Elma ağacını kestiler… Hükmü kısa sürdü. Elma veremeyecek.
Gölgesi olmayacak. Toprağa kök salamayacak. Kestiler, acımadılar.
Dibindeki taş, hâlâ oradaysa, yapayalnız kaldı. Bilge elma, gelecek
güneşlere gülümseyemeyecek, toprağa fısıldayamayacak. Kestiler,
acımasızca... Korkakça.
Genç bir elma ağacından neden korktular? Yarın ne olur bilir
diye mi? Yarın bir damla güneş bulsa hepimize gülümseyeceği için
mi? Onu oracığa diken ellerden mi korktular? O ellerin sahiplerinin
gülümseyerek geri dönecekleri bir yarını muştuladığı için mi
kıydılar elma ağacına? Öyledir. En çok kendi zulümlerinin
işaretiydi o elma ağacı. Serpildikçe onların örümcek bağlamış
zihinlerine, pörsümüş, canı çekilmiş yüreklerine inat zorlarına
gitti belli ki. Elma ağacının neşesine katlanamadılar. Kıydılar
elma ağacına. Gidenlerden bir izdi, o kaldıkça onlar kalamazdı. İzi
silmek istediler de kıydılar elma ağacına. Elma ağacı zalimin
rahatını kaçırdı.
.
Elma, binlerce yıldır mitoloji içinde çok farklı anlamlar
yüklenmiş. Dünya mitolojilerinin ortak yanlarından biri bu elma
simgeciliği belli ki. Aşkın, neşenin, bilginin, bilgeliğin simgesi
olmuş. Örneğin aşkınızı duyurmak için sevdiceğinize elma
vermeliymişsiniz. Çin mitolojisinde barış, Yunan mitolojisinde aşk
ve arzu demekmiş. Elma ağacı ise ölümsüzlükle ilişkiliymiş. Günde
bir elma yemekle sağlıklı kalacağımıza dair inancımızın kaynağı da
bu olsa gerek. Elma hem ölümün hem de yeniden doğumun sihrini
taşıyor kendinde. Hıristiyan mitolojisinin yasak meyvesi olarak
bile yaşamın simgesi olarak görüyor Jung elmayı.
İşte o elma ağacını kesenler bundan dolayı yanıldılar.
Bilemediler. Ağacı keserken hayata düşmanlıklarını ilan ettiler.
Oysa elmanın bilgeliği, yaşamın tükenmezliği karşısında ellerindeki
balta çaresiz. O elma ağacı hâlâ orada. Kendi yoksa bile hükmü
yürür. Balta belleğe hükmedemez. Elmanın bilgeliğine onun gücü
yetmez. Bir elma ağacını kesseniz, binlercesi yeniden büyütülür.
Elmanın bilgeliği sürer; binlerce yıl önceden geleceğe uzanan o
ince dallar bir başka yerde yeniden büyür. Gölgesinde nice canlıyı
barındırır; onu oraya dikenlerin sesleri yapraklarının arasından
esen rüzgara karışır geleceğe ulaşır. Zalimin zulmüne direnir. Elma
umuttur, kesseniz de bir yerlerde yeniden biter. Unutturmak
istedikleri binlerce elmada yeniden can bulur, ses bulur. Umut
ölümsüzdür.
Elma ağacımızı kestiniz, ama biz hâlâ buradayız. Çoğaldık
binlerce elma olduk. Gitmiyoruz.