Emine Sağır: Şu an tek güvencem elektronik kelepçe

Boşanma aşamasındaki eşi Emine Sağır’a şiddet uygulayıp ölümle tehdit ettiği için 3 yıldır elektronik kelepçe takan Ferdi Sağır’ın denetim süresi 3 ay uzatıldı. Emine Sağır, "Ölmek istemiyorum" dedi.

Abone ol

DUVAR - Kocaeli’nde şiddet gördüğü gerekçesiyle evli olduğu erkekten boşanmak isteyen Emine Sağır'a, defalarca uzaklaştırma kararı almasına rağmen tehditler gelmeye devam ediyor. 

Boşanma aşamasında olduğu eşi Emine Sağır’a (40) şiddet uygulamaktan ve tehditten dolayı 2022 yılından beri elektronik kelepçe ile yaşayan Ferdi Sağır’ın (44), denetim süresini doldurmasına 2 hafta kala süresi uzatıldı.

Tehdit edildiğini ve can güvenliğinin olmadığını belirten Emine Sağır, ‘’2 hafta sonra elektronik kelepçe çıkarılacaktı. Elektronik kelepçenin süresinin uzatılması için mahkemeye başvurdum. Süre 3 ay daha uzatıldı. Elektronik kelepçe çıkarsa ben sokağa çıkamam, can güvenliğim yok. Şu an kelepçeye güveniyorum’’ dedi.

2009 yılında evlendiği Ferdi Sağır’dan uzun yıllar şiddet gören Emine Sağır’ın bu süreç içinde parmakları kırıldı, falçata ile yaralandı.

Şu anda Ferdi Sağır hakkında uzaklaştırma kararı olduğunu belirten Emine Sağır, ‘’2022’den beri boşanmaya çalışıyorum. Boşanma davamı ölümle tehdit edildiğim ve korktuğum için süreç içinde 2 defa geri çektim. Polise sığınıyorum polisi tehdit ediyor, devlete sığınıyorum devleti tehdit ediyor. Herkes benden korksun diyor’’ dedi.

'ÇOCUĞUM 2 YAŞINDA KONUŞMAYI ÖĞRENDİ, 5 YAŞINDA KEKEME OLDU'

Ferdi Sağır’ın 15 günde bir çocuklarını görme hakkı olduğunu belirten Emine Sağır, "Her görüştüğünde çocukların psikolojisi alt üst oluyor. Bunu mahkemeye sundum. Mahkeme reddetti ama sağlıklı bir görüşme olmuyor. Çocuklarla görüştüğünde dayısını, dedesini öldüreceğini söylüyor. Sonra da kendisine benzin döküp yakacağını söylüyor. Çocuklarıma psikolog desteği verildi. Benim çocuğum 2 yaşında konuşmayı öğrendi, 5 yaşında kekeme oldu. Ne zaman ki kendimizi toparlıyoruz, aynı olaylar tekrarlanıyor" ifadelerini kullandı.

Ferdi Sağır (Fotoğraf: DHA)


HAKİMİ DE TEHDİT ETTİ

Son olarak, psikolog ve pedagoglar eşliğinde 20 Ekim 2024 tarihinde çocukları ile görüşmesi sırasında olay çıkaran Ferdi Sağır, adli destek görevlilerini ve polisleri de tehdit etti.

Sağır’ın tehditleri tutanaklara şu şekilde geçti:

‘’Bu devlet benden korksun, polisler de benden korksun, siz de korkun, süreç böyle devam ederse cinnet haline az kaldı, ayağımda elektronik kelepçe var, bu sebeple iş bulamıyorum. İstersem bu elektronik kelepçeyi çıkarırım ama yapmıyorum. Üç hafta önce ayağımdaki elektronik kelepçe pantolonumu çıkarırken zarar gördü, bunu Giresun’da bulunan Çınarlı karakoluna bildirdim. Bu nedenle devlete sürekli ceza ödüyorum. Daha önce de Gebze 3. Aile Mahkemesi’nde görevli hakim psikopat, beni hiç dinlemedi. Makamına kabul etmedi. O hakimin her şeyini biliyorum, takip ediyorum. Kitaplarına kadar okudum, ailemde polis var, babam da devlet memuruydu."

Emine Sağır


'İŞLEDİĞİ HER SUÇ CEZASIZ KALIYOR'

Çaresiz olduğunu dile getiren Emine Sağır, ‘’Cumhurbaşkanından yardım istiyorum. Lütfen ölmek istemiyorum. Bu adama aklım yetmiyor, çaresizim. Polisler ve psikologlar da şikayetçi oldu ama herhangi bir sonuç alamıyoruz" diyerek cezasızlığa dikkat çekti.

"Her işlediği suç cezasız kalıyor. Bu adamın psikolojik sorunları var, bu adamın yaptığı şeyler cezasız kalmasın. Para cezası alıyor, bu caydırıcı değil, yaptıklarının cezasını çeksin" dedi.

Çocuklarıyla tek başına mücadele ettiğini belirten Emine Sağır, "Devletten büyük kızım için 3 bin, küçük kızım için 3 bin TL yardım alıyorum. Yarım gün de ben çalışıyorum. Fakat yardımın kesileceğini söylüyorlar. Çocuklarımı bırakacağım kimse yok, ailem de tehdit altında olduğu için bana gelemiyor. Bu nedenle yarım gün çalışabiliyorum. Çocuklarımı güvenebileceğim biri olsa bırakırdım, tüm gün çalışırdım. Ben çalışmak istiyorum. Çocuklara daha iyi şartlar sunmak isterim" dedi.

BİR SONRAKİ DAVA 29 OCAK 2025’TE

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Emine Sağır’ın avukatı Pınar Berfin Çoban, yaşanan süreci şu şekilde anlattı:

‘’Emine Sağır, eşi Ferdi Sağır’dan evlendiği 2009 yılından beri ağır şiddet görmüş. Bu süreçte eşine karşı boşanma davası açmış ve şikayetçi olmuş ancak sistem içerisinde yalnız bırakılan her kadın gibi ölüm tehditleri sebebiyle davalarından vazgeçirilmiştir. 2022  yılının sonunda Ferdi Sağır, müvekkil Emine Sağır’a ve müşterek çocuklarına öldürme kastı ile ciddi bir şiddet uyguluyor. O gün müvekkilin erkek kardeşi yeğenlerini görmek için tesadüfen eve geliyor. Müvekkilin kardeşi kapıyı açtığında çocuklar "dayı bizi kurtar" diye feryat ederek dayılarına koşuyorlar. Ferdi Sağır müvekkilin erkek kardeşine de saldırıp boğmaya çalışıyor. Müvekkil müdahale edip kardeşini kurtarmaya çalışıyor. Akabinde kolluk güçleri dahil oluyor ve taraflar birbirinden şikayetçi oluyorlar. Bu olay sonrası Emine Hanım Gebze Kadın Meclislerine ve yönlendirmemizle ŞÖNİM’e başvurdu. Başvuru sonrasında Ferdi Sağır’a elektronik kelepçe takıldı. Hemen akabinde sürece ben dahil oldum. Tarafların karşılıklı şikayeti sonrası sayın savcımız iddianamesinde Ferdi Sağır’ın müvekkile yönelik işlediği "kasten yaralama, tehdit ve hakaret" suçlarından cezalandırılmasını talep ederken, müvekkilin de müşteki şüpheli sıfatı olduğuna kanaat getirip Ferdi Sağır’a karşı müvekkilin de kasten yaralama suçu işlediği iddiasıyla cezalandırmasını talep ediyor. Yargılama hala devam etmekte olup davamız Gebze 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde derdesttir. Bir sonraki celsemiz 29.01.2025 saat 10:00'da, tüm kadınları desteğe bekliyoruz."

'TÜM YAŞANANLAR YARATILAN 'CEZASIZLIK' ALGISININ SONUCUDUR'

Avukat Çoban, "Ayrıca taraflar arasında görülen boşanma davası da derdesttir. Bu davada verilen ara karar ile çocuklarla baba arasında kurulan kişisel ilişki nedeniyle 15 günde bir pedagog ve polisler eşliğinde çocuklarını gören Ferdi Sağır, henüz geçtiğimiz hafta müvekkili, çocukları ve hatta polisler ile devleti tehdit etmiş, polislere mukavemet göstermiştir. 

İşte sistemin kötü kurgulanması, kadınlar yerine aileyi önceleyen yaklaşımın varlığı, 6284 sayılı kanunun uygulanmaması ve bu nedenlerle yaratılan "cezasızlık" algısının bir sonucudur  tüm yaşananlar. Adalet sistemine güvenip başvuru yapan şiddet mağduru kadınlar faillerin ceza almadan serbest bırakıldıklarına tanık oldukça toplumda  var olan "adalet” anlayışı ciddi yaralar aldı ve sisteme olan güven yok oldu. Bu durumun sonucu olarak birçok kadın şiddet mağduru olmasına rağmen adalet sistemine olan inançsızlığın yasal hakları kullanmaktan geri durmaya götürmesi de cezasızlık algısını yineledi" dedi.

Cezasızlığa dikkat çeken Çoban, "Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2024 yılı Ağustos ayında yayınladığı rapora göre , Türkiye'de bir ayda 33 kadın öldürüldü; 24 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Bu korkunç durum ne yazık ki ‘cezasızlık kültürünün ve caydırıcı olmayan politikaların’ sonucudur. Ama asla umutsuz değiliz. Hükümetin ve yargının bu politikaları yanında erkek saldırısına karşı kadın direnişi gün geçtikçe katlanarak artıyor. 6284’ün uygulanması ve kadına yönelik şiddetin sonlanması için bütün kadınlar mücadele ediyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.