Erdoğan: Kabil Havaalanı'nı işletmeyi düşünüyoruz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabil Havaalanı'nın işletimini ele almak için ABD'den lojistik ve mali destek isteyeceklerini söyledi. Kıbrıs için de "Biz artık Kıbrıs Türkü diyoruz" ifadesini kullandı.
DUVAR - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs'ta bayram namazı sonrası gazetecilere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kabil Havaalanı'nın işletilmesi karşılığında ABD'den 3 talepte bulunacaklarını söyleyen Erdoğan, Kıbrıs gezisi heyetine Saadet Partisi'nden Oğuzhan Asiltürk ile DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'ı alma gerekçesini de anlattı.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
ABD'YE ŞARTLARIMIZ VAR (Afganistan Havaalanı'nın işletilmesi): Dikkat edilirse egemen emperyalist güçler Afganistan'da ilk defa böyle bir sorun üretmiyor. Bundan önce de Afganistan'da nice sorunlar yaşadık. Ve Afgan halkı iradesiyle bu emperyal güçlere karşı mücadelesini verdi ve zaferle çıktı. Daha sonra tekrar bu emperyal güçler malum Afganistan'a girdiler. 20 yılı aşkın zamandır oradalar. Biz de bütün bu emperyal güçler karşısında Afgan kardeşlerimizin yanında yer aldık. Orada onlarla beraber öncelikli olarak da Kabil Havaalanı'nın korunmasını sürdürdük. Şimdi yeni bir dönem var. Üç ana otorite burada görünüyor. NATO, ABD ve Türkiye. Bizden şuanda ABD çekilme kararını verdi. Ama Kabil Havaalanı'nın bizim tarafımızdan zaten işletiliyor, bundan sonra da işletilmesini istediler. Biz şuanda buna olumlu bakıyoruz. Ama olumlu bakarken tabii bizim ABD'ye bazı şartlarımız var. Nedir bunlar? Bir; diplomasi noktasında ABD bizim yanımızda yer alacak. İki; lojistik anlamda imkanlarını bizim için seferber edecek. Bir diğeri de bu süreç içerisinde çok ciddi bir mali noktada sıkıntılar olacak. Bu konularda da gerekli desteği Türkiye'ye verecek. Bunlar sağlanabilirse biz bu süreçte Kabil Havaalanı'nın işletilmesini ele almayı düşünüyoruz.
TALİBAN'IN İNANCI TÜRKİYE'YE TERS DEĞİL: Bu arada Taliban’ın bazı rahatsızlıkları söz konusu. Taliban’la da bu süreci görüşmek suretiyle, nasıl ki Amerika’yla bazı görüşmeleri Taliban yaptıysa, herhalde Taliban bu görüşmeleri Türkiye’yle çok daha rahat yapması lazım. Çünkü Türkiye, onun inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Ters bir yanı olmadığı için de onlarla bu konuları daha iyi görüşeceğimize, anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum. Ve Doha’dan oraya akan bir süreç var. Bu süreci de iyi değerlendireceğimizi düşünüyorum. Başka alternatifler var, bu alternatifler üzerinde de şu anda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
DSP GENEL BAŞKANINI DA ARAMIZA ALDIK: (Gazetecilerin Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk'ün heyette yer almasını sorması üzerine) Oğuzhan Bey Kıbrıs Barış Harekatı'nın yapıldığı dönemde Erbakan Hocamızın en yakın çalışma arkadaşıydı. O dönemde bu Kıbrıs Barış Harekâtı'nda o da üst düzey görev almış siyasilerdendi. Ziyareti yaparken Oğuzhan Asiltürk Beyi kafilemize katalım dedik. Aynı şekilde yine o dönemin siyasi hareketi olarak, yani o koalisyonun içinde Erbakan hocamızla beraber bulunan kadrodan Temel Beyi de davet ettik. Bu davetleri yaparken birlik ve beraberliği sağlayarak bunları yapalım istedik. Demokratik Sol Parti’nin şu anki genel başkanını da aramıza aldık. Çünkü merhum Ecevit’in o da şuandaki makamında bulunduğu için o da bizimle beraber. Derdimiz bütün bu birlikteliği sağlamak.
ARTIK KUZEY-GÜNEY DEĞİL, KIBRIS TÜRKÜ DİYORUZ: Bundan sonraki süreçte de biz kuzey güney demek istemiyoruz. Artık Kıbrıs Türkü diyoruz. Olaya böyle bakıyoruz. Bundan sonra da böyle devam ettireceğiz. (Azerbaycan'ın KKTC'yi tanıyacağı iddiası) Bu konuda tereddüt edecek hiçbir şey yok. Bunları İlham Aliyev kardeşim ile de sürekli görüşüyoruz. (HABER MERKEZİ)