Ekonomiye kaynak arayışında yeni vergiler kapıda

Ekonomistler seçim sonrası ekonominin en önemli sorununun dış kaynak yaratmada yaşanacağını belirtiyorlar. İktidarın yerel seçimlere kadar dövizi sabit tutarak enflasyon algısını düşürmesi bekleniyor.

Abone ol

DUVAR- Seçimden sonra ekonomi gündemin birinci maddesine yerleşti. Seçim ekonomisinin sonuçları ve seçim öncesi baskılanan dövizin durumu, ekonomiye kaynak yaratma konuları ekonomi uzmanlarının gündeminde. Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, iktidarın yeni vergiler koyacağını ama bunların vatandaşı doğrudan etkilemeyeceğini yazdı.

Kaynak sorunu için ise 3 temel politika izlenebileceğini belirtti. Aktaş'ın "Artık hedef Ankara ve İstanbul’u geri almak" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Asıl ihtiyaç duyulan tabii ki yabancı kaynak... Bunu nereden ve nasıl bulacağız, önemli olan bu. 

Türkiye’nin taze döviz bulması gerekiyor. Körfez ülkelerinden ya da Rusya’dan gelen döviz veya Rusya’nın alacaklarını ötelemesi bir yere kadar çare olabiliyor; Merkez Bankası’nın elinin bollaşması gerek. Bunun yolu da Körfez ya da Rusya dışından döviz bulunmasından geçiyor. 

İyi de bu nasıl olacak? Ne yapacağız da son yılların klasikleşen kaynakları dışında başka kaynaklardan döviz bulabileceğiz.

PARA POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK Mİ?

Döviz girişi sağlayabilmek adına para politikasında çok keskin olmasa da bir değişiklik görmek şaşırtıcı değil. Kaynak sağlamanın başka yolu da pek görünmüyor. 

Para politikasında dönüş illa politika faizi olarak bilinen haftalık repo ihale faizinin yükseltilmesiyle olmaz. Merkez Bankası bir dönem haftalık repo ihale faizini tümüyle bir kenara bırakmış ve fonlamayı fiilen daha yüksek faiz uyguladığı başka kanallardan yapmıştı. 

Şu an Merkez Bankası'nın üç fonlama kanalı var. 

Gecelik, geç likidite penceresi ve haftalık repo. 

Politika faizi olarak bilinen haftalık repo ihale faizi halen yüzde 8.50. 

Gecelik fonlamada mevcut durumda borç alma faizi yüzde 7, borç verme faizi ise yüzde 10 düzeyinde. 

Bir diğer kanal ise geç likidite penceresi. Merkez Bankası bu kanalla borç alırken faiz vermiyor, borç verdiğinde uyguladığı faiz ise yüzde 13. 

Gecelik ile geç likidite penceresi uygulamasını Naci Ağbal Merkez Bankası Başkanlığı görevini üstlenince 2020’nin kasım ayında sona erdirmişti. 

Bu kanallar şimdi yeniden açılabilir ve görünür faiz yüzde 8.50’de sabit kalmak kaydıyla fiili faiz daha yukarı çekilmiş olur. 

Bu bir olasılık olarak ortada duruyor. 'Faiz artırmadık ki' diyerek faiz artırmanın yolu... 

Döviz dün 'Ben buradayım' dedi. Oysa şimdiye kadar olduğu gibi yerel seçime kadar da en istenmeyecek gelişme kur artışı. Geride bıraktığımız mayıs seçimlerinden önce geçen yılın ağustosundan beri dövizi tutmak için neler yapıldığını hatırlayalım. Tüm amaç kurun bu mayısa kadar hızla artmasını önlemekti. 

Enflasyonun yükselmesi bile ikinci planda. Çünkü Türk halkının ekonominin iyiye mi, yoksa kötüye mi gittiğine ilişkin temel değerlendirme kriteri dövizin düzeyi. 

Dolayısıyla dövizin kontrol dışı bir artış göstermemesini sağlamak adına gerekirse yukarıda anlattığım gibi dolaylı, gerekirse doğrudan faiz artışına bile gidilir. Yeter ki döviz artmasın, yeter ki ekonomik gidişat bozuluyor algısı doğmasın." (HABER MERKEZİ)