Erdoğan, Kavala'yı Gezi ile suçladı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'obez bir devlet yönetimi' olduğunu belirterek, "Obezlikten devletimizi kurtarmamız şart" dedi. Gözaltına alınan Osman Kavala'yı 'Kızıl Soros' olarak adlandıran Erdoğan, "Başkonsolosluktan çıkanla STK mensubu dedikleri, Türkiye'nin kızıl Soros'u dedikleri kişinin bağlantıları çıkıyor ortaya. Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz, aynı kişi var. Gereken hesabı soracağız" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin uyum yasalarının biran önce çıkarılması çağrısını yineledi. Müftülere nikah yetkisini Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP'ye de tepki gösteren Erdoğan, gazetecilerin sorusu üzerine, erken seçimin 'şu anda' gündemlerinde olmadığını söyledi. Referandumda 'Hayır' oyunun çıktığı ilçe belediyelerinde değişim iddiaları içinse, "Gündemde değil ama olmayacağı anlamına gelmez" dedi.
Erdoğan'ın AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şu konular öne çıktı:
OHAL'İ 5. KEZ UZATTIK: Geçen hafta MGK ve Bakanlar Kurulumuz ile başladık. İç ve dış güvenlik konularının yanı sıra OHAL'in 5. kez uzatılması kararını aldık. Meclis'teki gensoru oylaması sebebiyle biraz erken bitirmek zorunda kaldık.
EKONOMİ: Asıl hedeflerimizden de asla taviz vermememiz gerekiyor. Ekonomi bunların başında geliyor. İstihdamda 29 milyona yaklaştık. Gençlerimiz ve kadınlarımız arasında çok daha hızlı şekilde gözlenen istihdama katılım sebebinin yüksekliği sebebiyle henüz tek haneli rakamlara ulaşamadı. Hedefleri turizmde de yakalayacağımıza kesinlikle inanıyorum. Bankalarımızla ilgili çalışmalarımızda, bugün inşallah bunlarla ilgili çalışmalarımızı da olgunlaştıracağız. Geniş bir teşvik paketi ile bu rahatlamayı sağladık. Merkez Bankası'ndaki rezervimiz de 117 milyar dolar seviyesine çıkmış bulunuyor. En kısa sürede 135 milyar doların üzerine çıkartacağız.
UYUM YASALARI ÇIKARILMALI: Ülkemizi hedeflerine ulaştırana kadar bize durmak, dinlenmek yok. 2019 hazırlıkları çerçevesinde üzerinde dikkatle durmamız gereken hususlardan birisi de reform sürecini kesintisiz devam ettirmek. 2019 Kasım'ında yapılacak seçim öncesinde uyum yasalarının çıkartılması gerekiyor. Yönetim sistemi değişikliğini önümüzdeki dönemde yönetim reformu ile taçlandırmalıyız. Eski sisteme dair ifadelerin yenisi ile değiştirilmesi olarak anlar ve uygularsak bu fırsatı heba etmiş oluruz. Köklü bir yönetim reformu haline dönüştüreceğimize inanıyorum.
OBEZ BİR DEVLET YÖNETİMİNE SAHİBİZ: Hâlâ obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır, obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Obezlikten devletimizi kurtarmanın şart olduğunu belirtmemiz gerek. Günü kurtarmaya yönelik hiçbir adım bizim yol haritamız olamaz.
FIRSATIN KAZASI OLMAZ: Uyum yasaları ile ilgili çalışmaları bu yaklaşımla yürütmeliyiz. Unutmayınız; Fırsatın kazası olmaz.
MÜFTÜLERE NİKAH YETKİSİ TARTIŞMASI: Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesi ile ilgili hadise... CHP'lilerin üslubu milletten, milletin değerlerinden, tarihinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Bu hususta Anayasa Mahkemesi'ne gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı hizmettir, kimilerinin uzmanlık alanı da mahkeme kapılarının aşındırmaktır. Anayasa Mahkemesi'ni olur olmaz sebeplerle CHP'nin ihtisas alanına dönüştürdüler. Haklarıdır ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız. Konuyu çocuk gelinlerden, çokeşliliğe kadar hakikete aykırı yere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik bizim de kabul ettiğimiz ve uygulanması gerektiğine inandığımız bir kavramdır. Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren, hizaya sokmaya çalışan CHP anlayışının miadı artık dolmuştur. Ana muhalefet partisinin milleti laiklikle böldüğü o karanlık devirler sona ermiştir. Bu kavramı AK Parti olarak yerli yerine oturttuğumuzu düşünüyorum. Ben burada tekrar müftülerin nikah kıyma yetkisini anlatacak değilim. Akıl sahibi olan herkes bu işin ne kadar doğru olduğunu biliyor ve anlıyor. İlkokul mezunu köy muhtarlarına varıncaya kadar herkes nikah kıyabiliyor. Bu Meclis'e tapu kadastro memuru olarak gelse bir şey demeyeceklerdi. Bunlar dinle bağlantılı bir konu olduğu zaman hop oturup hop kalkıyorlar.
SİLAHLARIN NEREDE, NASIL STOKLANDIĞINI BİLİYORUZ: Türkiye terör örgütleri ile mücadelesinde mesafe katettikçe bir takım mahfillerde tepkinin dozunun arttığını görüyoruz. Vize hadisesinden, köpekle aramaya bu tavır doğru yolda olduğumuzun ispatıdır. Amerika, Suriye'de PKK'nin düşük çocuğu olan PYD/YPG ile Rakka operasyonu yapıyor. 'PKK değil' diyorlar. Rakka'da bölücünün posterlerinin asılmasını ne ile izah edeceksin? Rakka'da suçüstü yakalanınca 'terörist başı saygı göstermeye değer biri değil' diyerek kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Şu lafa bak. Bu sizin gibi bir ülkeye yakışır mı? Hani siz demokrasinin beşiğiydiniz? Sizin gücünün Tayyip Erdoğan'ın korumalarına gözaltı kararı çıkarmaya yeter. Biz gerçeklerle konuşuyoruz. 3 bin 500'ü aşkın tır bölgeye silah taşıyor. Bunların nerede, nasıl stoklandığını biliyoruz. Bunu da iyi bil.
İTİRAFÇI YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR: (ABD'de tutuklu yargılanan Rıza Sarraf) 'Şunları şunları söylemen halinde şu kadar', 'Şunları şunları söylemen halinde bu kadar' diyerek itirafçı durumuna düşürmek gayreti içindeler. Bu işler bittiği zaman dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunu da açıklayacağız.
İDLİB'DEKİ NETİCELENDİ, ÖNÜMÜZDE AFRİN VAR: İdlib'deki operasyon büyük oranda neticelendi, önümüzde Afrin konumuz var. Daha önce ne dedik? Bir gece ansızın gelebiliriz, bir gece ansızın vurabiliriz.
SURİYE'DEKİ MANZARADAN MEMNUN DEĞİLİZ: Biz birbirimizle uğraştıkça ağıtlar hep Türkçe, Arapça, Kürtçe olacaktır. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG'nin kontrolünde. Böyle bir Suriye kimin işine yarar. Suriye halkına olmadığı kesin. Biz de karşımızdaki manzaradan memnun değiliz. Şu anda Deyrizor'da petrol kuyularını bölücü terör örgütü işgal etmiş durumda. Kim sayesinde?
TÜRKİYE'NİN KIZIL SOROS'U: Almanya'da terör örgütü gösteri düzenliyor, Alman polisi sizin için görevdeyiz diye mesaj yayımlıyor. Fransa'da gösteri yapılınca polis izliyor. Hani PKK terör örgütüydü. Neden izin veriyorsun? Bu soruyu sormak bizim hakkınız değil mi? FETÖ ile irtibatı sebebiyle birisini gözaltına alıyorsunuz. Diplomatik dokunulmazlığı var diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Kime, neyi yutturuyorsunuz? Başkonsolosluktan çıkanla STK mensubu dedikleri, Türkiye'nin kızıl Soros'u dedikleri kişinin bağlantıları çıkıyor ortaya. Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz, aynı kişi var. Belli yerlere ciddi manada kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Milletçe, beraber dik duracağız ve gereken hesabı da soracağız. (HABER MERKEZİ)