Erdoğan: Güvenli bölgenin imarına sadece bir ülke destek verdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki güvenli bölgede yapılacak inşaat çalışmalarına dörtlü zirvede yalnızca bir ülkenin destek verdiğini söyledi. Erdoğan, "Bu konuda maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor. İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Bu konuda biz size gerekli desteği vereceğiz' dedi" şeklinde konuştu.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi kapsamında bulunduğu İngiltere'nin başkenti Londra’da medya temsilcileriyle söyleşi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO zirvesinde terörle mücadele, mülteci krizi, maliyet paylaşımı, ittifak dayanışmasının güçlendirilmesi, Rusya ve Çin ile ilişkilerin ele alındığını söyledi.
"NATO’nun gücü, müttefikler arasındaki birlik ve dayanışmadan kaynaklanıyor" diyen Erdoğan, "Fakat bazı dostların bir taraftan terörle mücadeleyi öne çıkartırken diğer taraftan bu terör grupları ile el ele olduklarını da üzülerek görüyoruz. Biz nasıl ittifakın güvenlik tehditlerini ciddiye alıyorsak bütün müttefiklerin de bizim güvenlik kaygılarımızı ciddiye alması gerekir. Bu konuları hem zirve oturumunda hem de ikili görüşmelerde dile getirdik" ifadelerini kullandı.
'BARIŞI TESİS ETMEDEN BURALARI TERK ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL'
Türkiye, İngiltere, Almanya ve Fransa'nın gerçekleştirdiği dörtlü zirveye de değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Özellikle Suriye’deki Barış Pınarı Harekatı’nı etraflıca ele aldık. Burada kendilerine hazırlamış olduğum belgeleri, bilgileri takdim ettim. Bunun daha da ötesinde üzerinde durdukları bir konu var; 'Buradan ne zaman çıkacaksınız?' Biz de kendilerine 'Peki sizin burada ne işiniz var?' diye soruyoruz. 'Peki size karşı taciz mi var?' Yok. 'Taarruz mu var?' Yok. 'Peki, ne işiniz var burada?' Bizim burada 911 kilometre sınırımız var. 'Bakın' dedim, 'Çok açık ve net söylüyorum; Tel Abyad ve Resul Ayn’da -malum buranın uzunluğu 120 kilometre, derinliği 32 kilometre- belirlenen o barışı tesis etmeden buraları terk etmemiz mümkün değil. Çünkü biz buraya bir barış için girdik ve bu barışı burada tesis edeceğiz. Peki bunların güvenliği ne olacak? O da yine bizim sorumluluğumuzda. Eğer sizler de burada rol alırsanız beraberce buranın lojistiği olarak bu güvenliği de tesis ederiz.'"
'HEPSİNDEN ÖTE JOHNSON BU İŞE ÇOK ÖNEM VERİYOR'
Mülteci konusunun da zirvede gündeme geldiğini aktaran Erdoğan, "Diğer taraftan da şunu söylüyorsunuz; ‘Türkiye’ye teşekkür ederiz. Şu anda kendilerinde 4 milyona yakın mülteci var.’ Avrupa Birliği olarak verilen bir söz vardı. İki partide 3+3 milyar avro destek verilecekti. Peki bunlar geldi mi? Hayır. Dörtlü Zirve’de kendileri de buna hak verdiler. Gerek Almanya Başbakanı Merkel, gerek Fransa Cumhurbaşkanı Macron… Tabi hepsinden öte İngiltere Başbakanı Johnson o bu işe çok önem veriyor" dedi.
Dörtlü zirvenin en az yılda bir kez yapılmasını kararlaştırdıklarını dile getiren Erdoğan, ikinci zirvenin şubat ayında İstanbul’da yapılacağını belirtti.
'MACRON'LA BU KONULARA HİÇ GİRMEDİK'
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un "NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti" açıklamasına Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce sen kendi beyin ölümünü kontrol ettir" şeklinde karşılık vermişti.
Dörtlü zirvede Macron’un tavrının nasıl olduğu sorulan Erdoğan, "Macron ile bu konulara hiç girmedik. Ama tabi Sayın Trump ile görüşmesinde Sayın Trump’ın hakikatin yanında yer alması gerçekten manidardı. Çünkü bizim Fransa ile çok farklı bir anlaşmamız var. Fransa-İtalya-Türkiye olarak bu adımı atacağız. Ama bu hâlâ savsaklanıyor. Bunun yanında ikinci bir anlaşmamız daha olacak. Aradaki bu tür sıkıntılar nedeniyle maalesef yürümüyor. Halbuki onların bize ihtiyacı var, bizim de onlara ihtiyacımız var. 'Gecikiyor bu işler. Bu adımları atalım ve neticeye yürüyelim' dedik. O da kabullendi, 'Çalışmaları yürütelim' dedi. Temenni ederim ki bundan sonra bu tür şeyler olmaz" diye konuştu.
BALTIK PLANINA ONAY: ORADA KOMİSYON MESELESİ VAR
Türkiye'nin Polonya ve Baltık ülkeleriyle ilgili savunma planını kabul etmesiyle ilgili olarak "Niye evet dedik? YPG’nin terör örgütü olarak tanınması konusunda bir teminat aldık mı?" sorusu yöneltilen Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Orada konsey komisyon meselesi var. Bu konsey komisyon toplantısı ile ilgili o döneme kadar zaten bu işin şu anda geçerliliği adeta yok gibi. Süreç başlamıştır. Daha sonra 6 aylık periyodu var. Bu 6 aylık süreç işlerken böyle bir olay vuku bulduğu anda da burada başta NATO Genel Sekreterimiz olmak üzere hepsi devreye girerek bu işi tekrar yoluna rayına sokma şanslarına sahipler. Bu noktada bizi aşırı derecede bağlayıcı bir şey yok."
"Dörtlü zirvede Suriye’de güvenli bölge inşa ve imarında, bundan sonra ciddi olumlu bir söz hasıl oldu mu? Yoksa şimdiye kadarki tavırlar devam mı edecek?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bana göre bu konuda maalesef ülkelerin duyarsızlığı devam ediyor. İsim vermeyeceğim, sadece bir ülke 'Bu konuda biz size gerekli desteği vereceğiz' dedi. Diyoruz ki en azından biz imkanlarımız çerçevesinde Tel Abyad ve Rasulayn arasındaki bölgede bir çalışma başlatalım. Bu çalışmayla ortaya bir mülteciler şehri çıkartalım" ifadelerini kullandı.
'BU ÜLKE MONŞERLERDEN ÇOK ÇEKTİ'
Libya'yla imzalanan deniz anlaşmasıyla ilgili CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün "Libya’yla yapılan bu mutabakat yeni tartışmaları da beraberinde getirir" açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çok doğru söylemiş. Tabi ki yeni tartışmaları beraberinde getirecek" dedi.
"Zaman su gibi akıyor. Bütün bu tartışmaların veya mutabakat metinlerinin adı anlaşma mı olsun mutabakat metni mi olsun; bunların hepsinin güncellemesi lazım" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlar Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine kim sahiptir, bunu bile bilmezler. Dolayısıyla bu attığımız adımlarla öğrenecekler. Hakkımız hukukumuz nedir, bunu bilmezler. Bunu da öğrenecekler. Yani o gelip geçen -kusura bakmasınlar- monşerler var ya onlardan bu ülke çok çekti. Ama biz o monşerlere bu işi bırakmayacağız. Kusura bakmasınlar. Adam gibi adam olup bu ülkenin hukukunu savunanlar, başımız gözümüz üstüne. Ama savunmayanlar kusura bakmasınlar. Onlar da yerini bulmuşlar zaten. Biz onlarla beraber hareket etmedik etmeyeceğiz. Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın hakkını koruduğumuz gibi bir garantör ülke olarak da Türkiye orada kendi hakkını, hukukunu koruyacaktır. Buradan taviz vermek söz konusu değil. Tartışmaları getirirmiş götürürmüş, onlar bizi hiç ilgilendirmiyor. Biz ne tartışmalardan geldik geçtik. Onlar izliyor tribünde, biz sahada futbol oynuyoruz." (HABER MERKEZİ)