FARC-EP; Kolombiya’nın en büyük gerilla hareketi, Kolombiya hükümeti ile barış anlaşması imzaladıktan sonra gözler, Kolombiya’nın ikinci büyük gerilla hareketi ELN’ye çevrildi. ELN (Ejercito de Liberacion Nacional) bu gelişmeler karşısında ne yapacak?
ELN’e de bir düzeyde, Kolombiya hükümetiyle müzakerelere başladı ancak bu süreçte karşılıklı olarak zorluklardan sık sık söz ediliyor. Özellikle şu günlerde temaslar durdu denilebilir, çünkü her iki tarafta, aynı imza töreninde olduğu gibi soluklarını keserek gelişmeleri izliyor. ELN 4 gün önce, 26 Eylül'de 4 maddelik bir açıklama yaptı. Bu açıklamada, Kolombiya’nın ve dünyanın uzun süre beklediği barıştan söz ederken, ‘Demokrasi ve Sosyal Eşitlik’ içeren bir barış olmalı diye vurguluyordu. Havana’da varılan anlaşmanın, birçok noktasına katılmamalarına rağmen, bunu bir başlangıç olarak kabul ettiklerini, bu yüzden 30 Eylül-5 Ekim tarihleri arasında hiçbir askeri saldırıda bulunmayacaklarını açıkladı. Son bir madde olarak da 30 Mart'ta vardıkları müzakere uzlaşmasının zorluklarının aşılması için, kamuoyu önünde tartışmaya açık olduklarını belirtiyordu.
El Salvador gerilla komutanlarından Shefik ile konuşurken; ‘Gerillanın dağları halktır. Halk olmadan gerilla hiçbir şey yapamaz. Bu yüzden halk barış istediğinde gerilla başka türlü davranamaz’ diyordu. ELN’e de şu anda, en azından bu açıklamalarla, referandumun daha doğrusu sadece ‘Evet ya da Hayır’ dan ibaret olan bir oylama olduğundan hukuksal olarak doğru olan kelimeyle ‘Plebisit’in sonucunu bekliyor. Siz bu yazıyı okurken, aynı gün gerçekleşecek olan plebisit’de beklendiği gibi oy oranı yüzde 60-65 arasında ‘Sİ-Evet’ oyu çıkarsa, ELN’nin istese de, silahlı mücadeleye devam edebileceğini bu nedenle pek sanmıyorum.
Yine Gazete Duvar’da anlattığım gibi, FARC-EP barış imzalanmasının, bizzat imza töreninin öyle bir güçlü etkisi var ki bundan kurtulabilmek, ELN için oldukça zor. Bunun manası, bütün halkın barışı konuştuğu ve plebisit sonrası herkesin barışa kavuşacağına düşünmesi değil. Aksine birçok kişi ‘Hiçbir şey değişmeyecek’ diye oylamaya bile katılmayacak. Ancak ülkenin politik dinamiği, özellikle sol, bu barış anlaşmasını baştan beri desteklediği için, sendikacılardan, köylü liderlerine, sanatçılardan entelektüellere kadar herkes barışın yanında olduğu için ELN’nin de bunun dışında davranabilmesi zor. Çünkü ELN’yi hareket halinde tutan da bu aynı dinamik. Yani ELN’e de, bu oylamaya ‘Bir şey değişmeyecek’ diye gitmeyenlerden değil, büyük bir çoğunlukla barışa ‘Evet’ diyecek kesimlerden besleniyor.
ELN köken olarak da FARC-EP’den farklı bir siyasi yapı. Daha doğrusu FARC-EP, neredeyse bütün dünyadaki gerilla hareketlerinden farklı olarak, kentten dağa çıkan entelektüeller, öğrenciler tarafından değil, doğrudan köylüler tarafından, bir komünal isyan olarak doğduğundan farklı. Bu yüzden ELN, Marksist ve Gueveracı bir hareket olarak, FARC-EP tarafından her zaman Voluntarist- iradeci olarak nitelendirildi ve köken olarak da ‘Küçük Burjuva’. Bizim topraklarımızda sola bulaşanlar için çok yabancı gelmeyecek bu tartışmaların da işaret ettiği gibi, ELN özellikle entelektüel kesimlerin bu eğilimine pek duyarsız kalamaz. Ancak aynı zamanda ELN müzakereler sırasında mesela devlet tarafından doğrudan öldürülen 20.000 kişinin sorumluluğunu devletin üstlenmesini istiyor ki devlet şu anda buna yanaşmıyor.
Ayrıca FARC-EP’nin ilk çıkışından beri temel talebi olan toprak reformu ELN’nin de programında var ama bunun etkisi FARC-EP’de olduğu kadar belirleyici değil. Barış anlaşmasının ilk kabul edilen maddesi, 3 milyon hektar toprağın köylülere dağıtılmasını öngörmesi, FARC’ın bu anlaşmayı kabul etmesinin en önemli noktası. ELN ise daha incelikle ve daha radikal kararları talep ediyor ve en önemlisi bütün görüşmelerin doğrudan kamuoyu önünde, hiçbir şey saklanmadan yürütülmesini talep ediyor ki son açıklamasında da bunun altını yeniden çizdi. Ancak öte yandan eğer barışı kabul etmezse paramiliterlerin tasfiye edilmemesinin, savaşın devam etmesinin nedenlerinden biri olarak da gösterilebilir. Bu yüzden ELN’nin silahlı mücadeleye devam etmesi oldukça zor.
Kolombiya’da barış anlaşması sadece bir başlangıç ve tek çare FARC kumandanı Ricardo Tellez’in bana söylediği gibi hiçbir koşulda iyimserliği hiç elden bırakmamak galiba ama eklemeliyim ki gerçekliği de unutmadan…