Erdoğan: Tekkeye mürit aramıyoruz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Hindistan dönüşü uçakta gazetecilere, 'Pelikan-İslamcı' kavgası ve referandumda Güneydoğu'daki Kürt oylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. YPG de Erdoğan'ın gündemindeydi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti'ye yakın yazarlar arasında yaşanan tartışmaya ilişkin ilk kez açıklamada bulundu. '“İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor' deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki" diyen Erdoğan, AK Parti'nin kurucu isimlerinden bir bölümüyle yaşanan soğuk rüzgarlar için de "Bazıları pazara kadar geldi" yorumunda bulundu. Erdoğan'a göre referandumda Güneydoğu'daki Kürt oyları da 'beklenenden fazla çıkmadı.'
Erdoğan Hindistan dönüşü uçakta gazetecilerle sohbetinde sorulara özetle şu yanıtları verdi:
BÖYLE SÜRERSE ABD'YLE UZLAŞI İÇİNDE OLAMAYIZ: (ABD ve Rus askerlerin SDG'yle devriyeye çıkması) Bizim son dönemdeki mücadelemiz Afrin tarafında değil. El Rai ve güneye iniyoruz; Dabık, El Bab ve oradan doğuya gidiyoruz. Bahsettiğiniz ABD’lilerin olayı bizim hareket alanımız içinde cereyan ediyor. Ben, 16 Mayıs’ta ABD’ye yapacağım ziyareti önemsiyorum. Yapılanları, adeta Obama döneminin bir kalıntısı, o dönemdeki komuta heyetinin aynı şeyleri devam ettirmesi olarak görüyorum. Ziyaretimizde tüm bunları Sayın Başkan’la görüşeceğiz, resimleriyle kendilerine aktaracağız. Bunların bizi ne kadar rahatsız ettiğini ifade edeceğiz. Bu şekilde devam edecek olursa Amerika ile uzlaşma içinde olmamız mümkün değil.
BAZILARI PAZARA KADAR GELİP TRENDEN İNDİ: (Son zamanlarda AK Parti’yi destekleyen yazarlar arasında başlayan tartışmalar) Bahsettikleriniz arasında, kurucusu olduğum partiyi geçmişte desteklemiş olanlar bulunabilir. Ama onların bu desteklerini daha sonra da aynen sürdürdüklerini düşünmüyorum. Daha sonra ibreleri değişti. Yol arkadaşıysan, gönül arkadaşıysan, pazara kadar değil mezara kadar gidilir. Bunların bir kısmı pazara kadar geldiler, sonra trenden indiler. Hele hele son dönemde, çok çirkin, kabul edemeyeceğimiz yaklaşımlara şahit olduk. Bu bir defa yolda, çizgide istikrarsızlıktır. Sırat-ı müstakim’den sapmadır. “İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor” deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanını, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktır. Ama bazıları işi tamamen şirazesinden çıkardı. İşi, kendi belirledikleri çerçevede kalan insanları ‘doğru’, onun dışındakileri de ‘yanlış’ addetme noktasına getirdiler. Onların da böyle bir hakları yok, benim de yok. Kaldı ki ebedi alemin ölçüsü hiçbirimizin elinde değil. Kimse bunu teraziye çıkarmasın. Hele hele çok ağır olacak ama uluhiyet davasına da kimse girmesin...
KÜRT OYLARI BEKLENENDEN FAZLA ÇIKMADI: (Referandumda Kürt illerinde 'evet’ oranının beklenenden yüksek çıktığı iddiası ve yeni bir süreç beklentisi): Beklenenden fazla çıkmadı. Aslında Doğu’da, Güneydoğu’da biz daha fazla bekliyorduk. Ama güzel bir netice çıktı. Bazı yerde 1’e 2, 1’e 3, hatta 1’e 10 artış olan yerler var. Şimdi ise gerek Jandarma gerek polis gerekse korucular, güvenlik önlemlerini alınca bahsettiğiniz gelişme yaşandı.
OHAL NE YAPTI? (Avrupa’dan OHAL’in uzatılmasıyla ilgili eleştiriler): Terörle mücadele bizim olmazsa olmazımızdır. Fransa’nın OHAL’ini görmeyen batı, bizim huzur içinde sürdürdüğümüz süreci eleştirmeye kalkıyor. Türkiye’deki OHAL ne yaptı? Sermayeden bir şey mi götürdü, insanların işleri mi etkilendi? 2002’de biz iktidara geldiğimizde de OHAL vardı, ama o farklıydı. İnsanlar kaldırmamızı istemişlerdi. Abdullah beyin başbakanlığı döneminde, bir ay içinde kaldırdık. Bizde şu anki OHAL, 2002’dekinin aksine, huzuru sağlamaya yönelik bir karardır. OHAL olmasa, PKK ile bu kadar rahat mücadele edemeyiz. FETÖ ile de mücadele edemeyiz. OHAL bize bu imkânı sağlıyor.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER’İ TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL: (Siyasal İslam tartışması) Ben bu konuda netim. Müslüman Kardeşler teşkilatını terör örgütü olarak kabul etmiyorum. Başbakanlığımdan bu yana, tüm mahfillerde işledim bu görüşü. Tamamen fikri altyapısı olan bir teşkilat bu. Elinde silah olmayan bir teşkilat için terör örgütü diyemezsiniz. Gannuşi’nin ve Halid Meşal’in onlar hakkında olumsuz bir kanaatleri yok. Hamas’ın geldiği noktayı, yeni bir siyasi vizyon belgesiyle açıklamış olması tabii ki önemlidir. 1967 sınırları içinde bir Filistin devletinin kurulmasının, ulusal uzlaşı formülünün temeli olacağını belirtiyorlar. Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olması gerektiğini vurguluyorlar. Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Filistinli tüm kesimleri kapsayacak biçimde inşa edilmesi gerektiğine değiniyorlar. Altını çizdikleri bir diğer konu da, çekişmelerinin Yahudilik ve Yahudilerle değil, Siyonizmle olduğu. Belgede, İslam’ın barış ve hoşgörü dini olduğu, aşırılığa ve mezhep taassubuna karşı olduğunu da vurgulayan bir madde de var.
(Kaynak: Hürriyet)