'Emekli Yılı'nda açlığa mahkum edilen emekliler

İktidar emeklilerin yetersiz dediğimiz birçok hakkını daha da tırpanlama için yasa değişikleri üzerinde çalışıyor. Emekli sendikaları, yollarına dirençle devam etme sorumluluğunu taşımaktadırlar.

Abone ol

2024'ün 'Emekliler Yılı' ilan edilmesinin üzerinden neredeyse dokuz aylık bir süre geçti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 26.01.2024 günü "Türkiye Yüzyılının Emektarları" Çalıştay'ında bu yıla ilişkin program çalışmalarını; Emeklilerin Ekonomik Refahı, Sosyal Refahı, Çalışma Yaşamı ile İlgili Kültürel Miras ve Kuşaklar Arası Aktarım ve Bilimsel Faaliyetler olmak üzere 4 ana başlık altında gerçekleştireceklerini açıklamıştı.

Yaşanılan süreçte bu programla gıdadan giyime, konuttan ulaşıma, sağlıktan sosyal ve kültürel faaliyetlere kadar geniş bir yelpazede emeklilerin gerçek sorunlarına bir çözüm bulunamadığı gibi günün koşullarına uygun olarak, yapılması gereken maaş artışları da gerçekleşmedi. Emeklinin alım gücü düştü.

Yüksek enflasyon ve önü bir türlü alınamayıp, artan hayat pahalılığı karşısında açlık sınırının altında yaşama mecbur edilen emekliler için bu yıl; 'Emekliler Yılı' değil bir çeşit sefalet yılı oldu. Geçmişte, farklı iş kollarındaki çalışmaları ve harcadıkları emeklerle bu toplumun ekonomisine ve gelişimine katkıda bulunmuş emekliler, ortalama yaşam sürelerinin artması ve sayısal fazlalıkları gerekçesiyle vatandaşın ve devletin sırtında mali yük olduğu yönünde iktidarın bir algı oluşturma çabası ile karşı karşıya kaldılar. EYT yasasının çıkarılması öncesindeki isteksizliğine rağmen, yasanın çıkarılmasında muhalefetin rolüne işaret eden iktidar, bu algının zihinlere yerleşmesi için hala ısrarcıdır.

Bugün devlete çalıştığı süre içinde prim ödeyerek emekli olanlara harçlık niyetine ödenen maaşlar, büyük bir lütufmuş gibi kamuoyuna sunulmaktadır. Bugünkü ekonomik krizin onlarca sebebi varken, krizin faturasının emeklilere, asgari ücretlilere ve diğer emekçilere kesilmesinin de hiç bir dayanağı yoktur.

Emekli maaş hesaplama sisteminde ve ödemelerde denge tamamen bozulmuş durumdadır. Bu yılın başına doğru geri gidecek olursak, 3 Ocak'ta, TÜİK verileri esas alınarak 2024 yılı ilk altı ayı için SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yüzde 37,57, memur emeklilerine ise yüzde 49,25 zam oranı açıklandı. Bu rakamlar SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ile memur emeklileri arasında yüzde 11,68 civarındaki maaş zammı adaletsizliğine neden oldu. Hükümet emeklilerden ve kamuoyundan gelen tepkiler üzerine ve yaklaşan yerel seçimleri dikkate alarak yirmi gün içinde üç kez karar değiştirerek SSK, BAĞ-KUR ve memur emekli maaş zamlarını yüzde 49,25'te eşitlemek zorunda kaldı. Diğer yandan kök maaşı 6 bin 700 liranın altında kalan emeklilerin maaş artışı yüzde 33'te kaldı. Sonuçta milyonlarca emekli, 10 bin lira maaş almaya devam etti.

15 Temmuz 2023'te Resmi Gazete'de yayımlanan, 7456 sayılı Torba Kanunu'na dayanılarak, çalışan memurlara ödenen, fakat Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olarak emekli memura ödenmeyen 8 bin 77 liralık ilave ödeme (seyyanen zam) Ocak 2024'te 12 bin 147'ye çıktı. Bu ilave ödemeden emekli memurlar, Ocak'ta yine yararlanamadı. Memurların emekli ikramiyelerine yansımayan ve bir çeşit sosyal yardım kategorisine sokulan bu ilave ödeme, ilerleyen süreçte memur emeklileri ve diğer emeklilerin aleyhine maaş farkı oluşumuna neden olacaktır.

Emekli sendikalarının, ayrım yapılmadan emeklilere yılda dört asgari ücret düzeyinde ikramiye verilmesi talebini dikkate almayan hükümet, geçen yıl verilen 2 bin liralık bayram ikramiyesini 3 bin liraya çıkardı. 2018 yılından itibaren ödenen bayram ikramiye tutarının, geçen süre içinde yüzde 184 oranında değer kaybettiğini de görmezden geldi.

21 Mart'ta banka promosyon miktarlarının güncelleneceğini dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 25 Mart'ta THY, TCCD gibi kurumlarda ve çeşitli zincir marketlerin de içinde bulunduğu bazı işletmelerde özel indirimler ve kampanyalar başlatacaklarını duyurdu. Ardından kültür turu ve tiyatrolardaki 'indirim müjdesini' vermeyi de ihmal etmedi. O günlerde, parasızlık nedeniyle lokantaya gidip bir kase çorba içmeye çekinen emekliler, bu tür vaatlerle kendileriyle dalga geçildiğini ifade etmişlerdi. Yine yerel seçim öncesinde ek zam taleplerine karşı emeklilerin tahrik edildiği eleştirileri ile birlikte "kaynak yok" açıklamaları da yapılmıştı. Bu açıklamalar üzerine köprü, otoyol, şehir hastanesi, havaalanı yapan bunun karşılığını da milyonlarca dolar olarak tahsil eden müteahhitlere, Kur Korumalı Mevduat (KKM) faizlerine ve diğer büyük tefeci faizcilere, bazı kurumların hesapsız harcamalarına ve gereksiz ihalelere neden yüksek miktarlarda ödeme yapıldığına dair soru ve eleştiriler emekli sendikaları, işçi sendikaları ve bazı muhalefet partilerince dile getirildi. Yandaş şirketlerin milyarlarca liralık vergi borcu silinirken emekliye neden hakkettiği maaş ödenmiyor? sorusu gündemden düşmedi. 22Ağustos 2024 günü Halk TV'de Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin "Sarayın bir dakikalık harcaması üç emekli maaşına denk geliyor. “açıklamasını yaptı.

YEREL SEÇİMLER VE EMEKLİ MİTİNGLERİ

Türkiye' deki toplam seçmen sayısının yüzde 26'sını oluşturan emekliler 31 Mart yerel seçimlerinin en çok dikkate alınan toplumsal grubuydu. 16 milyonluk emekli mevcut siyasi partiler için potansiyel bir güçtü. İçinde bulunduğu kötü ekonomik koşullar nedeniyle hakkında ağlamaklı olunan ve yazılı ve görsel basında ciddi bir şekilde görünür olan emekliler, 31 Mart seçimleri öncesinde sendikaları aracılığıyla veya bireysel söylemleriyle her fırsatta sorunlarını dile getirmeye çalıştılar. İktidarın "Emekli Yılı" duyurusu ve gerçek sorunlarını çözmeyen özel indirim vaatleri, banka promosyonları ve getirisi olmayan "müjde" açıklamaları bu kez emeklilerce dikkate alınmadı. Öte yandan emeklilere gerçekten bir çözüm sunamayan AKP'nin İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayları, emeklilere 2 bin 500 ve 5 bin liralık ödeme yapabilmekten bahseder oldular. Hem de emeklilerin yoksullaşmasında kendi iktidarlarının yanlış yönetim politikalarının rolünü bildikleri halde.

Bu arada CHP de sosyal destekleri içeren "Emekli Kart" uygulamasının hayata geçirilmesini içeren 5 maddelik yasa teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. Emekliler, bayram ikramiye miktarını cep harçlığı düzeyinde tutan, emeklinin ek zam talebine bir dizi gerekçeyi sıralayarak kaynak yok deyip reddeden AKP’nin yerel yönetim adaylarına oy vermeyerek 'sarı kart ' gösterdiler. AKP yerel seçimlerde ikinci parti konumuna düştü. Tabii bu sonuçların çıkmasında kararlı bir mücadele örneği sergileyen emekli sendikalarının büyük rolü oldu. Fahiş fiyatlar nedeniyle çarşı, pazar ve markete gidemeyen, zam talebi karşısında sabırlı olması istenen emekliler 19 Mart'ta Tüm Emeklilerin Sendikası öncülüğünde Türkiye genelinde 43 merkezde alanlara çıkarak, açlığa ve sefalete karşı ses yükseltirler. Taleplerini sıraladılar. İktidarı protesto ettiler.

Emekliler, yerel seçimlerdeki etkili çıkışlarının ardından bu yılki 1 Mayıs mitinglerine kendi pankart ve dövizleriyle katıldılar. İşçiler, kamu emekçileri, kadınlar ve gençlerle alanlarda omuz omuza yürüyüp gerçek taleplerini sıraladılar.

Tüm Emeklilerin Sendikası, 25 Mayıs'ta Türkiye'nin 8 ayrı noktasında "insanca yaşam" talebiyle bölgesel mitingler gerçekleştirdi. Mitinglerde ortak açıklamalar okundu. Emeklilerin iktidarı defalarca uyardığı, fakat iktidarın bunu duymazlıktan geldiği belirtilen açıklamada, memurlara verilen seyyanen zammın tüm emeklilere verilmesi ve sendikalara karşı açılan davaların geri çekilmesi istendi.

26 Mayıs 2024 günü CHP'nin çağrısıyla Ankara Tandoğan Meydanı'nda geniş katılımla bir araya gelen emekliler ve üye oldukları sendikalar kendilerine reva görülen düşük ücretlere isyan ettiler. Mitingde "Onurlu Yaşam," "Hakça Paylaşım”, "Emeklilikte Güvence", “Gelirde Adalet" yazılı pankart ve dövizler taşıdılar. Mitingde, Tüm Emeklilerin Sendikası, DİSK Emekli -Sen, Birleşik Emekliler Sendikası Genel Başkanları ve Türkiye Emekliler ve EYT birliği temsilcisi birer konuşma yaptılar. Konuşmalar sırasında, katılımcılar sık sık sloganlarla ve alkışlarla destek verdiler. Özellikle emekli maaşlarının artırılması ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi talepler ön plandaydı. Sendikacıların ardından söz alan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, emeklilerin düşük gelir, güvence ve kademe beklentisi gibi sorunlardan bahsetti. Önerileri sıralayarak konuşmasını sonlandırdı.

EMEKLİLER YILI WEB SAYFASI İÇİN HARCANAN MİLYONLAR

Emekliye zam yapmamak için işi ağırdan alan iktidar, emeklilere yönelik "yeni hizmetlerin" duyurulması için oluşturulan "emekliler gov.tr" internet sitesine milyonlarca lirayı yatırmaktan çekinmedi. Birgün gazetesinden Mustafa Bildircin'in haberine göre Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı "Emekliler Yılı Web Sayfası Otomasyon Projesi" için Alakazam Reklam adlı şirketle 1 milyon 685 bin 500 liralık anlaşma yaptı. Ayrıca emeklilere yönelik mobil uygulama hazırlanması için de A4 Network adlı şirketle de 1 milyon 928 bin 500 liralık anlaşma gerçekleştirildi. SGK Başkanlığı, emeklilere yönelik internet sitesi ve mobil uygulama için toplamda 3 milyon 614 bin harcama yapmış. Tasarruf tedbirlerinin uygulandığı ifade edilen bir dönemde SGK Başkanlığı; "yeni bir müzik aleti çalın", “stresle ilgili başa çıkmak için meditasyon ve yoga yapın“ ya da "yeni hobiler edinin“ gibi önerileri sıralamaktadır. Bu siteyle, yoksulluk sınırının 62 bin 772 liraya yükseldiği bir dönemde, düşük miktardaki maaşla çalışmaya mahkum edilmiş emeklilerin öncelikli sorunlarına da bir çözüm getirmiş olunabiliyor mu?

Aldığı maaş azlığından dolayı evinden çıkamazken, çok uzak illerin kamu sosyal tesislerinde konaklama, şehirlerarası seyahatlerde, tren biletlerinde indirim duyurusu, PTTCEL paketi oluşturma, dijital emekli kartı çıkarılması, plajlarda şezlong ve şemsiye uygulaması gibi özel hizmetler, emeklilerin gerçek anlamda hayat kalitesini artıracak ve sosyal haklarını genişletecek etkili hizmetler değildir. Bu hizmetlerin tamamen reddedilmesinin de doğru olmadığı da açıktır. Fakat günümüz şartlarında öncelikli sorunların çözülmesi şarttır. Farklı ülkelerdeki uygulamalarla bunlar kıyaslandığında bizdeki hizmetlerin çok yetersiz kaldığı görülecektir.

Toplumun hafızası sayılan emeklilerin, bilgi ve tecrübelerinden faydalanmayıp, potansiyellerinin kullanılmasına izin vermeyen, yaşamlarının son dönemlerini sağlık ve güvenden yoksun, ekonomik kaygı ve stresle geçirmesine neden olan anlayış ve yönetimler, sosyal devlet anlayışından uzaktırlar.

Emekli sorunlarının gerçek anlamda çözümü; Emekli Yılı ilan etmekle, Alo 170 Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi kurmakla, sinema biletlerine indirim yapmakla çözülmüyor. 2008'de yapılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda emekliler aleyhine yapılan düzenlemeler iptal edilmeli. Düşürülen aylık bağlanma oranı, güncelleme katsayısı ve aylık alt sınırı düzenlemeleri emeklinin lehine yeniden yapılmalıdır. Emekli maaşları yüksek enflasyondan korunmalı ve her emekli refah artışından pay almalıdır. Sağlıkta katkı payı kalkmalıdır. Çalışan memurlara ödenen ilave ödeme (seyyanen zam) tüm emeklilere aynı miktarda ödenmelidir. İntibak yasası çıkarılmalı ve emeklilerin talepleri yerine getirilerek sendikalaşmalarının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

TEMMUZ MAAŞ ZAMMINDAKİ ADALETSİZLİK

3 Temmuz'da TÜİK'in açıkladığı 6 aylık enflasyon farkı yüzde 24,73 oldu.. Gerçekçi olmayan TÜİK verileri çalışanların ve emeklilerin maaşlarının kırpılmasının yolunu açtığından Temmuz'da memur emeklilerinin maaşları yüzde 5,42 puan kaybıyla 19,31 olurken, SSK ve Bağ- Kur emeklilerinin maaşı da 24,73 oldu. Ortaya çıkan bu adaletsiz sonuç memur emeklileri lehine eşitlenmedi. Ayrıca memur çalışanlara ödenen ve bu Temmuz'da 14 bin 492 liraya çıkan seyyanen zamdan emekli memurları yine yararlanamadı. En düşük memur maaşı da Temmuz'da günlerce süren tartışmalar sonucu 12 bin 500 liraya yükseltildi. 3 milyon 703 bin emekli artık Ocak ayına kadar 12 bin 500 lirayla geçinmeye çalışacak.

ÇALIŞAN EMEKLİLER

Geçinemediği için ikinci bir işte çoğu kez güvencesiz, kayıt dışı ücretle çalışan emekliler, iş cinayetleri ile yaşamlarını kaybediyorlar. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi( İSİG) raporlarına göre bu yılın ilk beş ayında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 738 işçinin yaklaşık yüzde 31'i emeklilik çağında ya da emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalan yaş grubunda yer almaktadır. 50 ile 64 yaş aralığında 186, 65 yaş ve üzeri yaştaki 10 işçi hayatını kaybetti.

Hükümet 2025- 2027 dönemi Orta Vadeli Program (OVP) ile kıdem tazminatını ortadan kaldırmak için Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ni (TES) devreye sokmaya çalışıyor. TES'e ikinci emekli maaşı imajı verilmeye çalışılıyor. Son OVP'deki Otomatik Katılım Sistemi (OKS) işverenlerin desteği ile TES'e dönüştürülürken kaynak da kıdem tazminatlarından sağlanacak. Çalışan emekçilerin bu sinsi plana karşı çıkmaları gerekir. İktidar, yeni ücret ve maaş artışlarını gerçek enflasyona göre değil, artık hedeflenen enflasyona göre belirlemek çabası içindedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12.08.2024 günü emekliye yapılan zamla övünerek şöyle demişti.: "Emeklilerimize yüzde 41,5 enflasyon beklediğimiz bir yılda bunun iki katı kadar artış sağladık." OVP'nin 2024 enflasyon öngörüsünün tutması imkansızdır. Gelecek günler, tüm çalışanlar ve emekliler için olumlu geçmeyecek. Yeni oldu bittilere karşı uyanık olunmalıdır. İktidar özellikle gözüne kestirdiği emeklilerin şu an sahip olduğu yetersiz dediğimiz birçok hakkını daha da tırpanlama için yasa değişikleri üzerinde çalışıyor. Kıdem tazminatının kaldırılması, ES çalışması, emekli olduktan sonra emekli maaşını alarak çalışmaya devam edenlere yönelik sigorta primi ödemesinin devreye sokulması gibi hazırlıkları takip etmek gerekiyor.

Emekliler ve tüm emekçiler bölünmeden güçlerini birleştirip güçlü bir şekilde taleplerine sahip çıkarlarsa kazanımları da değerli olacaktır. Emekli sendikaları, yaz mevsiminin atıllığını geride bırakarak, üye katılım sayısını artırarak baharın rüzgarıyla yollarına dirençle devam etme sorumluluğunu taşımaktadırlar.

* Eğitimci Yazar