Erdoğan: Yunanistan bize karşı ABD'den yardım istiyor, gereği neyse yapacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan'a yönelik, "Türkiye'ye karşı ABD'den yardım istiyor. Ne yaparsan biz gereği neyse her zaman yapacağız ve yapmaya hazırız" dedi.
DUVAR - Cumhurbaşkanı Erdoğan Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı ile Uluslararası Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması Ödül Töreni programında konuştu.
Dünyanın her yerindeki Müslümanların sorunlarını önemsediklerini belirten ve "Akıl ve gönlümüz onlardadır" diyen Erdoğan, 21. yüzyılın 'buhran çağına' dönüştüğünü ifade etti. "Mazlumlara yardımlara dünyada bir numara biziz" diyen Erdoğan, Yunanistan'a yönelik, "Yunanistan Başbakanı ABD'den yardım istiyor. Neye karşı? Türkiye'ye karşı. Ne yaparsan yap, biz gereği neyse bunu her zaman yapacağız, yapmaya hazırız" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Mazlumlara yardımda dünyada 1 numarayız. Amerika, Batı değil, 1 numara biziz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
21. YÜZYIL BUHRAN ÇAĞINA DÖNÜŞÜYOR: "Hemen her gün insanlık olarak yeni bir krize, yeni bir gerilime uyanıyoruz. Salgının yıkıcı etkilerini atlatamadan patlak veren kanlı savaşın acı sonuçlarını tecrübe ediyoruz. 21. asır tam anlamıyla buhranlar çağına dönüşmektedir. Batı'da İslam ve yabancı düşmanlığı, nefret suçları, sosyal ve siyasi çalkantılar, masum çağı hedef alan kanlı eylemler yeni çağın alameti farikaları haline gelmiştir.
YUNANİSTAN'A KARŞI GEREĞİNİ YAPARIZ: Yunan feribotlarından o masum ve zavallı insanları nasıl Ege ve Akdeniz'e gömdüklerini izliyoruz. Dünyanın sesi çıkıyor mu? Hayır. Bizim firkateynlerimiz koşuyor ve onları denizden kurtarıyor. Çünkü biz Müslümanız. Müslümanlığımızın gereğini yerine getiriyoruz. Şimdi çıkmış Yunanistan'ın Başbakanı Amerika'dan yardım istiyor. Türkiye'ye karşı yardım istiyor. Ne yaparsan biz gereği neyse her zaman yapacağız ve yapmaya hazırız.
SAPKIN AKIMLAR GÜNDEN GÜNE YAYILIYOR: Yıllardır insanlığa kurtuluş reçetesi olarak sunulan materyalist reçetelerin çare olmadığı, ekonomik, siyasi, ahlaki olarak felakete sürüklediği gün geçtikçe daha da anlaşılıyor. Sapkın akımlar küresel güçlerin teşviki ile günden güne yayılıyor. Aile müessesesinin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük saldırı altında olduğunu görüyoruz. Aile yapımıza karşı bu akşam bu kutlu akşamdan, burada ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum; milletleri millet yapan güçlü ailelerdir. İşte bu güçlü aile yapımızı korumak suretiyle Allah'ın izniyle aile yapımızı sarsmak isteyenlere en güzel cevabı bu mübarek gecede veriyoruz.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE EVLİLİK KURUMU İŞLEVİNİ YİTİRİYOR: Öyle çirkin, garip, gureba akımlar karşısında dik durdukça Allah'ın izniyle bu milleti kimse yıkamayacaktır. Gelişmiş denilen pek çok ülkede evlilik kurumu işlevini neredeyse anlamını yitirmek üzeredir. Bizi diğer canlılardan ayıran insani vasıflarımız yok olma tehdidiyle karşı karşıyayız. Bu tehditlere gençlerimiz maalesef maruz kalıyorlar. Tüm kötülüklerin anası olan içki ve alkolden uyuşturucuya, ekran bağımlılığından nihilizme kadar çok ciddi tehditlerle boğuşuyor.
DAEŞ FETÖ'NÜN RUH İKİZİDİR: Nebevi davet metodu merhamet ve şefkat üzerine kuruluyken, bugün gerek ülkemizde gerek İslam dünyasında kimi zaman son derece sıkıntılı durumlara şahitlik ediyoruz. DAEŞvari tekfirci örgütlerle FETÖ gibi sapkın yaklaşımları burada ifade etmek gereği dahi duymuyorum. Onların gayesi emperyalistlere hizmet etmektir. Zahirde ayrı gözükse de FETÖ'nün DAEŞ'ten hiçbir farkı yoktur. Biri diğerinin ruh ikizdir. DAEŞ, FETÖ'nün ruh ikizidir. Bunların hepsi de tıpkı PKK gibi İslam ve Müslüman düşmanı çevrelerin farklı görünüm ve söylemlerle sahaya sürdüğü piyonlardır. Biz bu katil sürülerin yularını kimlerin tuttuğunu çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesini unutmadık, unutmuyoruz. 250 şehit, 2 bin 200 civarında gazimizi unutmuyoruz.
Son dönemde sosyal medya başta olmak üzere kimi mecralarda peyda olan şahıslar, bu kişilerin güya İslam'ı anlatırken öfkenin, gazabın, korkunun bidatın diline başvurduklarına hatta dolandırıcılıklara kılıf yapıldıklarına şahit ediyoruz. İnsanların kalplerini Allah'ın dinine ısındırmak yerine onlardan daha fazla uzaklaştırdığına melce bulduğunu biliyoruz. Belki aralarında iyi niyetli hareket edenler vardır. Ama kaş yapayım derken adeta göz çıkarmanın İslam'da yeri olmadığı açıktır.
BEZİRGANLARA İTİBAR EDİLMEMELİ: İslam'ı anlatan kişilerin özenli dil kullanması şarttır. Eline geçirdiği mühürle insanları kafir, fasık, münafık diye yaftalayan, yetkinliği tartışmalı, icazet kaynağı belirsiz bu bezirganlara milletimiz kesinlikle itibar etmemelidir. Gerekirse bu konuda daha önceki çağlarda olduğu gibi yapılar üstü mekanizmanın kurulması da değerlendirmelidir. Görevi ilim ve irşad olan Diyanet camiamız her kesimden insanımız, gençlerimizin karşılaştığı sıkıntılara, sorulara Kuran, siret, sünnet ışığında cevaplar üretmek zorundadır. FETÖ, DAEŞ'a malzeme üretmek olan karanlık örgütlerin kol gezdiği yerlerde çok ağır bedeller ödemek durumunda kalabiliriz.
Birileri tutturmuşlar yeni yeni bazı şeyler üretmek suretiyle Müslümanları aynı yerlerden sokmaya çalışıyorlar. Rabbim bizleri davet ve irşad vazifesinde resulünü örnek alanlardan eylesin diliyorum. Çeşitli edepsizliklerin, insafsız eleştirilerin hedefleri olsa da azim ve sebatla çalışan tüm hocalarımıza Allah'tan muvaffakiyetler niyaz ediyorum." (HABER MERKEZİ9