Ağızlara bir parmak bal çalınmıştı İsveç maçında son çeyrekte atılan iki gol ve UEFA Uluslar Ligi'nde kazanılan üç puanla. Rusya'ya zaten çok şanssız bir şekilde yenilmişti Türkiye içeride. Ancak şanssızlık süreksiz bir durumdur. 40 yılda bir gerçekleşmesi beklenendir. Ay yıldızlı takım, Rusya'ya bir kez de Soçi'de yenilince Türkiye'deki mağlubiyet de şanssızlıkla açıklanamaz duruma geldi. Özellikle spor dünyasında elde edilen her yenilgiyi şanssızlıkla açıklamak da büyük bir hastalık. Mâdem öyle her maçtan önce kurşun döktürüp okunmuş sular içip çıkılsın bundan sonra maçlara.
UEFA Uluslar Ligi'ndeki dört farklı torba oluşturulurken takımlar UEFA'nın 2018 Dünya Kupası Elemeleri, EURO 2016 Elemeleri ve EURO 2016 ile 2014 Dünya Kupası Elemeleri ve Dünya Kupası'nda oynadıkları maçlara göre puanlandırıldı. Rusya bu turnuvaların hepsinde yer aldı. İsveç son ikisinde yer alırken Türkiye ise sadece EURO 2016'da yer alabildi. Yani kendi grubunda turnuva katılım performansı en kötü olan takım Türkiye. Son 4-5 yılda bu üç milli takım arasından performansı en kötü olanı yani. EURO 2016'ya gidebilmek için gerçekleşen ihtimaller zinciri olmasaydı, 2008 sonrası beşte beş sınıfta kalan bir milli takım olacaktı Türkiye. Yani diğer 4 tanesine katılamamak ne kadar şanssızlıksa katılınılan turnuvaya katılabilmek de o kadar şanstı.
BİREYSEL DEĞİL TOPLU PERFORMANS
Şansı bir yere koyarsak, ki Türkiye'de futbolu yönetenlerin analitik düşünerek analizler yapmaya başlaması için acilen bu faktörü bir kenara koyması gerek, UEFA Uluslar Ligi'nde B torbasına son sıradan dahil olabildi Türkiye. Rusya bu torbanın birincisi iken İsveç üçüncüsü. Bu sıralamaya Dünya Kupası performanslarının dahil olmadığını ekleyeyim. Yani bu iki takım zaten Türkiye'nin çok çok üstünde performanslar sergiledi son beş yılda. Bu yüzden, “Dzyuba kim abi! Yerokhin'in dünya futbolunda yeri ne ki! Bizim bu ismi bilinmez adamlara yenilmememiz lazım" diye düşünüp eleştirmektense karşındaki takımı oluşturanların bireysel performanslarına değil toplu performanslarına bakıp gerekli eleştiriyi yapmak lazım. Karşılaştırmaları FIFA sıralaması üzerinden yapanlar duydum, üzüldüm. FIFA sıralamasına göre Rusya şu anda 46'ncı Türkiye ise 38'inci sırada. Biliyorsunuz ki Rusya Dünya Kupası öncesinde FIFA sıralamasında 66'ncı basamaktaydı. Türkiye ise aynı dönemde 37'nci sırada bulunuyordu. Rusya son beş ayda 20 sıra ilerlerken Türkiye bir sıra gerilemiş durumda.
DOĞRU TESPİT VE ANALİZ LAZIM
Ay yıldızlı takımın elindeki takıma ve oyuncu havuzuna bakarsak önünde parlak birkaç yıl var demek mümkün. Doğru ve potansiyelli oyuncu havuzuna sahip olmak tek başına yeten bir şey değil. Doğru tespit ve analizlerin de masaya konması gerek. En başta da şans faktöründen arındırmak gerek zihinleri, yoksa kazanılan her başarının da çok çalışmaktan değil şanstan ibaret olduğunu söylemek gerekir. Gerçekten bir şans aranıyorsa o da B Grubu'nda UEFA Uluslar Ligi'ne başlamaktı. Bu seviyede kalabilmek ve eldeki oyuncu havuzunun kendisini o seviyeye çıkarması için çalışmalarını sağlamak iyi bir hedef olabilirdi. Ancak bu konuda pek ümit vermiyor Türkiye Milli Takımı. Öyle görünüyor ki C Grubu'na düşerek tekrar ayağa kalkmak için çalışmak çok daha fazla gerçekçi bir plan gibi duruyor. Hem çok da dertlenmemek gerek küme düşülmesine. Almanya bile bu gidişle küme düşecek UEFA Uluslar Ligi'nde.