Erdoğan: Yarın medyada çok önemli bir şey göreceksiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da katıldığı bir yemekte yaptığı konuşmada 23 Haziran seçimi ile ilgili konuştu. CHP'ye yüklenen Erdoğan, "Yarın medyada çok daha önemli bir şey göreceksiniz" ifadelerini kullandı. Erdoğan ayrıca S-400 konusunun da kapandığını ve kısa süre içerisinde siparişlerin teslim alınacağını söyledi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sarıyer'deki Eski Büyükdere İskelesi'nde düzenlenen Trabzon Yaşlıları Koruma Derneği'nin akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 6 yıldır her biri diğerinden ağır siyasi, ekonomik ve diplomatik saldırılara maruz kaldığını söyledi.

"7 Şubat'ta yaşanan MİT krizinin bu sürecin işaret fişeği" gibi olduğunu belirten Erdoğan, Gezi Olayları, 17-25 Aralık girişimi, çukur terörü, 15 Temmuz darbe teşebbüsü, IŞİD ve PKK saldırıları, son olarak da geçen yıl ağustos ayında yaşanan ekonomik operasyonlarla bugünlere kadar gelindiğini ifade etti.

Son günlerde S-400 ve Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları ile Türkiye'yi hedef alan tehditlerin de aynı gayeye yönelik olduğunu dile getiren Erdoğan, farklı alanlarda farklı aktörlerce gerçekleştirilen bu operasyonların tek hedefinin Türkiye'nin bekası ve milletin bağımsızlığı olduğunu belirtti.

'IMF KAPILARINDA AVUÇ AÇAN BİR TÜRKİYE GÖRMEK İSTİYORLAR'

Ülkenin son 17 yılda ekonomi, güvenlik, siyaset ve savunma sanayide yakaladığı başarıların, birilerini çok ciddi şekilde rahatsız ettiğini aktaran Erdoğan, "Ekonomisi sağlam bir Türkiye, kur, faiz, enflasyon sarmalı sayesinde çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden zenginleşen bir avuç elitin işine gelmiyor. Demokrasisi güçlü bir Türkiye, 'göbeğini kaşıyan adam' diyerek milleti aşağılayan, millete tepeden bakan seçkinlerin işine gelmiyor" ifadelerini kullandı.

Diplomasisi güçlü Türkiye'nin, bölgeyi çıkarlarına uygun şekilde dizayn etmeye alışmış emperyalist güçlerin işine gelmediğini belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Güvenliğini sağlamış bir Türkiye, bugüne kadar terör örgütleri eliyle iç siyasetimizi yönlendiren çevrelerin işine gelmiyor. Ülkemizin son 5-6 yılda sürekli hedef tahtasına konulmasının asıl nedeni, işte bu rahatsızlıklardır. Oyun kuran, oyun bozan bir ülke yerine, sadece senaryolarında figüranlık yapan bir ülke istiyorlar. Kendilerine yük olmayacak ancak karşılarında da dik durabilme cesareti gösteremeyecek, pısırık, ürkek, öz güvensiz bir Türkiye hayal ediyorlar. Eskiden olduğu gibi bir mektupla ya da telefonla hizaya getirebilecekleri bir Türkiye'nin hasretini çekiyorlar. Mazlum ve mağdurlara sahip çıkan değil, önceden olduğu gibi borç alan, IMF kapılarında avuç açan bir Türkiye görmek istiyorlar."

Türkiye'nin 17 yıl önce IMF'ye olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2013'te bunu sıfırladıklarını söyledi. 27,5 milyar dolar Merkez Bankası döviz rezervinin olduğunu, şimdi bu rakamın 90 milyar dolar seviyesinde seyrettiğini belirten Erdoğan, "Ülkemize yönelik dozu giderek artan tehdit dilinin, uluslararası basında yürütülen karalama kampanyalarının motivasyon kaynağı budur. Yoksa, Doğu Akdeniz'e kıyısı dahi bulunmayan Fransa, ülkemizin oradaki sondaj faaliyetlerinden neden rahatsızlık duysun? Bizim daha önce ne sondaj gemimiz vardı ne de arama noktasında gemimiz vardı. Ne yapıyorduk? Sağdan soldan kiralıyorduk. Onlarla bu işi yapmaya çalışıyorduk. Ama şimdi bizim 4 tane gemimiz var. 2'si sondaj, 2'si arama. Bazen bize fedailik yapıyorlar. Biz de bütün bu noktada, Deniz Kuvvetlerimiz ile oralarda yerimi alıyoruz, aramaya devam ediyoruz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın 31 ülkesindeki 450 nükleer santral hiçbir problem oluşturmazken, niçin Türkiye'nin nükleer enerjiden barışçıl bir şekilde faydalanma hamleleri, eleştiri konusu yapılıyor? Bu da manidar. Nükleer silahtan bahsetmiyorum, nükleer enerjiden bahsediyorum. Bu bile birilerini rahatsız ediyor" dedi.

Vatanın bekası ve milletin istikbalinin, her türlü hesabın üzerinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Açık ve net söylüyorum, Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türkleri'nin hak ve menfaatlerinin takipçisi olmaktan bizi hiç kimse alıkoyamaz. Gerekirse baş veririz ama hukuksuzluk karşısında asla başımızı eğmeyiz" dedi.

S-400 KONUSU: O İŞ BİZİM BİTMİŞTİR

Hava savunma sistemini güçlendirmenin Türkiye'nin en doğal hakkı olduğunu belirten Erdoğan, "Her zaman ifade ettiğim gibi elbette burada önceliğimiz müttefiklerimizle beraber hareket etmek, tedariklerimizi yine onlarla sağlamaktır" diye konuştu.

Birkaç gün önce Tacikistan'a gittiğini hatırlatan Erdoğan, devlet başkanlarıyla görüşmeler yaptığını, özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile S-400 konusunda yaptıkları görüşmeyle, buradan geri adım atmanın mümkün olmadığını açıkça söylediklerini belirtti.

"O iş bizim için bitmiştir, o dosya bizim için kapanmıştır ve çok kısa bir zaman içerisinde de siparişlerimizi inşallah alacağız" diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Amerika bize patriot vermek istiyorsa buyursun, versin. Gerçi bunlar teröristlere bunları ücretsiz veriyorlar, bedava veriyorlar. Biz bunlardan paramızla istedik. Obama döneminden beri istiyoruz. Vermediler. Hep 'Kongre müsaade etmiyor' dediler. Kusura bakmayın, biz de başımızın çaresine bakacağız. Biz ekonomide, ticarette, üretimde dışa bağımlı olmak istemediğimiz gibi savunma sanayinde de dışa bağımlı bir ülke olmak istemiyoruz. Ortak üretim teknoloji transferi ve tecrübe paylaşımını içermeyen hiçbir projede yer almaz, bu tarz projelere milletimizin tek bir kuruşunu dahi harcamayız. Çünkü biz 17 yılda elde ettiğimiz tüm başarılara bu şekilde imza attık. Silahlı-silahsız insansız hava aracı, Altay tankımızı, Atak helikopterimizi, Fırtına obüslerimizi, roketlerimizi, savaş gemilerimizi, zırhlı araçlarımızı, piyade tüfeklerimizi şu anda biz bu anlayışla geliştirdik."

23 Haziran'da yenilenecek İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçimlerinin bir yönüyle sadece bir belediye başkanlığı seçimi olduğunu belirten Erdoğan, "Esasen biz meseleyi böyle bakarız ama dışarıdan bu seçim öyle görünmüyor. Karşınızda 1994-1999 arasında bu güzel şehrimize belediye başkanı olarak hizmet vermiş bir kişi olarak bulunuyoruz ve İstanbul'u nereden alıp nereye getirdiğimizi sizler de gayet iyi biliyorsunuz" diye konuştu.

Erdoğan, genç kuşağın bunu büyük oranda bilmediğini, İstanbul'un özellikle çöp, çukur ve çamur konusunda, susuzlukta ne durumda olduğunu bilmediğini dile getirerek, "Bunların hepsini şu anda bu davette bulunan dostlarımın birçoğu bilir ve Istranca Dağlarını delerek İstanbul'a suyu nasıl getirdik, Melen'den İstanbul'a suyu nasıl getirdik, bunu o dönem o susuzluğu yaşayanlar çok iyi bilir. Bir diğer yandan İstanbul'da gazeteler hatırlayın maske dağıtıyordu. Niye? Hava kirliliği. Aşırı derecede bir hava kirliliği vardı ve bu maskelerle hava kirliliğinden korunma yoluna gidiyorlardı ve o dönemde Cumhuriyet Halk Parti'li bir belediyeden teslim almıştım" ifadelerini kullandı.

'YARIN MEDYADA ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR ŞEY GÖRECEKSİNİZ'

CHP'nin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray, İstanbul Havalimanı'nı da kötülediğini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne de karşı çıktılar. Bizim külliyeyi de yaptırmak istemediler, engellemeye çalıştılar ve Danıştay, bunların hesaplarını bozdu. Gezi olayları sırasında esnafın malını, mülkünü yağmalayanlara sahip çıkanlar yine bunlar değil miydi? Bu şehri senelerce maalesef çirkinliklere mahkum eden yine bunlar. Daha koltuğa oturur oturmaz tüm İstanbullunun verilerine saldıran yine CHP'dir. FETÖ ile PKK ile ilgili tek cümle kurmazken, sivil toplum kuruluşlarımıza, hayır hasenat kurumlarımıza musallat olan yine aynı faşist zihniyettir. Evine helal rızık götürmekten başka hiçbir kaygısı olmayan emekçi, işçi kardeşlerimizle uğraşan da yine CHP'li belediye başkanlarıdır, HDP'li belediye başkanlarıdır.

Devletin valisine, Ordu Valisine ne dediğini biliyorsunuz. Hakaret. 'İt' ondan sonra 'hayır.' Görsel medya, yazılı medya hepsi bunu tevsik etti, belgeledi. Şu anda seçim var diye valimiz davasını henüz açmış değil ama davasını açacak. Yarın medyada çok daha önemli bir şey göreceksiniz. Bu televizyon programıyla alakalı olarak. Program öncesi moderatörle nasıl ve nerede buluştular bunu göreceksiniz. Hiçbir şey dürüst ve samimi değil."

Geçersiz oyların sayılmasıyla farkın kapandığını görünce panikleyip hırsızlıklarını gizlemek için seçim kuruluna gece yarısı baskın yapanların da kimler olduğunun kamera görüntüleriyle ortaya çıktığını dile getiren Erdoğan, "Yavuz hırsız misali, tüm bu gerçekler ortadayken suç bastırmaya çalışıyorlar ama nafile. Milletimiz her şeyi görüyor, değerlendiriyor" dedi.

Erdoğan, "Ak koyun ile kara koyun belli olmuş, siyaset mühendislerinin parlatmaya çalıştığı şahsın gerçek yüzü, karakteri ortaya çıkmıştır. İnşallah 23 Haziran'da milletimiz engin basiretiyle oyunu kullanacak, İstanbul Binali Yıldırım kardeşim gibi ömrünü ülkeye ve millete hizmete adamış, Fatih'in emanetine sahip çıkacak bir belediye başkanı tarafından yönetilmeye devam edecektir" ifadelerini kullandı.

Bunun için önlerinde sadece dört günün kaldığını, herkesin bu son günleri çok iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu dört günde her birinizin ulaşabildiği kadar çok insana ulaşıp, 23 Haziran'ın ehemmiyetini izah edeceğine inanıyorum. Burada bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum. Son günlerde CHP'nin ve sosyal medya tetikçilerinin milletimizi bölmeye yönelik bir nefret siyaseti güttüğünü görüyoruz. Özellikle Karadenizli kardeşlerimizi hedef alan ahlaksız bir iftira kampanyası yürütülüyor. Bu nefret siyasetinin Karadenizli kardeşlerimizin kafasını bulandırmasına asla izin vermeyeceğiz. Ben Rizeliyim ve bu ülkenin Cumhurbaşkanıyım. Öbür tarafta benim Hazine ve Maliye Bakanım Trabzonlu, İçişleri Bakanım, Sanayi ve Teknoloji Bakanım Trabzonlu, Ulaştırma Bakanım o da Trabzonlu. Grup başkan vekilim o da Trabzonlu. Eğer memleket meselesiyse bu al sana 4-5 tane Trabzonlu, bir de Rizeli. Ölçü bu mu olacak? Ölçü işi bilmek, ülkeyi yönetmek olacak. Eğer biz işi bilene vermezsek bunun bedelini, faturasını çok ağır öderiz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu fitne oyunlarıyla ilk kez karşılaşmadıklarını, 1994'ten beri bu tarz operasyonları pek çok kez görüp, yaşadıklarını vurgulayarak, "CHP'nin başı ne zaman sıkışsa kutuplaştırma, kardeşi kardeşe kırdırma siyaseti devreye girmiştir. 1950'den beri CHP kaybettiği iktidarı geri almak için hep benzer politikalara başvurmuştur. Kendi çıkarlarını korumanın dışında CHP'nin hiçbir değeri, hiçbir kutsalı olmadığı anlaşılıyor" diye konuştu.

Konuşmanın ardından basına kapalı devam eden programda, Erdoğan, katılımcıların sorularını da yanıtladı. (İSTANBUL/AA)