Erdoğan: Suriye'nin kuzeyine ve Kandil'e hiçbir çağrımız yoktur
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'çözüm süreci' tartışmalarına ilişkin konuştu. Erdoğan, "Kandil'deki terör baronlarına çağrımız yoktur" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamada bulundu.
Erdoğan, "Cumhuriyet belli bir şahsın, zümrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyeti'dir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyetiyse o kadar da kuzeylinin, doğulunun Cumhuriyeti'dir. Sağın da solun da Cumhuriyeti'dir. Hayat tarzı ne olursa olsun kendisini bu topraklara ait hisseden herkesin Cumhuriyeti'dir. Türk'ün olduğu kadar Kürt'ün de Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet, 'Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu vatandaşıyım' diyen vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyeti'dir. Bu Cumhuriyet hepimizin eseridir. Bu Cumhuriyet 85 milyonun tamamının Cumhuriyeti'dir." dedi.
'AYRIMCILIK YAPTILAR'
"Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar, zulmettiler, ötekileştirdiler" diyen Erdoğan, "Bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler. Aziz milletimiz her şeyin farkında. Milletimiz tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine, hem de TBMM'ye sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır" ifadelerini kullandı.
'SINIRLARIMIZI KENDİMİZ BELİRLEDİK'
"Sevr'de bize harita dayatarak 'Sizin ülkeniz burası olacak' dediler, 'Hayır' dedik. 'Sınırlarımızı kendimiz belirleriz' dedik" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Köklü devlet tecrübemizle, toprağımız için savaşarak, can vererek bağımsız vatanımızı inşa ettik. Yakın coğrafyamızdaki bazı ülkeler aynı başarıyı gösteremediler. Bu coğrafyada bir asırdır kan, gözyaşı, savaş dinmiyor. Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olarak Türkiye Cumhuriyeti de bu kaostan etkileniyor. Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar korkmuşlar, ürkmüşler ve Cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Bu milletin her bir ferdi şunu çok iyi bilmeli; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sıradan bir devlet değildir. Biz 29 Ekim 1923'te ilk defa tarih sahnesine çıkmış değil, sahneye yeniden çıkmış bir milletiz. Kuşkusuz 29 Ekim çok önemlidir. Tarihin kritik bir dönüm noktasıdır. Bu aziz millet yüzyıllardır, bin yıllardır hem tarih sahnesinde var olan, tarih yazan, tarih yapan bir millettir."
'KARDEŞLİĞİ BÜYÜTMEKTEN VAZGEÇMEDİK'
Erdoğan, "Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıldı. Alevi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için adımlar attık. Tüm bunları engellemek için darbe girişimine kalkıştılar... Fakat biz yılmadık ve kardeşliği büyütmekten vazgeçmedik. Göreve geldiğimizde Doğu ve Güneydoğu illerimizde ihmaller söz konusuydu. Bu illere tarihin en büyük yatırımı biz yaptık. Türk ile Kürt'ün kardeşliğini büyütmek için hemen hepsini yaptık. Fakat her seferinde karşımıza bir ihanet çıktı... Sırtımızdan hançerlendik ancak umudumuzu kaybetmedik. Kardeşlik hukukundan ayrılmadık. Türkiye'nin aydın geleceği için ne gerekiyorsa onu yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Bu bir dönemin, bir kesimin değil; topyekun insanların hayatını etkileyecek bir meseledir. Rabbim ömür ve fırsat verirse bu meseleyi ülke gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz" dedi.
BAHÇELİ'YE YANIT
Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çağrısına yanıt veren Erdoğan, "Terör belası başta olmak üzere kronik sorunları çözmek, kardeşliğimizi büyütmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz imkan çıktı. Cumhur İttifakı'ndaki yol arkadaşımız MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, MHP camiasına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımız ifade ederim. Devlet Bey tavır, konuşma ve siyasetiyle, cesur çıkışlarıyla daima tarihe not düşen, istikamet çizen bir liderdir. Kendisi mazrufa odaklanma iradesi gösterebilenler için, vatan-millet sevgisinin ne olduğunu, milliyetçiliğin ne olduğunu en açık şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı'nın çağrılarını bu çerçevede okuyanlar, tarihi fırsat penceresini görmektedir" dedi.
'KANDİL'DEKİ TERÖR BARONLARINA ÇAĞRIMIZ YOKTUR'
"Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"TUSAŞ'a yapılan kalleş saldırı bir kez daha göstermiştir ki, teröristin anlayacağı yegane dil, terörle tavizsiz mücadeledir. Türkiye'nin içinde de Irak'ta ve Suriye'de de terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdürecek, ülkemize nereden tehdit geliyorsa kökünü kazıyacağız. Türkiye'nin terörü destekleyeni teröre arka çıkan, hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi mümkün değildir. Terörle siyaset, şiddetle demokrasi yan yana gelmez. Aynı kapta bir arada bulunmaz."
ÖZGÜR ÖZEL'E YANIT
Özgür Özel'e yanıt veren Erdoğan, "Kardeşliğe açık katkı sağladığı için tebrik ediyorum. Tarihi bu kırılma noktasında Özel'in doğru yerde duracağına inanmak istiyorum. Devlet herkesin devleti olmalı. Bu yüzden Sayın Özel'i buradan tebrik ediyorum" dedi.
ESENYURT BELEDİYE BAŞKANI'NIN GÖZALTINA ALINMASI
Hukuksuzluğun olduğu yerde adalet olmaz, hukuksuzluğun olduğu yerde adil yönetim olmaz. Bunları öğrenmeye mecbursun. Terör örgütü mensupları Esenyurt'u kasıp kavururken bundan rahatsız olmayacaksın. Mevcut yönetime destek vereceksin. Attığımız adımlardan geri durmayacağız. Sayın Özel, benim Kürt kardeşim bölücü terör örgütü üzerinden sahnelenen oyunu görmektedir.
'TÜRK KÜRTSÜZ, KÜRT TÜRKSÜZ YAŞAYAMAZ'
"Sayın Bahçeli'nin dediği gibi, 'Türklerin ve Kürtlerin birbirini sevmesi dini ve siyasi farzdır" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Türkleri sevmeyen bir Kürt varsa Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk varsa, Türk değildir.' Türk Kürtsüz, Kürt Türksüz yaşayamaz. En son Ahlat'ta hem bedenimizle, hem ruhumuzla hem dilimizle bu hakikati bir kez daha ifade ettik. Alparslan'ın ordusunda Kürt de Türk de Arap da vardı. Malazgirt Türk'ün de Kürt'ün de ortak zaferidir.
Uzunca bir süredir bizi birbirimizden ayırmak istiyorlar. Malazgirt'in intikamını almak istiyorlar. Kudüs'ün öcünü almanın peşindeler. Biz bu tuzağa düşmeyeceğiz. Ortak düşmanı sevindirmeyeceğiz. Kardeşliğimizi bozmaya çalışanlara geçit vermeyeceğiz. Geçmişin yaralarını birlikte saracağız. Tarihi yine birlikte yazmaya devam edeceğiz.
BÜYÜK FIRSAT YAKALANDI
Biz bunca yıldır her kesimin özgürlüğü için mücadele verdik. Pek çok alanda hayal dahi edilemeyecek yerlere geldik. Şimdi ülke ve millet olarak, Sayın Devlet Bahçeli'nin, MHP'nin elini değil vücudunu taşına altına koymasıyla büyük fırsat yakalandı.
Sevgili Kürt kardeşlerim, senden bu eli samimiyetle tutmanı bekliyoruz. Siyonist İsrail'in aparatlığına, Türkiye düşmanlığını yapanları aradan çekip çıkarmanı istiyoruz. Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslamına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim diyoruz. Al bayrağımızın gölgesinde, aydınlık, müreffek bir istikbali birlikte kuralım diyoruz. Cumhuriyeti birlikte kurduk, bu Cumhuriyet senin de Cumhuriyet'in. Gel esenlik yurdu yapalım, yumruklarını sıkanları aradan çıkaralım diyoruz. Gel terörü meşrulaştıranların altındaki zemini boşaltalım diyoruz. Milletin verdiği yetkiyi terör baronlarına peşkeş çekenlere kim olduğunu gösterelim diyoruz."
ÖDÜL TÖRENİNE KATILDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen '9'uncu Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni'nde konuştu.
İslam aleminin bugün geçmişte hiç olmadığı kadar derin bir sarsıntıdan, çetin bir sınavdan, adeta bir varlık-yokluk imtihanından geçtiğini söyleyen Erdoğan, "Kitabullaha sımsıkı tutunmamız, Allah'ın ipine dört elle sarılmamız, Peygamber Efendimizin Aleyhissalatü Vesselam sünnetini kendimize rehber edinmemiz gereken zorlu bir süreci hep birlikte tecrübe ediyoruz. İsrail'in on yıllardır işgal ettiği bir yılı aşkın süredir de tüm dünyanın gözleri önünde soykırım uyguladığı Gazze ve Filistin toprakları başta olmak üzere İslam coğrafyasının önemli bir bölümü bugün ne yazık ki istikrarsızlıkla, çatışmayla, savaşla, yoklukla ve zulümle boğuşuyor" diye konuştu.
'ULUSLARARASI KURUMLARDAN HİÇBİR İTİRAZ GELMİYOR'
Çoğu çocuk ve kadın 50 bin masum insanın vahşice katledildiğini söyleyen Erdoğan, "Bir avuç toprak parçasına hapsedilmiş 2 milyon kişinin üzerlerine sürekli bomba yağdırıldığı, insanlık adına, medeniyet adına utanç verici günler yaşıyoruz. 7 Ekim 2023'ten beri şahit olduğumuz cinnet halini anlatmaya kelimeler yetmiyor. Katliam kadar acı olan bir başka gerçek; yıllardır bize adres gösterilen kurum ve kuruluşların içine düştüğü acizliktir. Siyonist hezeyanlarla gözü dönmüş İsrail hükümeti sadece Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni değil; görevi barışı, insan haklarını, basın özgürlüğünü, demokrasiyi korumak olan tüm yapıları esir almıştır. Dikkatinizi çekiyorum. 13 aydır çocuklar soykırıma uğruyor. Keskin nişancılar, 2-3 yaşındaki bebekleri hedef tahtası olarak kullanıyor. Canlı yayında gazeteciler, kurşunlarla öldürülüyor. Daha bunun gibi insanı insanlığından utandıran nice cinayetler işleniyor. Ama bünyesinde 10 binlerce personelin çalıştığı, milyarlarca dolarlık bütçeleri olan uluslararası kurumlardan hiçbir itiraz gelmiyor" dedi.
'BU İNSANLIĞIN TÜKENİŞİDİR'
"Netanyahu denilen insanlık düşmanını durduracak katliam şebekesinden hesap soracak etkili, caydırıcı herhangi bir adım atılmadığını" söyleyen Erdoğan, "Bu insanlığın tükenişidir. Bu uluslararası hukukun yerini artık orman kanunlarının aldığının ilanıdır. Bu 2'nci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel sistemin kendi kendini feshettiğinin en somut göstergesidir. Burada şunu açık açık söylemek isterim; Gazze soykırımı dünyadaki tüm maskeleri indirmiştir. İsrail yönetiminin hukuk tanımazlığı, batının on yıllardır savunduğunu iddia ettiği değerlerin içinin tamamen boş olduğunu bizlere tekrar hatırlatmıştır. Medeniyet dediklerinin tek dişi kalmış bir canavar olduğunu hep beraber gördük, görüyoruz" diye konuştu.
'İSLAM DÜNYASINDAN GÜÇLÜ BİR TEPKİ YÜKSELMİYOR'
Nüfusu 2 milyara yaklaşan İslam dünyasının Gazze'de ve Lübnan'da başarılı bir sınav veremediğini kaydeden Erdoğan, "Siyonist rejimin ölüm makinesinden 50 bin kardeşimizin kıyılmasına engel olamadık. 'Toprağın üzerinde şerefsizce yaşamaktansa, toprağın altında şerefimle yatarım' diyerek kanının son damlasına kadar vatanlarını savunan Filistinli yiğitlere hak ettikleri şekilde sahip çıkamadık. Gazze halkı işgalciler karşısında tam 390 gündür tek başına, yapayalnız kahramanca direniyor. Gazzeli müminler, Bedr'in aslanları gibi direniyor. Çanakkale'yi 'geçilmez' kılan istiklal aşıkları gibi direniyor. Gazze ve Filistin sadece kendi onurları için değil; aynı zamanda bizim için, tüm Müslümanlar, tüm insanlık için yiğitçe direniyor. Birkaç ülke dışında üzülerek söylüyorum; İslam dünyasından güçlü bir tepki yükselmiyor. Bu dağınıklığında tarihe kaydedildiği unutulmamalıdır" dedi.
'HAREKETE GEÇMEMİZ ŞARTTIR'
Kış mevsiminin yaklaştığını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu kış, Gazze ve Lübnan başta olmak üzere savaşın bütün yükünü taşıyan kardeşlerimiz için her zamankinden görünen o ki daha ağır geçecek. İsrail hükümeti bombalarla, füzelerle kıramadığı direnişi; kardeşlerimizi aç, susuz, gıdasız, ilaçsız bırakarak kırmayı deneyecek. İnsani yardımların geçişine izin vermeyerek Filistin'in başı dik evlatlarına diz çöktürmeye çalışacak. Nazilerin toplama kamplarını aratmayan koşullarda yaşamaya mahkum ettiği 2 milyon insana bu kış boyunca her türlü kötülüğü yapacak. İnsanlığın daha fazla dibe vurmaması için harekete geçmemiz şarttır. Kardeşlerimizi bu haydutluk karşısında yalnız ve çaresiz bırakamayız. Başta yardımsever milletim olmak üzere kalbi Filistin ve Lübnan için atan tüm insanları, mazlumlara el uzatmaya davet ediyorum. Rabbim Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'daki biçarelerin yardımcısı olsun. Rabbim bizlere bu insanlık imtihanını alnımızın akıyla vermeyi nasip etsin."
Erdoğan, konuşmasının ardından yarışmada dereceye girenlere plaket verdi.
(HABER MERKEZİ)