi alabiliyor ve istediğim gibi eğleniyordum. Şu an da hiç bir şey yapamıyorum. Temel ihtiyaçlarım dışında hiç bir şey alamıyorum. Kendime zaman ayıramıyorum, arkadaşlarımla dışarı çıkıp eğlenemiyorum. Dipsiz bir kuyuya düşmüş gibi hissediyorum. Gelecek kaygısı ile sürekli derin düşüncelere dalıyorum. İstisnasız her şeyi bırakıp ilkel bir hayata adım atma isteğim var. Teknolojiden betonlaşmış yığınlar arasında sürekli stresle yaşıyorum.
'ESKİDEN BİR KADIN OLARAK DAHA ÖZGÜRDÜM'
İki yıl öncesine kadar gelecek kaygısı yaşamadığını ancak şu an kaygılandığını söyleyen Nuray Cangir, şöyle konuştu: “Gerek işsizlik gerek ekonomik krizin getirmiş olduğu etkenlerden dolayı. Eskiden bir kadın olarak daha özgürken şu an tüm özgürlüğümüz kısıtlanmış durumda. Ne giyeceğimiz, nerede ne zaman, nasıl bulunacağımıza karışan bir topluluk var. Eskiden eğitim ve tecrübelerimizle cok rahat iş bulabilirken, şu an torpilimiz yoksa mahalle bakkalına bile giremiyoruz. Ben şahsen 8 ay sonunda hiç çalışmak istemeyeceğim bir işe girebilmek için torpil aradım çünkü iş olanakları eskisi gibi değil.”
Ekonomik krizin etkileri sosyal medyada da tartışıldı: