Erdoğan: Neresi olursa mücadeleyi orada vereceğiz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son günlerdeki saldırıları, 'demokrasi nöbeti' adıyla yapılan eylemlere misilleme olarak gördüğünü söyledi. Konuşmasında PKK ve YPG'ye de değinen Erdoğan'ın "Bazı dostlar 'cepheyi büyütmeyelim' diyor. Biz bu mücadeleyi satıhta veriyoruz. Neresi olursa, Suriye'nin kuzeyinde şu anda YPG'nin saldırıları var tehdit oluşturuyor. Batı bizi anlamamıştır, anlamayacak" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YPG konusunda Türkiye'ye verilen sözlerin yerine getirilip getirilmediğini yakından takip edeceklerini söyledi. Darbe girişimine karşı tüm Türkiye'nin karşı koyduğunu söyleyen Erdoğan, İslam ülkelerindeki çatışmalar için de, "Ölen de öldüren de Müslüman" dedi.
Erdoğan, İslam Sivil Toplum Kuruluşları'nın üyelerine hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:
TÜRKİYE SALDIRI ALTINDA: Türkiye adları farklı da olsa aynı saiklerle hareket eden ve birbirleriyle yakın ilişki içinde olan terör örgütlerinin ortak saldırısı altındadır. 15 Temmuz'da FETÖ milletimize saldırdı. Bu hain yapı başarılı olamayınca nöbeti diğerleri devraldı. PKK tarafından 15 Temmuz'dan bu yana yapılan saldırılarda çok sayıda vatandaşımız şehit oldu. Son olarak Diyarbakır'da 7 şehidimiz, Van'da 3 şehidimiz, Elazığ'da bugün itibarıyla 5 şehidimiz ve 217 yaralımız var. Son olarak da Bitlis'te mayın patlaması sonucu 5 askerimiz ve 1 korucumuz şehit oldu. Demokrasi nöbetlerine karşı yapılmış misilleme saldırıları olarak görüyorum. FETÖ ile DAİŞ arasında hiçbir fark olmadığını bu saldırılarla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Şehitlerimizin yaralılarımızın kanları yerde kalmadı, kalmıyor, kalmayacak.
318 KİŞİ TUTUKLANDI: 15 Temmuz'dan bu yana 182 terörist etkisiz hale getirildi. Güvenlik güçlerimiz terör örgütüne yardım ettiği belirlenen 3 bine yakın kişiyi gözaltına almış, 318 kişi tutuklanmıştır.
HER YERDE MÜCADELE: Bazı dostlar 'Cepheyi büyütmeyelim' diyor. Biz bu mücadeleyi satıhta veriyoruz. Bu millet güvenlik güçleriyle bu mücadeleyi verecektir. Neresi olursa, Suriye'nin kuzeyinde şu anda YPG'nin saldırıları var tehdit oluşturuyor. Batı bizi anlamamıştır, anlamıyor, anlamayacak. Bunun farkındayız. Dürüst davranmıyorlar. Biz askeri operasyonlar ve adli çalışmaları kesintisiz devam ettireceğiz. PKK'nın saldırılarının arkasında FETÖ olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. Biz her şeyin farkındayız. Hem bu ihanet örgütünün içerideki eylemleriyle mücadele edebilecek, hem de bölgedeki tezleriyle mücadele edebilecek kudrete sahiptir.
Sınırlarımız ötesindeki gelişmeleri de 15 Temmuz'dan bağımsız olarak, yakından izlemeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Suriye'nin kuzeyine ilişkin taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğini takip ediyoruz. Türkiye bir çadır devleti değildir. Cumhurbaşkanlığı forsumuzun etrafındaki yıldızlar şık dursun diye konmamıştır. Anlamayanlara, bu yıldızların ne ifade ettiğini anlatmaktan çekinmedik, çekinmeyiz.
YENİDEN YAPILANMA: Türkiye terör örgütleriyle mücadele noktasında, köklü bir yeniden yapılanma sürecindedir. Bir musibet, bin nasihatten evladır. İstihbarat zaafiyeti, teknolojinin daha etkin kullanımı gibi aksaklıkları ortadan kaldıracağımıza inanıyorum. 15 Temmuz meselesi FETÖ denilen kanser hücrelerini kesip atmamıza vesile olduysa bu olaylar da etkinliğimizi hızlandırmaktadır.
ÖLEN DE ÖLDÜREN DE MÜSLAMAN: Bizim üzerinde en çok durduğumuz hususlardan biri de İslam dünyasının kendi içindeki ihtilafları çözemeyişidir. Ölenin de, öldürenin de Müslüman olduğunu görüyoruz. Bizlere düşen birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı güçlendirmektir.
SON İMTİHAN: Türkiye'nin yaşadığı silahlı darbe girişimi, İslam dünyasının son imtihanı niteliğindedir. Bir millet ki tankların altına kendisini atabiliyor, bir millet ki, F-16'ların bombalarından yılmıyor. Bu millet yok edilemez, bu millet yenilemez. Bu ümmet son dönemdeki bu gelişmeyi çok iyi değerlendirmelidir. Bunun üstünde ısrarla durmalıdır. İstanbul Yenikapı 5 milyonluk o toplantısıyla dünyaya bir mesaj vermiştir. O birliktir, beraberliktir, dayanışmadır. Orada o siyasi parti, şu siyasi parti, Alevi-Sünni yoktu. Herkes oraya koştu geldi, 5 milyon İstanbul'da, 80 vilayette de herkes takip etti.