Asgari ücret ve memur maaşlarına yılbaşında yapılan artışlar, hızlı enflasyon karşısında şimdiden anlamsızlaştı. Aynı şey emekli gelirleri için de geçerli. Bu durum, bir düzenleme yapılmaz ise, yıl sonunda önemli bir reel gelir kaybı, göreli yoksullaşma anlamına gelecek.
Erdoğan iktidarının baş edemediği enflasyon yangını, ücret, maaş, emekli gelirlerini hızla eritiyor ve alım gücünü düşürerek göreli yoksullaşmayı tırmandırıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) Mart tüketici enflasyonunu yüzde 5,5 aylık olarak açıkladı. Yıllık artış da yüzde 61’i buldu. Geçtiğimiz ay, yani Şubat itibariyle yıllık tüketici enflasyonu yüzde 54,5 dolayındaydı.
Bu ürkütücü enflasyonda Ukrayna'nın işgali ile yaşanan dünya emtia fiyatlarındaki artış da önemli bir rol oynarken gıda enflasyonu kış şartlarında iyice yükseldi.
Mart ayının yüksek tüketici fiyat artışında özellikle akaryakıt fiyatları dikkat çekti. Motorin fiyatları yüzde 32, benzin fiyatları yüzde 24 arttı. Dünya ham petrol fiyatlarındaki sert artışlar, günü gününe akaryakıt fiyatlarına yansıtıldı.
Mart ayında gıda grubu dikkat çekici ölçüde fiyatların arttığı bir diğer dal oldu. Toplam tüketici fiyatı hesaplamasında dörtte bir ağırlığı olan gıda grubunda fiyatlar durmak bilmedi ve yüzde 4,7 arttı.
Yükselen enflasyonda, Erdoğan iktidarının ekonomiyi iyice kırılgan hale getirmesi, içeride özellikle tarımın ihmali sonucu gıda enflasyonunun tutulmaz hale gelmesi, etkili olmaya devam ediyor. Bunun yanında, yaklaşan seçim nedeniyle iktidarın büyüme temposunu düşürmeme ihtirası, enflasyona karşı politikaların önüne geçiyor. Elbette yaşanan Ukrayna işgalinin dünya ekonomisinde yarattığı sert rüzgârlardan etkilenme, Mart enflasyonunda önemli bir yer tuttu ve önümüzdeki aylarda da tutmaya devam edecek.
ASGARİ ÜCRET 3 AYDA ERİDİ
Enflasyon yangınına doğal olarak, ücret, maaş artışları dayanamıyor. Daha 3 ay önce yeniden düzenlenen asgari ücret, maaşlar, emekli aylıkları, yükselen enflasyon karşısında tutunamadılar, reel düşüşler yaşandı ve önümüzdeki aylarda da yaşanmaya devam edecek. Dört kişilik bir ailenin sadece aylık mutfak giderlerinin 6 bin TL’yi bulduğu şartlarda, asgari ücret de maaşlar ve emekli gelirleri de çok yetersiz kalıyor.
Çalışan gelirlerinin temel göstergesi olan asgari ücretin neti, 2021 yılında 2 bin 825 TL idi. Tüketici enflasyonunun özellikle tırmanışa geçtiği 2021’in son aylarında asgari ücretin yetersizliği belirginleşti. Her yılın son ayında toplanan asgari ücret komisyonu, son kararı Erdoğan’a bırakılan asgari ücretin, 4 bin TL’nin üzerinde olması tavsiyesinde bulunmuştu. Erdoğan da yeni yıla girerken “jest yaparak” yeni asgari ücretin netini 4 bin 253 TL olarak açıkladı. Bu, yüzde 50,5’luk bir artış demekti.
2022’ye girerken Türkiye’nin istihdamı kabaca 29 milyon. Bunun 20 milyonu ücretli ve yevmiyeli nüfustan, yani işgücüyle geçinenlerden oluşuyor ve yaklaşık yarısı, yani 10 milyonu, asgari ücret ve asgari ücret komşuluğundaki ücretliler. Asgari ücret, hem başat ücret hem de bir gösterge ücret durumuna gelmiş durumda.
2021 yılı Temmuz’u itibariyle, enflasyondaki ve bazı gelirlerdeki artışları birlikte dikkate aldığımızda, enflasyonun özellikle Ekim ayından itibaren vites büyüttüğü ve ücret-maaş, emekli aylığı gelirlerini geride bıraktığı görülüyor.
Asgari ücrete yapılan yüzde 50,5’luk zamla asgari ücret ancak iki ay, Ocak ve Şubat aylarında tüketici enflasyonun üstünde kaldı, ama Mart ayında, Temmuz 2021’e göre enflasyon artışı yüzde 51,4 iken, asgari ücretteki 8 aylık artış yüzde 50,5 oldu. Asgari ücretliler daha Mart ayında enflasyonun 1 puan altına düştüler.
Asgari ücretteki erime, hızla toplumda asgari ücret komisyonunun toplanması ve enflasyona göre yeniden belirlenmesi talebini yükseltti. Bu talebe, artık bir seçim düzlemine girmiş olan AKP iktidarı, başlangıçta kayıtsız görünmedi. AKP Genel Başkanı Erdoğan, 12 Ocak’ta AKP’nin grup toplantısında şu ifadeleri kullandı: “Önümüzdeki temmuz ayında enflasyon gerçekleşmesine ve şartlara bakarak gerekirse çalışanlarımızın durumlarını yeniden değerlendireceğiz.”
Erdoğan’ın asgari ücretle ilgili 25 Mart’ta yaptığı açıklama da şöyleydi: “Yıl ortasına geldiğimiz zaman çalışma ve sosyal güvenlik bakanım önüme mevcut durumu getirir.Yıl ortasında böyle bir değerlendirme gerektiğinde biz kesinlikle vatandaşımızdan, hele hele işçimizden böyle bir şeyi esirgemeyiz. Veren el alan elden hayırlıdır."
MHP Milletvekili Sancaklı da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü belirterek, "Temmuz ayı ile birlikte asgari ücretten tutun da emeklilerimize kadar maaşlara zam yapılacak" diyordu.
Ne var ki, aradan 1 hafta geçmeden Erdoğan ağız değiştirdi. 31 Mart’ta şöyle konuştu; “Ben vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti Aralıktır. Vakti geldiğinde de asgari ücretle sorumlu olan sendikalar ve çalışma bakanlığım otururlar konuşurlar, adımı atarız. Durum bu”.
Böylece, Mart ayından başlayarak enflasyondaki her aylık artış karşısında asgari ücretli savunmasız ve her ay biraz daha reel gelir kaybına uğrayacak görünüyor.
MEMURLAR, EMEKLİLER DE…
Enflasyon karşısında reel gelir kaybı, sayıları 3 milyonu bulan memurlar ve emekli kesimin omurgasını oluşturan 6 milyon SGK emeklilerinin gelirleri analiz edildiğinde de farklı değil.
SGK emeklilerinin Temmuz 2021’de ortalama gelirlerini Cumhurbaşkanlığı Stratejik Bütçe Başkanlığı 2 bin 599 TL olarak vermektedir. Bu ortalama maaş, 2022 Ocak ayında 3 bin 252 TL’ye çıkarılarak yüzde 25 artırıldı. Bu, 6 aylık enflasyona denk bir ayarlamaydı. Ne var ki, Mart ayına gelindiğinde 8 ayda, tüketici enflasyonu yüzde 56 artmışken emekli maaşlarındaki artışın yüzde 25,5’ta kaldığı, dolayısıyla önemli bir reel gelir kaybı yaşandığı görülecekti.
Sayıları 3 milyonu bulan ve asgari ücretin yüzde 57 üstünde aylık ortalama maaşı olan memurlar da enflasyon mağduru. Temmuz 2021’de 5 bin 57 TL olan ortalama memur aylığına Ocak ayı itibariyle 6 aylık enflasyon farkı ve büyümeden refah payı eklendi, yüzde 32 zam yapıldı. Böylece memurların maaş ortalaması aylık 6 bin 674 TL oldu. Ne var ki, memurlar, özellikle şubat ayından itibaren, aldıkları zammın, enflasyon karşısında geride kaldığını gördüler. Temmuz 2021 itibariyle, 8 ayda tüketici enflasyonu yüzde 56 artmışken, memurlar ancak Ocak itibariyle, yüzde 32 zam alabildiler. Memur kitlesi, maaşların yeniden belirleneceği Temmuz ayına kadar enflasyon karşısında ciddi reel gelir kaybına katlanmak durumunda kalacak.
Özetle, enflasyon yangını, hayatlarını işgüçleriyle kazanan işçileri, memurları ağır bir biçimde mağdur etmeye başlamış görünüyor. Asgari ücret ve memur maaşlarında yılbaşında yapılan artışlar, ilk çeyreğin hızlı enflasyonunun gerisine düşmüş durumda. Aynı şey emekli gelirleri için de geçerli. Bu durumun, yıl içinde düzenleme yapılmaz ise, yıl sonunda önemli bir gelir aşınması anlamına geleceği açık.
Aynı zamanda aileleri ile birlikte önemli bir seçmen kitlesini temsil eden bu kesimin sandığa giderken Erdoğan iktidarına iyi duygular beslemeyeceği de söylenebilir.