Emeklilerden Bakan Bilgin’e öneri: Altı aylığına yer değiştirelim

Temmuz zammıyla en düşük emekli aylığı 3 bin 500 lira oldu. Emeklilerin sendikalarına göre, bu zamlar açlık sınırının ötesinde ölüm sınırında yaşamak demek. 

Abone ol

Nur Kaplan

ANKARA - Çalışanların maaşları her gün enflasyon karşısında erirken düşük maaş alan emekliler bu tabloyu daha ağır yaşıyor. Emeklilere göre yakın dönemde maaşlarında yapılan ve açlık sınırının altında kalan düzenlemeler yetersiz. 

DİSK’e bağlı Emekliler Sendikası Genel Başkanı Cengiz Yavuz ve Tüm Emekliler Sendikası Genel Sekreteri İshak Kocabıyık emeklilerin yaşadıklarını anlattı. Yapılan son “zammın” emeklilerin açlık sınırının ötesinde “ölüm sınırında” yaşamasına neden olduğunu ifade eden sendikacılar, bu tablonun sandıkta bir karşılığının olacağını söyledi.

‘AÇLIK SINIRININ ALTINDAKİ ÜCRETLERİN ÖTESİNDE ‘ÖLÜM SINIRI’NDA YAŞAMAMIZ İSTENİYOR’

Türkiye Emekliler Derneği’nin son araştırmasına göre, Türkiye’de 13 milyon 722 bin kişi emekli aylığı alıyor. En düşük emekli aylığı alanların sayısı ise 1,2 milyonu geçmiş durumda. Bu emekliler, 2 bin 500 liradan 3 bin 500 liraya çıkarılan ve asgari ücretin altında olan emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. 

TÜİK’in açıkladığı ‘yalan’ rakamlarla yapılan zamların iyileştirme olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Tüm Emekliler Sendikası Genel Sekreteri İshak Kocabıyık, “Marketten, pazardan alışveriş yapan halkımız bu rakamlarla TÜİK’in bir çeşit hırsızlık yaptığını biliyor. Bugün ülkede en dipteki işlerde 60-70 yaşında kayıt dışı ve asgari ücretin çok altında çalıştırılanların büyük çoğunluğu emekliler” dedi. 

Emeklilerin rahat bir yaşam sürmesi gerekirken “ekmek parasına muhtaç hale” gelmesinin “ülkenin sosyal devlet anlayışının çok ötesinde yönetildiğinin göstergesi” olduğunu ifade eden Kocabıyık şunları kaydetti:

“Siyasi iktidar buna göz yumuyor. Bir ailenin tatile gitmesi asgari ücrete tekabül ederken, kiralarda yaşanan fahiş artışlarla birlikte açlık sınırının altındaki ücretlerin ötesinde neredeyse ‘ölüm sınırı’nda yaşamamız isteniyor. Bu ülkeye 20, 30, 40 sene emeğimizle katkıda bulunduk. İnsanca bir yaşamı hak ettiğimizi düşündüğümüz bir noktada bırakın insanca yaşamı ölüme yakın noktaya getirildik. Bu siyasi iktidarın bilinçli bir tercihi.”

‘HALA SEFALET ÜCRETİNİ MEŞRU GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR’

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin geçtiğimiz günlerde açlık sınırı ve enflasyona yönelik yaptığı açıklamalarda “Türkiye’deki açlık sınırı 3 bin 600 lira ile 4 bin lira arasındadır” dedi. Bu ifadeleri hatırlatan Kocabıyık, “Altı aylığına Vedat Bilgin ile yer değiştirelim, benim emekli maaşımı o, ben de onun maaşını alayım. Emekli, milletvekili, bakan maaşı alıyor. Başka yerlerden gelirleri var. Hala sefalet ücretini doğru ve meşru göstermeye çalışıyor. Bu ayıptır” diye konuştu.

‘BÜTÜN BU YAŞADIKLARIMIZIN SANDIKTA ELBETTE BİR KARŞILIĞI OLACAK’

Kurban Bayramı’na günler kala emeklilere yatacak bayram ikramiyesinin hesaba yattığını bile hissetmediklerini söyleyen Kocabıyık, “Kıymanın kilosunun 200 lira, peynirin ise 140 liraya yaklaştığı bir ülkede bin 100 lirayla dört kişilik bir aile orta halli bir kebapçıda anca karnını doyurur” dedi. Kocabıyık, şunları ifade etti:

“Bütün bu yaşadıklarımızın sandıkta elbette bir karşılığı olacak. Emekliler, kendilerini açlık sınırına terk edenleri, kıllarını bile kıpırdatmayanlara demokratik haklarıyla sandıkta cevap verecek. Yaşam kalitesini iyileştirecek, demokratik ve insanca yaşam sağlayacak bir ülke için oy kullanacaklar.”

BAYRAMLAŞMAMA GÜNÜ: TORUNLARI YANIMIZA GETİRME, HARÇLIK VEREMİYORUZ, MAHCUP OLUYORUZ

Emeklilere yapılan son zamla bir kişinin geçinmesinin bile mümkün olmadığını söyleyen Emekli - Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, hiperenflasyon döneminde geçiştirilen zamların yerine bu enflasyonu bertaraf edecek bir ücret beklediklerini ifade etti. “Bırakın bir tatil beldesine gitmeyi, köyüne, çocuğunun yanına bile gitmesi mümkün olmayan bir yaşam biçimimiz var" diyen Yavuz, şöyle devam etti:

“Türkiye’de ortalama 14 milyon emeklinin 6,7 milyonu ya ikinci bir işte çalışmak zorunda kalıyor ya da çocuğunun yanına gidip torun bakıyor. Bayram arifesindeyiz. Yedi yıldır aynı oranda bayram ikramiyeleri veriyorlar. Bu bayramlar bizim için ‘bayramlaşmama günü’ oldu. Bin 100 lira yattığı gün bitiyor. Pek çok emekli arkadaşım çocuklarını arayıp ‘torunları bizim yanımıza getirme, harçlık veremiyoruz, mahcup oluyoruz’ diyorlar. İnsanlar çocuklarıyla bir araya gelemiyor. Kurban bayramına giriyoruz şu anki iktidar muhafazakâr bir parti olduğunu iddia ediyor hiçbir emeklinin kurban kesme şansı yok dini vecibesine yerine getirememek gibi sıkıntıyla karşı karşıya.”

‘BU ÜCRETLE EMEKLİLERİN, DAR GELİRLİLERİN HAYATLARINI İDAME ETTİRMESİ MÜMKÜN DEĞİL’

Türkiye seçime giderken oy kullanma oranında büyük bir orana sahip olan emeklilerinin taleplerinin açık olduğunu, bu taleplere cevap vermeyen bir programla yola çıkacak partilere hiçbir emekliden oy çıkmayacağını ifaden eden Yavuz, şöyle devam etti:

“Asgari ücretin öncelikle açlık sınırının üzerine çekilmesi gerekir. En düşük emekli ücretinin asgari ücrete denkleşmesi lazım. Asgari ücretin altındaki ücret uluslararası sözleşmelere aykırı. Bu ücretler insanları ölüme mahkûm etmekten başka bir anlam ifade etmiyor. Bu ücretle emeklilerin dar gelirlerin hayatlarını idame ettirmesi mümkün değil.”