Emin Şirin: Nahyan'ı biz çağırmadık kendi geldi

Eski AK Partili Emin Şirin, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Zayed Al Nahyan'la ilgili, "Biz çağırmadık. Kendisi geldi" dedi.

Abone ol

DUVAR - Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Emin Şirin, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Zayed Al Nahyan’ı Türkiye’nin çağırmadığını, kendisinin geldiğini söyledi. Nahyan’ın bundan 6 ay önce istihbarat şefini yolladığını ifade eden Şirin, “Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ile ilişkilerini normalleştirdikten sonra Türkiye ile de ilişkilerini kendi arzu ettiği yere getirmek istiyor” dedi.

'BİZ ÇAĞIRMADIK...'

Şirin, kendisine, “Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Zayed Al Nahyan neden Türkiye’ye geldi?” sorusunu yönelten Korkusuz yazarı Ahmet Takan’a şu açıklamalarda bulundu: “Sorunun böyle sorulması doğru. Nahyan’ı biz çağırmadık, kendisi buraya geldi. Bundan 6 ay evvelde istihbarat şefini yollamıştı. Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ile ilişkilerini normalleştirdikten sonra Türkiye ile de ilişkilerini kendi arzu ettiği yere getirmek istiyor.”

“Evvela, İstanbul’da yapılan INTERPOL toplantısında kendi adayını (BAE İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Tümgeneral Ahmed Nasser Al Raisi) şaibeli bir kişi olmasına rağmen INTERPOL’ün başına seçtirdi. Bu seçimi aynı zamanda İngiltere, İsrail ve ABD’nin adayının kazandığı bir seçim olarak görmek lazım.

İkinci husus; İhvan meselesi. İhvan’ın üst kademe yöneticilerinin hemen hepsi İngiltere’ye sığınmış vaziyette. Ancak operasyonel seviyedekiler Türkiye’de bulunuyorlar. Bu kişilerin faaliyetleri yavaş yavaş durduruluyor ve tasfiye ediliyor.

Üçüncü konu; son senelerde operasyonel olarak çok faal hale gelmiş olan MİT’in faaliyetlerinden özellikle Yemen ve Libya’da, Birleşik Arap Emirlikleri’nin duyduğu rahatsızlık. Bu arada bir parantez açayım, BAE denince aynı zamanda İngiltere ve Suudi Arabistan’ı anlamak lazım.

Dördüncü husus da; BAE’nin İran konusunda duyduğu rahatsızlık. Türkiye’nin İran konusunda da daha tarafsız daha kendilerine yakın bir durumda olmasını istiyorlar. Türkiye’den istediklerini alırken karşılığında da ellerinde bulunan ve Türkiye’de iktidarı ciddi şekilde sarsan Sedat Peker’in sakinleştirilmesi ve bir miktarda swap yapmayı teklif etmiş olabilirler. Bütün bu gelişmelerin temelinde İbrahim anlaşması çerçevesinde İsrail ile körfez Arap ülkelerinin varlığı anlaşma düzeni yatıyor. Bizim saray çevreleri de herhalde artık bu gerçeğin dışında kalamayacaklarını idrak ediyorlar.”

Eski AK Parti İstanbul
Milletvekili Emin Şirin

“(100 milyon dolar) 1-2 aylık devletin döviz ödemelerinde pansuman yapmaya yarar. Bu döviz ihtiyacı meselesinin derinliğine biraz bakmak lazım. Taa, Berat Albayrak döneminden beri sarayın cari açığı azaltıcı, ihracatı arttırıcı, Türkiye’yi hem işçilik hem diğer bütün faktörlerde ‘ucuz ülke’ haline getirici bir politika gütme arzusunda olduğunu, değişen dünya konjonktüründe Türkiye’ye sağladığı fırsatları da dikkate alarak konuşuyorduk. Şimdi artık bu politikalar yüksek sesle dillendiriliyor ve 5-6 ay içinde netice alınacağı söyleniyor. Bu politikada 5-6 ay içinde değil ancak 5-6 senede netice alınabilir. Netice alınabilmesi içinde ara malların üretimi, hakiki yatırımlar, istihdam ve tarım planlaması yapılaması ve bunları denetleyecek 100-150 milyar dolarlık hakiki yatırım gerekir."

"Tabii bunların temelinde de hukuka öncelik veren, güven telkin eden kadroların olması şarttır. Topluca duruma baktığımızda bugünkü şartlarda bugünkü kadrolarla netice alabileceğimizden ümitli değilim. Bu kadar laf ettiğimiz, yerin dibine soktuğumuz 15 Temmuz için suçladığımız Nahyan ile oturup konuşup anlaşıyorsak acaba Suriye’de Esad ile neden konuşup anlaşmıyoruz? Hoş Nahyan’ın bizden istedikleri vardı, geldi konuştu. Esad bizle konuşur mu?.. Onu bilemem.”