Empyrium: Müzik, kaset değiş tokuşu varken daha sihirliydi
Türkiye'de iki gece konser veren Empyrium, dinleyicilerine unutulmaz anlar yaşattı. Grubun kurucusu Markus Stock, Empyrium'un yaptığı müziği bu coğrafyadaki insanlarla bağdaştırarak "Türk insanın ruhunda büyük bir melankoli var" dedi. Yeni albümün yolda olduğu haberini veren Stock, 2019'da raflarda yer alacaklarını söyledi.
DUVAR - Türkiye'de dikkat çeken bir dinleyici kitlesine sahip müzik grubu Empyrium, iki yıl aradan sonra tekrar İstanbul'daydı. Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde iki gece üst üste konser veren grup, atmosferi ile dinleyicileri büyüledi. Özellikle Empyrium Türkiye hayranlarının tam kadro katıldığı imza günlerinde uzun kuyruklar oluştu. Markus Stock ve Thomas Helm'in sesleri ile hayat bulan şarkılar; rüzgar efektleri, etkileyici gitar riff'leri ve kederli sözleri ile İstanbul'un havasını değiştirdi.
1994 yılında kurulan ve yayınladıkları ilk albümle kendine has tarzını gösteren Empyrium, o günden bu güne melonkolik müziğin önde gelen isimlerinden oldu. Konser sonrası Empyrium'un beyni Markus Stock (Ulf Theodor Schwadorf) ile konuştuk.
Spotify'a ve diğer platformlara baktığımızda dünyada en çok dinleyicinizin olduğu yerlerden biri Türkiye. Sizce, müziğinizle buradaki insanların ortak noktası nedir?
Bu soruyu sık sık kendime soruyorum. Bence Türk insanının ruhunda büyük bir melankoli ve derinlik var (İranlıları da ekleyebilirim) ve bu yaptığımız müzikle tam olarak uyuşuyor. Empyrium’un başından beri yaptığı müzik sizin bölgenizdeki insanlarla aynı havadan çalmak gibi.
YENİ ALBÜM 2019'DA
Daha önce de Türkiye’de bulundunuz. Burada olan biteni takip etme şansınız oluyor mu?
Evet, elbette burada olduğumuz zaman birçok haber duyuyoruz. Bu haberlerle ilgili görüşlerim de var tabii ama müzikle ilgili bir röportajda politika hakkında konuşmayayım.
Empyrium yeni bir albüm kaydına girmeyi düşünüyor mu? Eğer düşünüyorsa dinleyicilerine yeni albümle ilgili bir tarih verebilirler mi?
Evet! Uzun zamandır yeni materyaller üzerinde çalışıyoruz. Yeni albümü 2019'da bitirmeyi umuyoruz. Hala yapılması gereken çok iş var ama memnuniyetle söyleyebilirim ki; albümde daha çok folk, metal ve rock müzik içeren bir yaklaşıma geri dönüş olacak. Ayrıca şimdiye kadar yaptığımız her şey gibi kederli ve melankolik…
Empyrium'un müziğinde birçok tarzı içinde barındıran bir atmosfere sahip. Siz müziğinizi bir tür/janr adı altında nereye koyarsınız?
Bana göre Empyrium’um müziği tek bir türle ilgili değil, duygu ve atmosferle ilgili. Akustik olarak folk müziğin stilinde de başarılı olabilir, dark metal’in de, hatta ambient, neo-klasik ve elektronik müzikle bile uyumlu olabilir. Bir Empyrium şarkısını Empyrium şarkısı yapan şey sahip olduğu atmosfer ve duygulardır. Bunu kategorize etmek çok zor.
Müziğinizde hangi duyguları hissediyorsunuz. Belirttiğiniz gibi hüznün ve melankolinin dışavurumunda ne etkili? Dış dünyada neler sizi melankoliye ve hüzne iter de böyle müzikler ortaya çıkar?
Evet, özellikle bugünlerde, herkesin kendine göre sıralayabileceği birçok düşünce vardır. Ben her zaman eğlence vaat eden bir müzikten ziyade daha melankolik ve derin bir müzik anlayışında oldum. Sanırım, böyle melankolik müzikler üretmemin sebebi her zaman bir şeyler üzerine kafa yormam ve kaybetme korkusu ile lanetlenmiş olmam. Bu müziği yaparken de bu derin düşüncelerden ve korkudan kurtuluyorum.
Biraz şarkılar üzerine konuşalım. Dying Brokenhearted ve Under Dreamskies şarkıları nasıl yazıldı? Ortaya çıkmalarındaki hikâyeler nelerdir?
Dying Brokenhearted, bu dünyadan yorulmuş ve gittiği ormanda yatıp ölmüş bir kadını resmediyor. Her zaman bu şarkı için ‘Ön Raffaeloculuk’tan bir resim aklıma gelmiştir. Under Dreamskies ise aşkı kaybetme korkusu ve bunun üstesinden gelmeyi anlatan bir şarkı. Çok romantik…
Son olarak, sizler bu sektöre uzun yıllar harcadınız ve gruptaki ilk gününüzle bugününüz arasında fark görüyor musunuz?
Elbette birer müzisyen ve insan olarak büyüdük, olgunlaştık ama ilk yıllarımız heyecan ve naiflik ile doluydu. Yaşlanınca tecrübe hazinen büyüdüğü için bunu devam ettirmek daha da zorlaşıyor. Yine o dönemlerde internet yokken ve büyük bir fanzin-kaset değiş tokuş ağı varken metal dünyası daha bir sihirliydi. Şu anda tek bir tıkla o kadar fazla kişiye ulaşmak çok güzel ama grup sosyal medyada içinde yer aldıktan sonraki süreçte o büyüyü de kaybetmemek lazım diye düşünüyorum.